Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Eleştiriler, Değinmeler
Geçen hafta okurlarımızın hep yoğun ilgisinin neredeyse beşe katlandığı bir hafta oldu. Gelen iletilerin büyük çoğunluğu tutuklu arkadaşlarımız Can Dündar ve Erdem Gül’le dayanışmalarını ileten, destek sunan okurlarımızdandı.
Arkadaşlarımıza iletilerini nasıl ulaştırabileceklerini soran okurlarımız için Can ve Erdem’in adreslerini bir kere daha yazıyorum: 9. Bölüm A1/ 5- 6 Silivri
Bilim Teknoloji ekinin kapatılması
Bir grup okurumuz Bilim Teknoloji ekimizin kapatılmasından duydukları üzüntüyü dile getirdiler. Kuşkusuz üzücü bir gelişmedir. Yönetimden aldığım bilgiyle yazıyorum; hiçbir gazete eklerini azaltmak istemez.
Tam tersine onları daha iyi hale getirmek, mümkünse artırmak ister. Ama ne yazık ki Cumhuriyet artan masraflarını, kâğıt, baskı giderlerini, personel ücretlerini karşılayabilmek için tasarruf etmek durumunda. Aynı zamanda habere daha çok kaynak ayırması da gerekiyor. Kimi okurlarımızın gazetede son dönemdeki değişikliklerle yeni masraf kapıları açıldığı yönündeki izleniminin doğru olmadığını da yönetici arkadaşlar belirtiyorlar. Umuyorum bugünleri atlatacak, ağır siyasi, ekonomik kuşatmayı yaracak, sayfa sayısı artmış, yeni eklerle zenginleşmiş bir Cumhuriyet’e doğru ilerleyeceğiz.
Kubilay yeterince anılmadı mı?
Bir grup okurumuz da haklı olarak Kubilay’ın şehit edilmesinin yıldönümünün gerektiği gibi değerlendirilmediği yönündeydi. Özellikle laikliğe yönelik saldırıların arttığı, neredeyse tüm eğitim sisteminin bu ters doğrultuda yeniden biçimlendirildiği koşullarda tarih boyunca sürmüş laikliğe saldırıları anlatmak, genç kuşakları bilgilendirmek yaşamsal önemdedir. Benim kanım, bugünkü koşullarda laiklikle bağlanmayacak hiçbir siyasal konu, gelişme yoktur. Tehlikenin büyüğü ve tüm diğerlerini belirleyeni laikliğe yönelen ağır saldırıdır.
Ara Güler olayı
Geçen haftanın üzerinde durulması gereken bir diğer olayı da fotoğraf sanatçısı Ara Güler’le ilgili olanıdır. Değerli sanatçı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın fotoğraflarını çekti. Kimi çevrelerde de eleştiri konusu oldu. Kendisi ilgi odağı bir sanatçıdır; konunun haber olması doğaldı. Ne var ki Cumhuriyet konuyu haberleştirirken, haberin başlığında haksız bir eleştiriye yer verdi.
Durumu fark eden arkadaşların uyarısı ile gazete bir özür açıklaması yaptı. Ancak değerli sanatçı Ara Güler Cumhuriyet’in özrü üzerine kendisiyle yapılan bir söyleşide “Kasımpaşalı” bir “değerlendirmeyi!” tercih etti. Fikir değiştirmek gerekmiyor. Haberin başlığı yanlıştı, bugün de öyledir. Ara Güler’in söyleşisindeki “serserilerin fotoğrafını mı çekecektim” sözleri üzerine ise kişisel, yalnızca kişisel bir düşüncemi iletmekten kendimi alamayacağım. Değerli usta, keşke serserilerin, çapulcuların da fotoğrafını çekseydiniz, ki arşivinizde epeyce var o fotoğraflardan. Ama bunu da bir eleştiri ya da serzeniş olarak almayın lütfen; kimi, nasıl, ne zaman fotoğraflayacağınızı kuşkusuz en iyi siz bilirsiniz.
Tuhaf bir tekzip
Bir diğer konu 26 Aralık tarihli gazetede girişinde Cumhuriyet’in değil Birgün’ün adının yazıldığı bir cevap ve açıklama metninin yer almasıdır. Okurlarımız doğal olarak buna bir anlam veremediler. Bu tuhaf durum ne yazık ki Cumhuriyet’ten değil, düzeltme metnini gönderen mahkemeden kaynaklanıyor. Yasa öyle ki bir cevap ve düzeltme isteği mahkeme kararı haline gelmişse başında, sonunda ne yazarsa yazsın yayımlamak zorundasınız. Yayımlamazsanız bedeli epeyce ağır oluyor. Arkadaşlar da, kararı veren yargıçların başlıkla, içerikle ilgilenmediğini gösteren bu açıklamayı zorunlu olarak yayımladılar. Bir “küçük” eleştiriyi hak ediyorlar yine de. Bu metni yayımlarken durumu anlatan küçük bir not, hem düzeltme ve cevap hakkının ne hale getirildiğini gösterirdi, hem de okurlarımızın şaşkınlıklarını gidermiş olurdu. Konuya dikkat çeken okurlarımıza teşekkür ediyorum. Haftaya buluşmak üzere...
Fotoğraf altını anlayabildiniz mi?
OLAYLAR VE GÖRÜŞLER sayfasında 23.12.2015 Çarşamba günü yayımlanan
“Sınıfsal bölünme ve CHP” başlıklı Doç. Dr. Yunus EMRE yazısını beğenerek okudum. Bu sayfaya daha önce ben de bir makale gönderdiğimden biliyorum, yazıları kısaltmak gerekiyor.
Sanırım bu yazıda da o nedenle gözden kaçmış anlam bütünlüğünü bozan bir hata var.
Fotoğraf altına da aynı hatalı bölümün konulmuş olduğunu görünce yazma gereği duydum. Yazının “Peki, çözüm?” başlıklı bölümünde ve fotoğraf altında “CHP için yapılması gereken sınıfın nasıl anlamlı bir politik ayrım hattı gelebileceği üzerine düşünmekten ibaret” yazılı ve bu haliyle bu anlamsız bir cümle olmuş.
Oysa “CHP için yapılması gereken, sınıfın nasıl anlamlı bir politik ayrım hattı haline gelebileceği üzerine düşünmekten ibaret” olsa yazının en önemli cümlesi haline gelecek.
Zaten bu önemi nedeniyle fotoğraf altına da yazılmış.
Bu gazeteyi satır satır okuyup değerlendiren, tartışan, paylaşan bir okuyucu grubunuz var.
Ne olur biraz daha özen gösteriniz...
Hakan Çubukçu
Ne sporu yapıyordu?
26 Aralık 2015 tarihli gazetemizin birinci sayfasında Aysu Paralı isimli sporcumuzla ilgili bir haber var. Gereğinden fazla haberi ilk sayfadan duyurmak gibi bence göze hiç hoş gelmeyen bir politikanın doğal sonucu olarak bazı haberler anlaşılmaz oluyor. Bu haberde de bu sporcumuzun hangi sporu yaptığını anlayamıyoruz. Spor sayfasına gidip haberin detayını okuduğumuzda da ancak ikinci paragrafta bu başarılı sporcunun güreşçi olduğunu öğreniyoruz. Sevgiler, saygılar... Serdar Güray
KISA... KISA
Barıştan yana
Cumhuriyet gazetesini düzenli takip etmeye çalışıyorum elimden geldikçe.
Ülkenin içinde bulunduğu savaş haline karşı daha barışçıl haberler yapmasını, toplumda karşı tarafların birbirine karşı duyduğu kin ve nefret duygusunun büyümemesi için daha duyarlı davranmanız gerektiğini düşünüyorum.
Bir tarafın servis ettiği haberleri aynen ve sorgulamadan yayınlamanız, yandaş basınla aynı tarafta durmanız beni üzüyor. Devrim Göl
Haydi Silivri’ye
Haydi Cumhuriyet okuru, nöbet sırası bizlerde. Yeni yılın ilk ziyareti bizden olsun.
Silivri yolları bizlerin bilmediği yollar değil. GülCangiller bizi bekliyor... Özdemir Özkan
Türkçeye özen gerek
Olmayan bir milletin 3 dil karışımı dilini çeşitli gerekçelerle topluma yeniden dayatmaya çalışmak yalnız gerici yandaş medyanın değil ilerici olduğunu söylediğimiz Cumhuriyet’in de ödevi galiba. Genç bir yazarınızın “gerçekler özgür” yerine “hakikatler serbest” başlığını seçmesi, TOMA’ların hep “basınçlı su” yerine “tazyikli su sıkmalarını” nasıl açıklayabiliriz. Coşkun Erel
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- Erdoğan belayı satın aldı
- Protesto eden yurttaşlara polis müdahalesi!
- Yıkılması gerekiyor!
- AKOM, İstanbul için 'saat' verdi: Çok kuvvetli geliyor!
- 5 yılda Türkiye'nin en büyüğü oldu: Nusret'e de satıyor
- ‘Kar leoparı’ neden cezaevinde
- Ünlü kebapçının kardeşi 20. kattan aşağı düştü!
- Kayyum belediyeyi kapattı!
- Trabzonspor'da ayrılık!
- Ali Koç'tan çok sert Kayserispor açıklaması!