Güray Öz
Güray Öz guray@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Savaşın Tarafları

25 Aralık 2013 Çarşamba

Herkes de biliyor ki bu savaşın üç tarafı var: Cemaat, AKP ve 11 yıldır her iki kanadın birlikte yürüttüğü baskı ve yolsuzluklardan bıkmış usanmış, zulme uğramış halk kesimleri.
Şimdi kimileri çıkmış bu halk kesimlerini taraflardan birine yamamaya kalkıyor, hatta zorluyor. Yolsuzluklara dikkat çeker bunun için sokağa çıkarsanız, hükümet korosu “İşte gördünüz mü bunlar hep Cemaatçi oldular” diye haykırmaya başlıyor. Dün amansız bir güç birliği ile aydınları, gazetecileri hapseden gücün tetikçi kesiminin Cemaatten olduğuna dikkat çekerseniz, bu kez Cemaat tayfası “siz yolsuzluklara destek mi veriyorsunuz” diye sorguya çekiyor.
Boşuna çabalıyorlar.
Aydınlar, gerçeğin peşinde olan ve artık bilgi almalarının önü iyice tıkanmakta olan gazeteciler, “gerçeği bilelim de sokakta ve sandıkta ne yapacağımıza karar verelim” diyen halk kesimleri bu tuzağa düşmeyecektir.

***

Çünkü ortada artık üstü kolayca örtülemeyecek bir yolsuzluk iddiası var. Bu iddia halk kesimleri ve olanları yakından izleyen gazeteciler açısından iddia olmaktan daha fazla bir şeydir. 11 yılın hikâyesi, bize yolsuzlukların nasıl hasır altı edildiğini pek çok kez gösterdi. Bugünkü üstünü kapatma çabasının büyük bir telaş ve yasadışılıkla sürdürülmesi de yolsuzluğun boyutlarını, uzanabileceği mekânları net bir şekilde gösteriyor.
Ama bu büyük yolsuzluğu bir düğmeye basarak ortaya çıkardığı söylenenlerin de sureti haktan görünmesi olanaksızdır. İnsanlar onların gayretiyle doldurulan hapishaneleri unutabilirler mi? Doğrusu, neredeyse aynı kadrolar tarafından gerçekleştirilen operasyonlara bakınca yolsuzluğa bulaşanlara acımadan edemiyoruz. Şakadır, lafın gelişidir, acıdığımız falan yok; yalnızca geçmişte gazetecilere, aydınlara, seçilmiş milletvekillerine yapılan zulmü hatırlatıyoruz.

***

Bu arada yolsuzlukların boyutlarını görünce, geçmişte üstü örtülenleri de hatırlayan halk kesimlerinin bu kez soru sormayı unutmayacağına, ama bunun da kendiliğinden olamayacağına inandığımızı belirtelim de hayal âleminde kaybolup gitmeyelim
Öyle anlaşılıyor ki, yolsuzluklarla mücadele ettiğini, edeceğini söyleyen en sağdan en sola kadar siyasi partiler de ciddi bir sınav karşısındalar. Bu sınavın öncelikli sorusu, “Sapla samanı birbirine karıştırmamayı başarabilecek misiniz?”, ikincisi ise “Bu kavganın yarattığı olanakları harcamadan, boşluğa savurmadan ilerleyebilecek misiniz” sorusudur.

***

Bu soruların kestirme yanıtı “yiyin birbirinizi” değildir. Bu tehditli, beddualı kavga, halka ayağa kalkma, yolsuzluk yapanlardan, baskıyla, zorbalıkla hükûmet edenlerden hesap sorma olanağı sunuyor. Ama kavganın şiddeti ve tarafların şimdilik dengede duran güçleri, ağır zarar gören ve zararı baskıyla kapatmaya niyetli AKP iktidarının zulümden başka bir yol bilmediği ortadadır. Hasmını tepeleme çabasıyla yasalarla, yönetmeliklerle oynayan ve geçmişteki yasa tanımaz tutumuyla epeyce deney biriktirmiş iktidara karşı sokakta ve sandıkta bu tehlikeyi dikkate alan bir yol izlenmesi gerektiği de açıktır. Bu arada herkesin merak ettiği ve galiba hayal kırıklığı yaratabilecek önemli bir gelişme de AKP’nin kendine müttefik bulma ihtimalidir. Bu ihtimal kendini “çözüm” sürecine ve dolayısıyla AKP’ye bağlamış BDP’nin Gezi’deki gibi ikircikli bir tutum takınmasıyla kendini gösterebilir. Bunun işaretleri görülüyor. Doğrusu bu, yanlış bir pragmatizmin kısa sürecek zaferine bel bağlamaktan başka bir şey olmaz
Olanaklar da, tehlike de büyüyor.
Durup düşünme zamanı değildir. Hem yürümeli, hem düşünmeli en iyisi...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sondan Bir Önceki 7 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları