Güray Öz
Güray Öz guray@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Hocaefendinin Hacet Duası

17 Kasım 2013 Pazar

“Durun siz kardeşsiniz!” dedik ama kavga durmadı. Tam tersine hızlanmışa benziyor. Demek ki ortada seçim hesaplarını da, “kardeşlik hukukunu” da bir yana bırakmalarını gerektirecek bir şeyler var. Bir taraf “ben bu dershaneleri kapatırım” derken, diğer taraf “Hacet” duasına oturmuş, destek arayışına girmiş deniliyor. Tarafını pek belli etmeden, diplomatik imalarla Cemaat’e destek çıkanlar da var, şimdilik gönlü bir yana aksa da sütre gerisine yatanlar da.
Ben anlayamadım bu kavganın esbabı mucibesini ey kariler, siz anladınız mı?

***

İplerin kopmasının başlangıç noktası olarak PKK ile girişilen müzakerelere karşı çıkan Cemaat’in Oslo görüşmeleri ile birlikte harekete geçtiği, MİT Müsteşarı’na açılan soruşturmada parmağının bulunduğu, Başbakan’ın buna çok kızdığı, yasa çıkarıp müsteşarını korumaya alırken, “Beni de mi tutuklayacaksınız” dediği, Cemaat’in Doğu’da, Güneydoğu’da PKK ile arasının iyi olmadığı, “barış sürecine” giren hükümet kanadının, sürece de karşı çıkıp her gün makale döşenen Cemaat’e “öyleyse işte böyle” diyerek düğmeye bastığı ... söylenmekte...
Bilmem ki doğru mudur?

***

Ben de en iyisi her zaman “munis” ve “ulvi” birtakım kelam ile zamanı geldiğinde duruma el koyduğu bilinen Hocaefendi’nin söylediklerine bakayım da, birinci elden fikir sahibi olayım dedim. Biliyorum ki çok “hikmetler” vardır bu eski vaizin sözlerinde. Girdim “Herkül Org” sitesine, vay ki vay, ateş püskürmekte Cemaat’in fukara önderi. Neler demiyor ki!
Ama ben, en çok ilgimi çeken sırlarla dolu bir bölümü aktarayım da, siz de artık sırların içindeki sırra vâkıf olun. Aktarıyorum: “60 ihtilalinden bu yana onu da gördük tokadını yedik, 70 darbesini gördük tekmesini yedik. 80 darbesini gördük onun da çiftesini yedik. Hepsinden bir şey yedik. Fakat tekme atan tokat atan çifte atanın şimdi hesapları görülüyor. Biz yapmadık onu, kader hüküm verdi ve kaderin o mevzuda figürü olarak kullandığı insanlar, onları öyle yaptılar. Ne var ki birileri onları planlıyor, yapıyor, ‘Topuklarını birbirlerine vurdu. Karşımızda dimdik durdu bu adamlar. Bunlara bunu dedirttik’ diyorlar bir taraftan, fakat bir taraftan da camia onu sanki bir kısım elemanlarına yaptırtıyormuş gibi onlara fısıldıyor. Bir taşla iki kuşu vurma gibi bir nifak hareketi içinde bulunuyorlar.”

***

Bu kadarı yeter zaten bize; özete gerek var mı değerli karilerim. Ezcümle söylersek, şu sıralarda yargılananlar, hüküm giyenler konusunda, iddiaların aksine “biz yapmadık onu” demekte hazret. Yani “polis soruşturmalarında, savcılarda, davaları gören mahkemelerde dahlimiz yoktur” diye kenara çekilmekte. Kitap yazan Nedim’in, kitabını basamadan içeri alınan Ahmet’in, cemaati hedef alan, deşifre eden kitabı yüzünden hâlâ içeriden çıkamayan Hanefi Avcı’nın başlarına gelenler konusunda “vallahi de bizim günahımız yoktur” demekte. “Ne Balyoz’la ne Ergenekon’la ilgimiz var” diye ağlamakta.
En çok ilgimi çeken yanı budur efendi hazretlerinin tiradında benim.
Gerisi şudur ki; dış politikada şaşmış rotayı düzeltmeye çabalar, “Tutturamadık, durumu iyi kavrayamadık. Davutoğlu, bozduğun gibi düzelt” diyerek moda tabirle her şeyi “resetleyen” Başvekil, diklenen Cemaaat erbabına da “Hadi bakalım, el mi yaman bey mi yaman” diye rest çekmektedir. Ben de Hizmet ya da Cemaat “elemanlarına” ya da Gülen Efendi müritlerine, “Kenara çekildiniz ya, şimdi bunlar hepsini üstünüze yıkarlar, vallahi iki cihanda kurtulamazsınız, cennet kapılarını da kapatır bunlar size” diyerek mizahın karasına gömülüyorum da billahi çok üzülüyorum!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sondan Bir Önceki 7 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları