Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Savaş Havasına Kapılmamak İçin
“Yeni bir döneme” girdiğimiz ilan edildi. Bu dönemin medya açısından sorunlu bir dönem olacağını ise istifa etmiş hükümetin milletvekili olmayan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç açık, net bir şekilde söyledi. Evrensel ve Özgür Gündem gibi gazeteleri ismini vererek, kimi gazeteleri de adını anmadan “terör örgütlerine destek olmakla” suçladı. Arınç’ın konuşma tarzı yumuşak olmakla birlikte basından sorumlu olduğu dönemin çok sayıda gazetecinin gözaltına alındığı, tutuklandığı bir dönem olarak kayıtlara geçtiği bilinir. Şimdi ise savaş rüzgârlarının yapay bir şekilde şişirildiği bir zaman dilimindeyiz ve medyadan bu havaya uygun yayın yapması isteniyor, bekleniyor. Bu “görevi” heyecanla yapacak ama gazete olmaktan da hızla uzaklaşacak “gazeteler” var. Zaten emir beklemeden savaş çığlıkları atmaya da başladılar. Gazetecilikte ısrar edenler ise yurttaşın gerçekleri öğrenme hakkına saygıda kusur etmeyecek, haberde nesnelliği gözden kaçırmayacak, olup biten neyse onu duyurma çabasından vazgeçmeyecekler. Bunun bir bedeli olduğunu da biliyorlar. Savaş çığlıklarının ayyuka çıktığı zamanlarda, yalnızca gerçeğin peşinde koşmak yetmiyor, aynı zamanda baskılara göğüs germek, savaşa karşı barışın yanında yer almak, nefret dilinin tuzağına düşmemek gerekiyor.
İşte şimdi öyle bir döneme girdik. Yasaklar birbirini izliyor. Arınç’ın konuşmasından biraz sonra kimi haber sitelerine, haber ajanslarına erişim yasaklandı. Fırat Haber Ajansı, Dicle Haber Ajansı, sendika.org bunlar arasındaydı. Arkadaşım Hakan Kara dün köşesinde yazdı; Twitter’da yine kimi haberlerin yayılmasını önlemek için aç kapa yöntemine başvuruldu. İşe yaradı mı peki? Hayır, yaramadı. Daha fazla kişi Twitter’a girdi, haberleşti, bilgi aradı. Tam da bu yasaklar 24 Temmuz Basın Özgürlüğü Günü’ne rastladı. Aynı gün Cumhuriyet’in Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar arkadaşımız ve BirGün gazetesi de Basın Özgürlüğü Ödülü’nü aldılar. Bir gün önce ise Milliyet gazetesi yazarı Kadri Gürsel işten atıldı. Aynı günlerde yani savaş tamtamlarının çaldığı günlerde Arınç’ın tehditlerini duyduk. Ödül töreninde konuşan Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Turgay Olcayto zor bir döneme girildiğinin altını çizdi. Zorluk yalnızca baskılardan kaynaklanmıyor; medyanın kendini savaş havasına kaptırmasından da kaynaklanıyor. Bu havanın etkisinde kalmamak için daha fazla dikkat göstermek gereklidir. Çünkü biliyoruz, zehirli bir havadır ve sözcükler savaş yandaşlarının açıklamalarından haberin diline de sızıverir.
Aynı kaygıyı Osmanlıca hevesinin sahiplerinin son zamanlarda dillerine doladıkları kimi sözcüklerin haber diline hem de hiçbir açıklama yapılmaksızın girmesinde gördük. Başbakanın ısrarla kullandığı “istikşafi” sözcüğünü gazeteler, TV kanalları anlamaksızın kullanmaya başladılar. Herhalde “hava” veriyor; gerçekte ise ne gerçeği yansıtıyor ne de halkın anladığı, anlaması, kullanması gereken bir sözcüktür. Koalisyon için keşif, araştırma görüşmeleri, istikşafi görüşmeler yapılacakmış. Ortada keşfedilecek, araştırılacak bir şey de yoktur işin doğrusu. Her şey tüm açıklığı, çıplaklığı ile ortada. Ama gazetelerin, bu arada Cumhuriyet gazetesinin de dilde anlaşılır olma konusunda çaba göstermesi, yerleşmiş Türkçe sözcükler yerine epeyce eskimiş sözcükleri kullanmaktan uzak durması yerinde olacaktır. Unutmamalı, o sözcükler artık halkın anladığı dilin içinde yer almıyor. Köşe yazarlarının üslupları kendilerine aittir ama haberde arı duru bir Türkçe istemek de okurun hakkı.
Haberde fotoğraf
Haberlerde fotoğraf kullanırken biraz daha seçici olabilir miyiz? Öldürülenlerin ya da olay yerinin ayrıntılı fotoğraflarını kullanmak her zaman doğru olmayabiliyor. Suruç katliamında da benzer şeyler olmuştu. Biz 11-12 yaşında çocuklara Cumhuriyet, Birgün, Evrensel gibi gazeteleri tavsiye ediyoruz okumaları için. Kendimiz de başka gazeteler almıyoruz. Yaptığınız işin yorucu olduğunu biliyorum. Emeğinize de sonsuz teşekkürler. Fakat bu tarz fotoğraflarda buzlama yapsanız ya da hiç kullanmasanız. Haberi fotoğraflayan arkadaş cenaze çıktıktan sonra çekse fotoğrafı daha iyi olmaz mı? İlgilenmenizi diliyorum. İyi çalışmalar. Sami Karagöz
Okur Temsilcisi’nin notu: Arkadaşlarımız bu konuda titiz davranıyorlar. Haberin zorunlu öğesi, parçası olmadığı durumlarda fotoğraf kullanımında sizin de belirttiğiniz yöntemleri yeğliyorlar.
Editörlerden beklenen
Her sayfaya ayrı editör uygulaması sanırım gazetenin daha hızlı hazırlanmasında olumlu bir katkı yapıyor ama okuyucu tarafında ne yazık ki bu katkıyı hissedemiyoruz. Tam tersine, her geçen gün daha fazla hata/yanlış görür olduk.17/7/2015 tarihli gazetede olan ise gerçekten üzücü. 4. ve 5. sayfaların editörü aynı kişi ve yan yana bu iki sayfada aynı haber çıkıyor! Fırat Kozok’un haberi 4. sayfada “CHP-MHP dönüşümlü başkanlık yapsın”, 5. sayfada ise “RTÜK’de dönüşüm için öneri” başlıkları altında verilmiş. Köşe yazıları dışında, bu haber(ler) haricinde 4. sayfada 2, 5. sayfada ise 4 haber var. Yani sayfalarda bir haber yoğunluğundan bahsedemeyiz. Biraz özen lütfen... Serdar Güray
Neden dikkate almıyorsunuz ya da bir yanıtınız var mı?
Daha önce de yazdım, ama dikkate almadınız. Sık sık yazarların sayfaları kimi zaman reklam nedeniyle, kimi zaman da nedensiz değişiyor. Bu değişiklikleri birinci sayfadan duyurmak o kadar zor mu? İkincisi; dilbilgisi kuralıdır, hangi başvuru kitabına bakarsanız bakın öyledir. Makale başlıklarında her sözcük büyük harfle başlar. Siz ise tersini yapıyorsunuz. Bazı yazarlarınız sanırım itiraz etti düzeltiniz ama genel bir uygulama daha doğru olmaz mı? Hikmet Çelik
Haber seçiminiz
13 Temmuz 2015 tarihli gazetemiz 1. sayfasında “Harika Avcı Silahla Yaralandı” başlığı altında yer alan fotoğraflı habere bir okur olarak eleştirim olacak;
Aynı gün gazetenin 7. sayfasına haber konusu olması uygun görülmüş 2 farklı konu “TRT’de Atatürk ve İnönü’ye hakaret kustular” ve “Genel ahlak gözaltısı”.
Gazetemin okurunun 1. sayfada görmek istediği haber, magazin dışında haber değeri bulunmayan “Harika Avcı” konusu mudur yoksa aynı gün 7. sayfaya attığınız “TRT’de Atatürk ve İnönü’ye hakaret kustular” ve “Genel ahlak gözaltısı” başlığı altında yer alan konular mı? Manşet önceliğiniz nedir?Tamam anlıyorum gazeteye genç okur kazandırma adına biraz renklendik ama bunun gereği 1. sayfadan magazin haber girmek mi olmalıdır? Tuncay Yılmaz
Aslanların cinsiyeti
Son zamanlarda gazetedeki maddi yanlışlar çok sık gündeme geliyor. Eminim siz de üzülüyorsunuzdur bu duruma... Örneğin “aslanlar otolar arasında kuzuyu yedi” haberiniz bayağı mizah konusu... İki dişi aslan denen aslanların cinsiyetleri yelelerinden anlaşılamamış olsa bile fotolardan birisinde anatomi kitaplarına yakışır bir açıklıkta okuyuculara gösterilmiş, nedense sayfa editörü görememiş... Kızmayın dedim ama bence buna kızın, o arkadaşa da haftada iki kez NatGeo Afrika belgesi izleme cezası verin hatta. Bana da kızmayın, 60 yıldır sizi okuyorum; kızmak hakkımı da kullanıyorum! Ömer Kuleli
Blog sayfası ne iyi olurdu
İnternet sitenizde biz okuyucular için bir blog sayfası açmanızı istiyorum. Biz okuyucular, orada kendi fikirlerimizi paylaşmak ve yazmak istiyorum. Bu konudaki düşüncelerinizi bizimle paylaşırsanız sevinirim. Mustafa Albayrak
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- Erdoğan belayı satın aldı
- Kılıçdaroğlu'na 'Meral Akşener' yanıtı
- ‘Kar leoparı’ neden cezaevinde
- Elazığspor'dan maça çıkmama kararı!
- Ünlü kebapçının kardeşi 20. kattan aşağı düştü!
- Kayyum belediyeyi kapattı!
- Al Nassr'dan Talisca açıklaması!
- Yetki kısıtlayan teklif komisyondan geçti
- Çete lideri savunma yaptı, tutukluluğa devam kararı!
- 'Hadi gelin kapatın!'