Güray Öz
Güray Öz guray@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Laiklik, Kürtler, Savaş ve Siyaset

25 Aralık 2015 Cuma

Güneydoğu’da savaş koşulları hüküm sürüyor. Bunun terör örgütünün “tenkil” edilmesiyle ilgili olmadığı ortada. Öyle olsaydı bunca yıldır süren “terör örgütüyle mücadele” çoktan sona ermiş olurdu. Yeni durumda çatışmalar terör örgütünün dağlarda barınıp askeri birliklere saldırması ya da terör takibi sırasında ortaya çıkmıyor; artık kent merkezlerinde, ilçelerde.

***

İki somut sonucu var bu durumun: Birincisi bu “iç savaşta” gencecik insanların, çocukların devreye sokulması; ölmesi, öldürülmesidir. İkincisi siyasetin Türkiye dışına kaymış, ikili değil çok taraflı hale gelmiş olmasıdır. Bu coğrafya Irak Kürdistanı’nı, Kuzey Suriye’deki Kürt-Arap kantonlarını kapsıyor. Burada yalnızca Türk devleti, farklı Kürt siyasetleri değil, ABD, Suriye, Rusya daha başkaları ve onların farklı politikaları söz konusudur. Kürt sorunu orada da laiklerle cihatçıların savaşının parçasıdır.

***

Birincisi için söylenecek söz kalmadı artık. “Sivillerin, çocukların, kadınların, askerlerin, polislerin öldürülmelerine, mahallelerin tahribine, insanların evlere kapatılmalarına, duvarlara intikam yazıları yazanların eylemlerine son verilsin; kanlı çatışmalar bir an önce durdurulsun; taraflar ne yapacaklarsa siyaset alanında, özellikle sınır dışında yoğunlaşan siyaset alanında mümkünse barışın diliyle yapsınlar” demekten başka bir şey gelmiyor elimizden. Naif bir dilek bu, farkındayım; ama en azından Güneydoğu’daki çatışmaların neyin parçası olduğunu anlamaya, anlatmaya yarayacaktır.

***

Sürüp giden çatışmaların bağlanabileceği gerçeklerden birisi, her iki tarafın birbirini suçladığı masa devirme olayıdır. Ama onun da bağlandığı gerçek, somut bir tehdit olarak gündeme gelen laikliğin sona erdirilmesi, otoriterliğin yasallaşması anlamı taşıyan başkanlık dayatmasıdır. İddia odur ki; başkanlık hedefine ulaşılırsa Türkiye’de çatışmalar sona erecek, Türkiye istikrarlı, büyüyen, bölgedeki sorunlarda çözümleyici güç olacak, geri çekilmiş iddialar da gerçekleşecektir.

***

Bunun sopayı gizleyen havuç olduğu, yandaş kitleyi tutmaya yaradığı, belli kesimler tarafından satın alındığı da ortada. Beğenenler hem başkanlık, hem laiklik konusunda uzlaşma eğilimlerini açıklamaya, yatkınlıklarını belirtmeye başladılar bile. Ana muhalefet, iktidarın tanımaya hiç yanaşmadığı meşruiyeti, yasallığı korumak için ne yapacağını bilemiyor; herkesi memnun etmek gibi tuhaf bir taviz politikasında ısrar ediyor; “gerileyerek durdurmak” gibi anlaşılmaz bir politika izliyor; dindarlığı siyasete taşımanın laiklikle bağdaşmadığını bir türlü anlayamıyor.

***

CHP’nin de HDP’nin de görmek istemediği gerçek, laikliğin tümüyle bertaraf edilmesi temel hedefine kilitlenmiş olan iktidar partisinin karşısına dikilme zorunluluğudur. Başkanlık konusunda da Kürt sorununda da tutarlı politikanın laiklik üzerine kurulması gerektiğini kavramak, kararlı davranmaktır işin doğrusu.
Bu da mı naif geldi size, ilişki kuramadınız mı? Aralarındaki sıkı bağın somut bir gerçek olduğunu hayat gösterecektir. Ama hayatın dersleri çoğu zaman acı, pek acı olur bildiğiniz gibi...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sondan Bir Önceki 7 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları