Güray Öz
Güray Öz guray@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Oksijen Tükeniyor

05 Şubat 2014 Çarşamba

Zirveye doğru tırmanıyoruz. Dağın eteklerindeyken fark etmediğimiz nefes darlığı, artık akciğerlerimizi tümüyle saran bir nefes alamama haline dönüştü. Daha yolun başında, dağın eteklerinde farkına vardığımız sıkıntıyı söylediğimizde kimi arkadaşlar “Yukarıda bol oksijen var” vaadiyle bizi oyalamaya çalışmışlardı. Ne yazık ki öyle olmadı. Çıktığımız bu zoraki yolculukta hep birlikte soluk soluğayız, çare arıyoruz.

***

Artık soru sorulamıyor. Devletin başındakiler aldıkları ve üzerinden epeyce zaman geçmiş oyların verdiği tükenmek bilmez cüretle parmaklarını sallayıp susturuyorlar işleri soru sormak olan gazetecileri. Soru sorduğunuzda başınıza ne geleceğini, nasıl azarlanacağınızı bilemiyorsunuz. Bundan böyle ya vazgeçeceksiniz soru sormaktan ya da devletlilerin istedikleri soruları soracaksınız.
Biliyorsunuz, yolsuzluklarla ilgili konuşmanız, yazmanız da iyice zorlaştı. İpucu bulsanız bile araştırmayacak, ipin ucunun sizi götürdüğü yere isteseniz de gidemeyeceksiniz. “Yol” diyebiliyor, “yolsuzluk” diyemiyorsunuz.

***

Yakında internetinizi bile alacaklar elinizden. Devletlinin bir bürokratı sitenize girip haberinizi oradan size sormadan hop diye alıverme hakkına sahip artık. Bu kadar da değil. Diyelim bir zatı muhterem sizin yazdığınız haberi beğenmedi, çünkü siz onun yaptığı, ettiği, halkın duymasında büyük yarar olan bir işle ilgili birtakım şeyler yazdınız. Ne yani yanınıza kâr mı kalacak? Kalmayacak. O muhterem kişi hemen “özel hayatının gizliliğinin ihlal edildiğini” iddia edecek ve Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’na doğrudan başvurarak sizin sitenize erişimin engellenmesini, o haberin oradan çıkarılıp atılmasını isteyebilecek. TİB ne yapacak peki? Muhterem kişinin talebini uygulanmak üzere hemen şu günlerde torbanın içinden çıkması beklenen “Erişim Sağlayıcılar Birliği”ne bildirecek ve erişim sağlayıcılar da bu tedbir talebini en geç dört saat içinde yerine getirecek.
Siz ne yapacaksınız peki? “Neresi özel hayat bunun” bile diyemeyeceksiniz.
Mahkemeye başvurur beklersiniz artık.

***

Zirveye doğru tırmanıyoruz ve sıradan bir nefes darlığı değil başımıza gelen. Çaresine bakmazsak akciğerlerimiz iflas edecek. “Bol oksijen var orada” demişlerdi, ama yokmuş işte. Tuhaf kayaların arasından sızan oksijen değil karbondioksit. Kirli bir dağın zirvesine doğru sürükleniyoruz hep birlikte. Tepeden gittikçe uzaklaşan mavi denize hasretle bakıyoruz. Kılavuza sormaya cesaret eden bir iki cüretkâr ise “sus ve yürü” komutuyla karşılaşıyor.
Yalakalar ve artık oksijensiz yaşamaya alışmış olanlar ciğerlerini doldurdukları pis havayla neşe içindeler ve biriktirdikleri nefreti büyük bir sevinçle kusuyorlar. Devletlilerse ortaklarıyla giriştikleri dalaşı bahane ederek zincirleri daha da sıkıyorlar. Yeni yasaklar yeni torbalara dolduruluyor boyuna. Her torbadan yeni bir yasak çıkıyor. Yemek molalarında dağıttıkları zehirli çikolatalara saldırıyor yalaka takımı.
Zirveye doğru tırmanıyoruz. Dağın eteklerindeyken fark etmediğimiz nefes darlığı artık akciğerlerimizi tümüyle sardı; boğulmak üzereyiz. Daha yolun başında dağın eteklerinde farkına vardığımız sıkıntıyı söylediğimizde kimi arkadaşlar “Zirvede bol oksijen var” demişlerdi. Yokmuş. Ne yazık ki doğru çıkmadı bu aptal kehanet. Sürüklendiğimiz bu zoraki yolculukta soluk soluğayız, telaş içinde çare arıyoruz.
Geç kalmak üzereyiz, “boyun eğme, ayağa kalk” dediğimizde geç kalmış olacağız belki de... Şimdi silkinip kalkma zamanı, sonrası yok bu işin...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sondan Bir Önceki 7 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları