Güray Öz
Güray Öz guray@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

‘Özgürlüğe’ Hoş Geldiniz

12 Mart 2014 Çarşamba

AKP-Cemaat koalisyonunun katakullisi, düzeni ile hapsedilmiş, zindana tıkılmış aydınlar, gazeteciler; “sehven” yaratılmış, üretilmiş, türetilmiş delillerle içeride tutulanlar en azından şimdilik özgürlüklerine kavuştular. “Şimdilik” kaydını neden düştüğümü anlatmaya çalışacağım ama önce bu kazanılmış özgürlüğün hikâyesini anlatmak gereklidir.

***

Bugüne kadar kimi liberalleri askeri vesayeti sona erdirmek için uğraştığı iddiasıyla peşine takan koalisyon iflas etti. “Faili meçhul” cinayetlerin peşine düşmeye yanaşmayan, tam tersine Hrant Dink cinayetinde olduğu gibi izleri örtmeye özen gösteren, özgürlükler üzerinde kendi vesayetini kuran AKP iktidarı, polisi de, yargıyı da yedeğine aldı. Askerleri ise artık bir sorun olarak görmüyor.
Tek başına iktidar hevesi de işte tam orada patlak verdi. Şimdi tanık olduğumuz çatışmanın nedeni işte bu hevestir ve iyi ki de öyledir.
Ortasından çatlamış koalisyonun Cemaat tarafının iktidar ortaklığından uzaklaştırılmış olmaya fena halde öfkelendiğini, aralıksız ortaya düşen telefon kayıtlarından, gazetelerindeki yazılardan, haberlerden anlayabilirsiniz. Cemaat Silivri’nin boşalmasına, KCK tutuklularının serbest kalmasına da fena halde kızgındır. “Bunca emek boşa gitti” demekteler. Bir ölçüde fantezi gibi gelse de hükmü kalmamış özel yetkili mahkemenin tuhaf direnişi de bu kapsamdadır.
Cemaatin saldırıları karşısında panikleyen, ortaya çıkan yolsuzluklara halk tepkisinin yığınsallaşmasından ödü kopan ve bu nedenle çareyi baskı düzenini koyulaştırmakta arayan Erdoğan cephesi ise Silivri’nin boşalmasından memnun olmasa da koşulların dayattığı bu duruma katlanmak, bundan asgari bir fayda devşirmek eğiliminde. Bu kez hedefinde liberaller değil, kafalarını karıştırmayı umduğu çevreler var.

***

Erdoğan ve yakın çevresi bir yandan demokrasiyi geliştiriyoruz demagojisini yinelerken bir yandan da baskıyı kurumsallaştırmaya çabalıyor. Bu nedenle özgürlüklerine kavuşan Silivri tutsakları için “şimdilik özgürdürler” kaydını düştüm. Aslında yalnız zindandan çıkanlar için değil, tüm aydınlar, gazeteciler, muhalifler için aynı kaydı koymakta, geleceğe bu tehlikenin bilinciyle hazırlanmakta yarar var. Çünkü iktidar partisinin lideri sık sık sokakta gösteri yapanlara, aydınlara, gazetecilere, muhaliflere “Size gününüzü göstereceğim” demekle yetinmiyor, aynı zamanda “gününü göstermenin” maddi koşularını, yasal zeminini hazırlamaya özen gösteriyor. Çıkarılan yasalar muhaliflerin sesini kısmaya yöneliktir. Şimdi kavgaya tutuştuğu eski ortağının birbiri ardı sıra açıkladığı telefon kayıtlarıyla ortaya dökülen yolsuzlukların önünde sonunda başına iş açacağının bilincinde olan iktidar partisi, yine kayıtlardan öğrendiğimize göre telaş içinde, panik halinde önlem almaya, medyanın sesini kısmaya, yandaşlarını daha verimli kullanmaya çabalıyor.

***

Araştırmacı Erol Balkan ve Ahmet Öncü, Marx’ın burjuvazi için söylediği sözden mülhem, “İslami burjuvazinin kendi suretinde bir dünya yaratmaya çalıştığını” belirtiyorlar. (Neoliberalizm, İslamcı Sermayenin Yükselişi ve AKPYordam Kitap) Öyle görünüyor ki bu, koalisyon ortaklarının çatışmalarının da nedeni oldu. Surette anlaşamadılar.
Siyaset tarihi, en keskin savaşların, çatışmaların eski ortaklar arasında çıktığını anlatır. Ama aynı zamanda bu türden çatışmalardan halk yararına sonuçlar çıkmadığını da gösterir. İşte bu nedenle özgürlüklerimizin güvencesini onların çatışmasında değil, korunacak ağaçlarda, kanıtlanacak yolsuzluklarda, çıkılacak meydanlarda, siyaset alanının zorbalardan korunmasında bulacağız.
Özgürlük orada çünkü.

                                    
Berkin’e ağıt

artık ne yapsak geçmiş zaman gibidir
çünkü ölüm hep geçmiş zaman işidir
bildiğimiz ne varsa unuturuz da
o çocuğun anlattığı zamanlara gidilir

hep bir işarettir geride kalan ne denir
susmak zamanı geçer de bir ses incinir
öldürmek için ekmeğe giden çocuk mu
beklenir
sokak ne der bu işe sessizce mi gidilir

sen büyürsün de kim bilir kim küçülür
onlar iner derin bir kuyuya kapkara
gökyüzü gibi bir resim bir fotoğraf
uçurtmanın ipiyle ışıklı bir eve gidilir

artık ne yapsak geçmişten uçuşan zaman
gibi
öfkeli isyankâr sokak çağırır meydan
genişler
bugün artık daha başka nereye gidilir  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sondan Bir Önceki 7 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları