Güray Öz
Güray Öz guray@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Resim Çerçeveye Sığmıyor

13 Eylül 2015 Pazar

“Kazandı farkında değil” demiştik, kuşkulu okur soruyor; “AKP hâlâ birinci partiyken bu nasıl kazanmak?” İlk bakışta haklı gibi duruyor bu soru. Toplumsal dinamikleri, temsili demokrasinin sürprizlerini dikkate almazsanız öyledir. Gerçek ise merdivenleri, inenlerle çıkanları görmeyi, göstermeyi önemser.
Buradan yola çıkıyoruz.

***

Meclis’e güçlü bir şekilde girmeyi başaran HDP aynı zamanda toplumsal dinamikleri dikkate alan partidir. Hatta ağırlığı bu dinamiklere verdiği bile söylenebilir. Ama HDP siyasetini kendi özgüveni ile yürütmekte zorlanıyor. Önünü kesen iki güçten birisi AKP, diğeri PKK’dir. Şimdi ikisiyle de ilişkilerini nasıl yürüteceğini bilememenin sıkıntısını yaşıyor. PKK’nin siyaseti her alanda belirleme, HDP’ye alan bırakmama tutumuna açık, net bir karşı çıkış yapamamak işini zorlaştırıyor. Öte yandan geçici seçim hükümetinde neden yer aldığı izaha muhtaçtır. Yanlış, HDP’li bakanların Cizre kapısında durdurulmalarıyla ortaya çıkmadı mı? AB Bakanı AB ile görüşmelerde bile yoktur. “Seçim güvenliği için katıldılar” demek ise gemileri çoktan yakmış AKP’yi anlamakta zorlanmak demektir.

***

Kazanan ama kazandığının farkında olmayanların ikincisi temsili demokrasinin “Ana Muhalefeti” CHP’dir. Neden? Çünkü CHP, toplumsal dinamikleri dikkate almak yerine AKP’nin, Beştepe’nin gittikçe daralan meşruiyet alanına boyun eğerek, o alan içinde siyaset yapmayı tercih etmiş gibi görünüyor. Kendini baskıyla, zorbalıkla, sıkıyönetim benzeri uygulamalarla, oldukça hoyrat ve keyfi bir şekilde uygulanan güvenlik yasalarıyla ortaya koyan, çapı çerçevesi gittikçe daralan meşruiyete ayak uydurmak, toplumsal hareketlilikten uzak durmak, Meclis’i toplantıya çağırmamak, kazandığının farkına varamamanın en önemli belirtileridir.

***

CHP siyaset merdivenlerinde inmekte olanla tırmananı kavramakta zorlanıyor. Türkiye’de eğilimi ne olursa olsun herhangi bir siyaset gözlemcisi, temsili demokrasinin parlamentosu dışındaki hareketli kitlenin sandıkla etkileşimini, kendi iç dinamiklerini, Gezi örneğinde olduğu gibi tüm siyasi hesapları nasıl altüst edeceğini görebilir. Görmeyen ya da daha doğrusunu söyleyelim bu dinamikten ürken, hadi daha da açığını söyleyelim; ürktüğü için görmezlikten gelen CHP inenle çıkan arasındaki matematiğin, çerçeveye sığmayan resmin farkında değildir.
O nedenle “kazandın ama farkında değilsin” diyoruz CHP’ye.

***

Peki gerçekten de siyaset dengelerini değiştirebilecek güce, potansiyele sahip olduğunu göstermiş olan toplumsal dinamikler de kazandıklarını bol keseden harcama şaşkınlığı içinde değiller mi? Haksızlık etmeyelim ama bölünerek güçlenme gibi tuhaf bir “diyalektiğin” içine girenler, kendi varlık gerekçelerini hep “ötekilere göre biz” yaklaşımıyla kurmaya çalışmak gibi bir yanlışın içindeler. Bölünerek parçaları çoğaltmak mümkündür, ama güçlenmek mümkün değildir. Hiç değilse parçaları daha anlamlı bir büyük paydada toplamak, orada toplanmak gerekmez mi?
Ve merdivenlerden, inenlerden, çıkanlardan söz ederken “sevinçli bir telaş içinde”, “iniyor, işte iniyor” determinizminin rahatlığına kapılmak pek de iyi olmayabilir mi acaba?  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sondan Bir Önceki 7 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları