Güray Öz
Güray Öz guray@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Devletle Oynamak

30 Mayıs 2014 Cuma

Türkiye’nin karşı karşıya kalmak bir yana boydan boya içine daldığı krizin bir devlet krizi olduğu artık gözlerden gizlenebilir bir durum olmaktan çıktı. Nesini gizleyeceksin? İktidardaki parti ve lideri, yaşadıkları gerçekten sıkıntılı durumu atlatabilmek için “devleti yeniden kurmak, biçimlendirmek” için yola çıktılar. Bunun ilk ve temel koşulunun var olanı altüst etmek olduğunu düşünüyor olmalılar ki, devletin kurumları ile kıyasıya bir savaşa girmekten kendilerini alamıyorlar.
1961 Anayasası ile yasamayı denetlemek için kurulmuş Anayasa Mahkemesi ile kavga ediyorlar. Yürütmenin mali işlerini denetlemesi gereken Sayıştay’ı devre dışı bıraktılar. Meclis’te yani yasama organında çoğunlukları hem tüm dileklerini yasalaştırmak için yeterlidir, hem de torba yasalarla hızlandırabiliyor, olmadı kanun hükmünde kararname yollarına başvurabiliyorlar.
Son zamanlarda eski ortaklarıyla olan hesaplaşmanın da hız verdiği yargı ile kavgaları ise işin bamtelidir.

***

Ama ondan önce devletin kimi temel fonksiyonlarını da “özelleştirdiklerini” söylemek yerinde olacaktır: Büyük oynadıkları, yani “devleti yeniden kurmak” gibi bir işe giriştikleri için, pazarlıkları da büyük oluyor. Bu pazarlıklarda vermeden almak gibi bir yöntemi evvel eski benimsedikleri ortada. Kucağa alma, bağış toplama, havuz kurma gibi deneyimlerini siyaset alanında da konuşturuyorlar.
Kürt siyasetçilerle olan ilişkileri de böyledir.
Orada da burjuva devletin ilkelerini kolayca terk edebiliyor, araziden geçici olarak çekilirken, kendi otoriter devletlerinin kuruluşunu tamamladıktan sonra işi halledebileceklerine aşırı bir şekilde güveniyorlar.

***

Hemen her konuda kendini gösteren bu güven nereden geliyor peki?
Yargı, istihbarat, medya ve haberleşmeye müdahale alanında attıkları adımlar bu güvenin temelini oluşturuyor. Bu üçlemenin ikisi tamamdır; yargıda iş daha bitmedi. Yeniden kurulacak, şekillendirilecek olan devletin nasıl bir devlet olacağını anlamak için bu kadar ipucu yeterlidir. Yeniden kuruluşun zirve noktasının Cumhurbaşkanlığı ve 2015 seçimleri olacağını zaten ilan ettiler. Peki gerçekten başarı şansları var mı? Bu soruya iktidar partisi liderinin verdiği yanıt “evet”tir.

***

İktidar partisi liderinin son günlerde iyice daralan çevresi ve gözden çıkarılmış kesimden gelen çok önemli itirazlar işin sarpa sarabileceğini gösteriyor. Bunun için Erdoğan’ın Merkez Bankası ile giriştiği faiz kavgasına bakmak yeter. MB Başkanı’nın işi zor ama iki önemli bakanın ulus ötesinden güç alan desteği başkanı kurtarmasa bile devlet içindeki kavgayı ve liderin neleri göze aldığını göstermiyor mu?
Liderin başka çaresi yok. Artık girdiği yoldan dönemez. Bir adım gerilemek dahi imkânsızdır. Otoriterleşmeyi sürdüremezse hem devleti kendine göre biçimlendirme işi akamete uğrayacak hem de kendi kişisel tarihi pek iyi sonuçlanmayacaktır.

***

Kapitalist sistemde devletin temeli orasından burasından çekiştirilebiliyor, cumhuriyetler numaralandırılabiliyor, demokratik eğilimlerin ağır bastığı dönemlerden, otoritenin zirveye çıktığı dönemlere kadar değişik yöntem ve biçimler olabiliyor. Gelişmiş ülkelerde devlet baskı ve sömürünün gizli, üstü örtülmüş, “demokratik”, görünümü janjanlı olanını tercih eder. Bizim gibi ülkelerde otoriter olanını da, işlerine geliyorsa, pekâlâ kabul edebiliyorlar.
AKP ve onun gittikçe yalnızlaşan lideri iç ve dış koşulları böyle tahlil ediyor olabilir mi? Olabilir. Peki, yanılıyor olabilir mi? Dış ama özellikle iç koşullar açısından yanıldığını yakın zamanda anlayacağına inanıyorum. Zayıf bir ideolojik temel ve yanıltıcı bir kitle desteği ile sırf kendini kurtarmak için sistemin devletiyle oynayanların şansı yoktur. Zaferleri geçici olur.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sondan Bir Önceki 7 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları