Güray Öz
Güray Öz guray@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Dünya Dönüyor mu?

20 Ocak 2016 Çarşamba

Türkiye’de işlerin iyi gitmediğini biliyoruz. Demokratikleşmenin bir hayal olduğunu liberaller bile anladı, İslamcı faşizme doğru hızlı bir gidiş olduğu kanısı yaygın. Böyle düşünenler, ki ben de öyle düşünüyorum, karamsar bir tablo çiziyorlar. Peki, hiç mi umut yoktur? Dünya dönmüyor mu artık? Hep birlikte çıldırmış, ekseni kaymış bir dünyada mı yaşıyoruz?

***

Karamsarlık, anın, vaktin, içinde bulunduğumuz günün, zamanın karamsarlığıdır. Bir parça başımızı kaldırıp ufka baktığımızda daha farklı bir dünya göreceğimizden eminim. Bu başkaldırı, denemeye değecek, insan olmaya daha yatkın bir tutum, daha yakışan bir davranış olacaktır. Bunun için yakın çevremizdeki tabloya, giderek genişleyen halkayı izleyerek tüm dünyaya bakmak yol gösterici olabilir.

***

Ortadoğu sanıldığı gibi şeriatçı rejimlerin kendilerini tahkim ettikleri bir zamanı değil, çürüme ve dağılma dönemini yaşıyor. Suriye çetelerden kurtulma yolundadır; sonrası laikliği sağlam temellere oturtma, demokratikleşme çabasının ağır bastığı bir dönem olacaktır. Irak’ta yaşanan deprem geçmişe değil geleceğe doğrudur. Mısır’da gelişmeler çalınan devrimleri geri alacak güçlerin yeniden derlenip toparlandığını gösteriyor.

***

Suudi Arabistan ve bölgedeki emirlikler petrol zenginliğine dayalı çürük temellerin sarsıldığını görüyorlar. Hırçınlıklarının, saldırganlıklarının nedeni budur. İran nihayet yıllardır süren travmadan kurtulma yolundadır. Kimilerinin söylediği gibi güçlenen molla rejimi değil, İran halkının umududur. Tunus’ta yenilenin, Libya’daki cehennemin sorumlularının kim olduğunu artık herkes biliyor.

***

Yunanistan, İtalya, İspanya, Portekiz yeni bir halkçı dalganın etkisindedir. Orada öne çıkan partilerle ilgili soldan eleştiriler genel uyanışla ilgili değildir. Daha fazlasını bekleyenlerin umut dolu eleştirileridir; isyanların yönü ile ilgili bir kuşku yoktur. Bu ülkelerde halklar hoşnut değil; sistem tıkandı, siyaset artık tökezliyor.

***

Kıta Avrupası’nın ihtiyar devletleri, görmüş geçirmiş Ada, gelişmelerden korku duyuyor, statükonun tehlikeye girdiğini hissediyorlar. Çatışmalardan uzak durmaya, üstlerine gelen mülteci akınından kurtulma çarelerine yoğunlaştılar. Sağa sola gönderdikleri askeri güç, uçak, gemi vesaire durumu kurtarma, büyük fotoğraftan çıkmama çabasından başka bir anlam taşımıyor.

***

Aklı başında, barıştan yana sosyalist dünyanın ortadan silinmesinin emperyalistlere hiç de yaramadığını yeniden ortaya çıkan Rus imparatorluğu ile devasa bir güç olma yolundaki Çin kanıtladı. Latin Amerika’da prestiji sıfırlanan ABD’nin hükümranlığı sarsıldı. Eğer orada ırkçılık başkan adaylığına soyunmuş, siyahlar sokaklarda yeniden öldürülmeye başlanmışsa, dünyanın jandarması da köşeye sıkışmış demektir.

***

Ve Türkiye; Türkiye çok boyutlu çelişkilerin iç içe geçtiği, keskinleştiği bir dönemden geçiyor. Ortaçağı özleyenler, şeriat heveslileri bu çelişkilerin içinden çıkamazlar. Egemenler güçlenme stratejisini, her şeyi tek elde toplamaya bağladılar. Bunun doğal sonucu mutlak yalnızlaşma, yalnızlaşanların tek çaresi ise zorbalıktır. Peki, onun çare olmadığını tarih yazmıyor mu?
Kısacası durmadı, durmaz, dönüyor dünya...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sondan Bir Önceki 7 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları