Güray Öz
Güray Öz guray@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Öfkenin Nedeni

22 Nisan 2015 Çarşamba

Defansa, savunmaya çekilen takımın öncelikli hedefi yenilmeden maçı bitirebilmektir. Kazanmayı kontrataklara, doğacak boşluklardan yararlanarak gol atmaya bağlar. Siyasetin kontratakları ne yazık ki yalanla dolanla, karalamayla, mümkünse şiddetle kendini gösteriyor. Şimdi gördüklerimiz işte bu “naturanın” gizli saklı değil, açık işaretleridir. Seçimler yaklaştıkça daha beterlerini göreceğinizden emin olabilirsiniz. Parti binası kurşunlamalar, yol kesmeler, ille de söylemde şiddeti kutsayan, çağıran, “oh iyi olmuş” ifadeleri birbirini izleyecektir.

***

Ama böylesini ilk görüyoruz. Şiddetin dik âlâsıdır. AKP’nin Adalet Bakanlığı da yapmış bir önde geleni HDP’nin seçime katılma kararını AKP’nin önünü kesmek için hazırlanmış bir “proje” olarak niteledi. Düşünün, iktidar partisi bir başka partinin, ki o partiyle “çözüm süreci” adı verilen, Kürt sorununu çözmeyi amaçladığı sık sık ifade edilen resmi görüşmeler yapıyor, seçime katılmasını bir “proje” hem de iktidar partisinin önünü kesmeyi amaçlayan bir proje olarak niteleyebiliyor. Sonra o partinin binaları kurşunlanınca da gelsin samimiyetsizliği orasından burasından fışkıran “kınamalar.

***

Besbellidir ki, iktidar partisi oy kaybını saptamıştır. Kaybı durdurmak için elinden geleni yapmaya karar vermiştir. Bunun için gözünü budaktan sakınmayacağının işaretlerini veriyor. Ne pahasına olursa olsun güçlü bir şekilde iktidarda kalmak için çılgınlaşabileceğini gösteriyor. Kendisini, daha önce de yazdım, ısrar ediyorum, yalnız seçimlere değil, seçim sonrasına hazırlıyor. Cumhurbaşkanı ise yetkilerini yasaları zorlayarak, geniş bir şekilde kullanmaya, AKP’nin açığını böylelikle kapatmaya niyetlidir. Bu, açıkça şimdilerde bir tehlike olarak sık sık yenilediğimiz otoriter bir rejimin kendini meşrulaştırması anlamı taşıyacaktır.

***

Belki de “otoriter rejimler hiçbir zaman meşruiyet kazanamazlar” denilebilir. Ama tarih geniş kitlelerin gerek “rıza” ile, gerek zorbalıkla boyun eğebileceğini, bu tür iktidarlara içeride, dışarıda geçici de olsa bir “meşruiyet” sağlayabileceğini pek çok kez gösterdi. Zorba iktidarların etkisizleştirilmesi, güçten düşmeleri zaman ister; zamanın bedeli halk için, gerçekleri açığa çıkarma, fikri bütünlük içinde sistemleştirme görevini tarihsel olarak yüklenmiş aydınlar için ağır olabilir. Uzaklara gitmeye gerek yok; 12 Eylül faşizminin etkilerini üzerimizden tam olarak atamadığımız ortadadır.

***

Genel olarak direnen kültür dünyasının bir kesiminden sık sık “kooperatif kuruyoruz sanmıştım, onun için imzaladım” türünden yan çizmelerin çıkması, “Gezi iyi hoş da yeşil meselesini de aştı arkadaş” diyenlerin, kim bilir belki de “haklı olarak” “maişet derdine düşmeleri”, “işte yine o zamanlar geliyor” korkusunun belirtileridir. Korkunun ecele faydasının olmadığını bu türden konulara bireysel, nihayet kişisel bakanlar anlayamazlar.

***

Kısası, özeti şudur: AKP, onun stratejisti, taktisyeni, her şeyi Cumhurbaşkanı gerçekçi hesaplar yapıyor. Seçimlerden güçten düşerek çıkmak, ivmesi hızlanan bir inişin başlangıcı olacaktır. Buna tahammülleri yoktur. Bu nedenle de seçimleri bir şekilde halletmek, HDP’nin baraj altında kalması, muhalefet partilerine kayan oyların durdurulması, hepsinden daha önemlisi seçimlerden sonra toplumsal muhalefetin siyasete daha fazla damga vurmasının önüne geçilmesidir. Şimdi gençlere, barajı zorlayan partilere ve ilk kez gelir dağılımına vurgu yapan CHP’ye şiddetin diliyle saldırmalarının nedeni budur.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sondan Bir Önceki 7 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları