Güray Öz
Güray Öz guray@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

‘Ne Olacak’tan, ‘Ne Yapmalı’ya

23 Ekim 2015 Cuma

Seçimlere bir hafta kaldı. Partiler son köşeyi dönecek, son sözlerini söyleyecek, belki karanlık köşelerde bekleyenler kanlı planlarını gözden geçirecek. Başbakan’ın son koz olarak ağzından nasılsa çıkıveren kehanetine göre, artık her kimse bunlar, “Beyaz Toroslarının” depolarını dolduracaklar. Biz de işte bakıyoruz artık; ne olursa ne olur hesabındayız. Sahi ne olur? Durum Nedir? Ne gösteriyor kamuoyu yoklamaları?

***

Dedikleri şudur: 13 yıldan beri Türkiye’yi yöneten ya da yönetemeyen, artık siz ne derseniz, yüzde 40 dolayında oy alacak. Yani, “muhalif olmayan halktan sayılmaz” demiyorsanız, hatırı sayılır bir halk desteğine sahip. Ne var ki, yine bu halkoyu ölçümcüleri fikir birliğindeler, tek başına hükümet kurmaya yetecek sayıda vekil çıkartamıyor. İşte pek sevdikleri temsili demokrasinin böyle oyunları her zaman olabiliyor. En birinci parti seçiliyorsun da iktidar olamıyorsun, ne hüzünlü bir şarkı bu böyle.

***

Demek ki temsili demokrasi işlerse koalisyon kurulacak. İşlemeyebilir mi? İşlemeyebilir. Zaten “düzgün” işlediğinden kuşku duymak için her zaman yeterli veri, done, kanıt vardır. Ama diyelim ki işledi; yani Cumhurbaşkanı sarayın kapılarını zorlayıp “ben buradayken, temsilin başındayken böyle olmaz bu işler” demedi, o zaman kim kiminle koalisyon kuracak? Soru zor değil; ya “milliyetçi cephe” hükümeti ile yönetilemeyecek Türkiye ya da Batılıların “Büyük Koalisyon” tabir ettikleri AKP-CHP iktidarı ile baş başa kalacağız.

***

Burada solun AKP-CHP koalisyonunu kendine dert edindiğine “aman zinhar olmasın” dediğine tanık oluyoruz. Bu iki parti arasında insan hakları, basın özgürlüğü gibi konuları içeren, önemli, ihmale gelmez zıtlıklar kuşkusuz var, ama sola dert olabilecek “yazık olur bu partiye” diye kadim CHP’yi koruma içgüdüsünü harekete geçirecek farklar yoktur. Ekonomik politikalarda CHP’nin devletçi değil liberal politikaları Batılı benzerleri gibi savunduğu ortadadır. “Dış politikada derin faklar var” da demeyin lütfen, iktidar partisi için büyük devletlere uyum sağlama konusunda eğer akıllıysa CHP’den büyük fırsat mı olur?

***

Neyse lafı uzattık, uzatmayalım; karanlık güçlerin bilmediğimiz planları yoksa ya da böyle planlar önlenebilirse seçim sonrası tablo böyle olacak gibi. Sözün kısası solun CHP konusunda dertlenmesine gerek yoktur. Kendi işi konusunda dertlenmesi daha iyi olacaktır. “Ne olacak” sorusu meraklı sorudur da “ne yapmalı” diye sormak daha yakışıklıdır. Örneğin önemli işlerden birisi CHP’ye oy veren kitleye solun politikalarını, gelecek projeksiyonlarını, vizyonunu anlatabilmek olmalıdır. Ama daha önemlisi bunları AKP’ye oy veren kesimlere anlatabilmektir.

***

Bu arada aklı başında bir arkadaşımın kafamı karıştıran sözlerini aktarayım da karmaşık bilmeceye katkım olsun. Diyor ki arkadaşım; “AKP ya da CHP’ye oy verenlere solu, sosyalizmi anlatmak CHP’li politikacılara anlatmaktan daha kolaydır, çünkü CHP’li arkadaşlar solun kadim hastalıkları ile maluldür; parti içindeki kendi fraksiyonunu solun iflah olmaz fraksiyonları arasında sayar ki, ikna edilmesi ihtimali hemen hemen yok gibidir.”
Pek garip geldi arkadaşımın sözleri bana, ama gerçek payı var mı ne?  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sondan Bir Önceki 7 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları