Güray Öz
Güray Öz guray@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Durumun Gösterdikleri

03 Eylül 2014 Çarşamba

Anlaşılmıştır artık herhalde; 12 yıllık uzun, yorucu bir “mücadeleden” sonra AKP savaşı kazandı. Artık rahatlıkla “devlet benim” diyebilir. Diyebilir mi? Daha diyemiyor. Çünkü üst yargı organlarıyla hâlâ başı dertte. İtirazlar öyle küçümsenecek, geçiştirilebilecek gibi değil. Yüksek yargı organlarının başında bulunanların “ille de kuvvetler ayrılığı” diye tutturması can sıkıyor.
Peki AKP bunun bir çaresini bulamayacak mı?
Bundan sonra nasıl bir yönetim, nasıl bir icra olacaksa bunun yanıtını da orada aramak yerinde olur. Hukuk bekliyorsanız umudunuzu korumaya devam edebilirsiniz. Yok, yasaların rafa kaldırıldığı bir “ileri demokrasi” olur diyorsanız, kumaşınızı da ona göre kesip biçersiniz artık. Bu arada “bu hükümetin önünde çözümü zor konular var, nasıl olsa çözemez, emperyalistler de zaten yüz vermiyor, sonu yakındır” türünden rüyalar görüyorsanız uyanmakta yarar var derim.
Uyanın; karşınızda 12 yılda epeyce pişmiş ve özellikle bu gibi konularda pek pişkin bir yönetim kadrosu var.
Var ki, sıfır sorunu safi sorun haline getiren terfi edebiliyor.

***

Her şeyden önce suç ortaklığının birleştirici, bütünleştirici karakterine dikkatinizi çekmek isterim. Üstelik yalnızca birleştirmekle kalmaz, failleri can havliyle olmadık işlere de yöneltir. Şimdi gündemde olan da budur zaten.
Devlet olamadılarsa da son pürüzleri halletmek için çoktan harekete geçmiş olduklarını görüyor olmalısınız.
Göremediniz mi?
Geçmiş olsun o zaman.

***

Davutoğlu hükümeti kendi içinde görev dağılımını da tamamladı ve bize gelecek, geleceğimiz hakkında yeni ipuçları sundu; değerini bilirsek, işareti alırsak, kendimizi ona göre hazırlarsak ne âlâ.
Önce müjdeyi vermek gerek. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mutemedi olduğu söylenen Yalçın Akdoğan medya işlerini üstlenmiş durumdadır ki bundan böyle “alo” işlerini önceden olduğu gibi ikinci el olarak değil, doğrudan yönetecektir ve Cumhurbaşkanı’nın da içi rahat olacaktır. Bu alanda da yeni bir dönemin başladığını söyleyebiliriz artık.
İkinci görevlendirme ise şanı büyük, özgül ağırlığı epeyce fazla olan Arınç’ın bundan böyle Kürt işleri ile, “çözüm” meselesi ile uğraşacağının ilan edilmesidir ki kendisine büyük bir tuzak kurulduğu kanısındayım. Arınç’a “demek öyle ha, öyleyse al bakalım, işte böyle” denildiğini düşünüyorum.
Bilmem yanılıyor muyum?

***

Her neyse biz kendi işimize bakalım. Gelecek karanlıktır; bilelim de ona göre konuşalım, yersiz ve bizsiz umutlara kapılmayalım.
Zor bir döneme girdik. Bu “yeni” dönem, bu “ileri demokrasi” hayırlara vesile olmayacaktır ve her kim “İşte bıçak kemiğe dayandı, artık insanoğlu buna ‘hayır’ diyecek ‘Gezi’ misali kendiliğinden itirazını yapacaktır” derse yanılır. Yanılmak istemeyen, güneşin bile kendiliğinden doğmadığını bilmelidir. Yasası var ve bizim yasalarımız doğanın yasalarından farklıdır. Bizim yasalarda faili meçhul eylemler ve onların kendiliğinden sonuçları yazmaz.
Ne yapacaksan sen yapacaksın.
Bir şeyler yapmak için durum uygun mu” diye soruyorsan, “hiç bu kadar uygun olmamıştı” desem inanır mısın bilmem...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sondan Bir Önceki 7 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları