Güray Öz
Güray Öz guray@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Çürük Restorasyon

27 Ağustos 2014 Çarşamba

“Tehlike yaklaşıyor” yerine, “tehlikenin tam ortasındayız” demek daha doğru olur diye yazmıştım; kimi okurlarım beni kötümser olmakla suçladılar. Cumhuriyet gazetesinin bir zamanlar manşetine taşıdığı “Tehlikenin farkında mısınız?” uyarısıyla, olacak olanı, bugün herkesin kabul ettiği gibi öngörüyle söylemiş ve ama yalnızca ruhumuzu kurtarabilmiştik. O çok önemli saptama artık işlevsizdir. Bugün tehlike artık o yıllarda olduğu gibi yaklaşan bir olguyu değil, kendi ifadeleriyle karanlık ve tehlikeli bir “restorasyonu” anlatıyor.
Devletin “yeniden” ve “çok eskilerde olduğu gibi” kurulması anlamını yükledikleri bu restorasyonla, her ne kadar “şanlı Osmanlı” dönemine atıfta bulunuyorlarsa da, bu gibi imkânsız işlerin değil, başka ve mümkün olan işlerin, açık bir zorbalığın peşine düştükleri ortadadır.

***

Mümkün ve tehlikeli olan, milyonlarca ve ağırlıkla yoksul kesimlerden oluşan kitleleri “medeniyet denilen tek dişi kalmış canavar” sosuna batırılmış düşman vurgusuyla oyalamaya bel bağlayan politikalarıdır. Gerçekten de bu yöntem uygarlıkla emperyalizmin kolayca soyutlanamadığı zamanlarda çok işe yarar. Hele bir de içerideki hasımlarınızı onlara bağlayabiliyorsanız.
Restore edilmiş, yani size biat etmiş devleti yüceltir, uygarlıkla teknolojinin işe yarar nimetlerinden de ustaca yararlanarak dalganızı geçer, ama bu arada emperyalist merkezlerle iş pişirmeyi de ihmal etmezsiniz. Gören de sizi ABD’ye, Almanya’ya kafa tutuyor sanacak, şu şaşaalı başkanlık sarayınız gibi yeni imparatorluk görüntüsüne de kolayca kanıverecektir.

***

Öyle olur mu, henüz pek belli değil. Memleketi tehlikenin orta yerine fırlatmış gelişmeler, restoratörleri umutlandırıyor olabilir. Ama ben bu yeni durumun onların da kara kara düşünmelerini gerektirecek gerçek tehlikelerle bezeli olduğunu görüyorum. İki gerçek beni umutlandırıyor,
Birincisi; yarattıkları parlak restorasyon umudunun içinin kof olmasıdır. Restoratörler ekonomiden anlamıyor ve ne bugün, ne gelecek için umut vaat edebiliyorlar. Bu inşaatçı tayfasının sıcak para dönme dolabını sürekli işletebilmeleri giderek zorlaşıyor. Evet, restorasyonlarının benzeyebileceği bir dönem var, ama bu dönem daha çok Düyunu Umumiye dönemine benziyor.
İkincisi; olmayacak bir duaya amin demişseniz, onu oldurmak için zorbalığı daha da artırmak, dışardaki “gulyabanilerle” daha fazla işbirliği yapmak çare gibi görünecek size. Bunu severek yapacağınızdan, zorbalığın dozunu her gün biraz daha artıracağınızdan, sizi karanlık kuyusuna çağıran IŞİD’lere doğru koşacağınızdan, yasa masa dinlemeyeceğinizden kimsenin kuşkusu yok. Ama unuttuğunuz gerçek, yasaları dinlemeseniz de yasallıkların önünde sonunda karşınıza çıkacağıdır.

***

İnsanlar, özellikle de yoksullar sizin şaşaalı vaatlerinize sürgit inanmazlar. Türkiye’nin kısa tarihi bile bu gerçeği size gösterebilir. İsterseniz bir devalüasyon enflasyon grafiği çıkartın da öyle bakın tarihimize; daha kolay anlayacaksınız.
Peki bu analiz bize umut veriyor mu? Hayır vermiyor. Diyalektiğin her türden determinist yorumu yalnızca hüsranın daha büyük olmasına yol açar.
Restoratörlerin janjanlı binası çürüktür, ama onlar gerçekten gözü kara, “geri dönülmez akşamın ufkunda” gemilerini yakmış tehlikeli insanlardır. Umut veren ve verecek olan bu gerçeği görenlerin sayısının artıyor olması, “nerede bu solcular, nerede bu devrimciler” diye ortalıkta dolaşanların, armutlarla uğraşmayı bırakıp farklı tatlardaki elmaları toplamaya, gün ışığında adam arayan Diyojen olmaktan vazgeçmeye, kısırdöngülerinden kurtulmayı denemeye başlamalarıdır. Gerçek şudur ki; hem çürüğü gören, hem tehlikenin göbeğinde olduğumuzu fark edenler duruma vaziyet edebilir, gidişe dur diyebilirler.
“Kim bunlar” diye sorduğunuzu duyar gibiyim.
Sizsiniz, başka kim olabilir?  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sondan Bir Önceki 7 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları