Güray Öz
Güray Öz guray@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Bizi Biraz Dinler misiniz?

18 Aralık 2013 Çarşamba

“Eee dinliyoruz zaten!”
Kaos zamanlarının, kendini korumaya almış sinsi, küçük egemeni, “Bana biraz kulak ver, biraz dinle, bak ne söylüyorum” diyene böyle yanıt veriyor. Çünkü kendini korumanın başka yolunu bilmiyor. Başkasını dinler, sırlarına girerse, onu sıkıştıracak bir iki kelime, bir iki fotoğraf bulursa onu kendine bağlayacağına ya da sürüm sürüm süründüreceğine inanıyor. Politikada kısa, kestirme yolların ustasının, tehlikeleri savuşturmanın kralının elinde hep o meşum dinleme aleti var.
Sonra sırıtıyor: “Dinliyorum işte seni, hadi konuş.”

***

Ahmet Hakan, “Yok artık o kadarı da olmaz” demiş, Nedim Şener’in nasıl ve daha önemlisi hangi gerekçeyle dinlendiğini öğrenince. Saygın bir profesörle birlikte Başbakan’ın oğluna suikast düzenleyecekmiş Nedim. Bir ihbar mektubu eline geçince savcının, dinlemeyi başlatmışlar. Gülünç olduğu için olsa gerek o dinleme kısa sürmüş. Ama ötekiler de kısa sürmüş mü? Ne kadar sürdüğünü ve sonuçlarının ne olduğunu hep birlikte görmüş, izlemiştik.
Bu işin sonu yoktur. Dinleme bulaşıcı bir hastalık gibi besbelli. Dostun dostu dinlediğini, kasetleri biriktirdiğini ve zamanı gelince “bak ben seni nasıl da kurtarmıştım, yoksa kasetin çıkacaktı, sakın unutma” gibisinden ön ihbarlı kaset piyasasının oluştuğunu görünce artık şaşırmıyor insan.

***

Şaşırmıyoruz, kaos zamanlarıdır.
Böyle zamanlarda kimileri “demokrasinin en ilerisinde” olduğumuzu göğsünü gere gere söyler. Ama biz biliyoruz, bu işin demokrasiyle en küçük bir ilgisi yoktur ve çaresi “benim gizleyecek bir şeyim yok ki” saydamlığıysa eğer, o saydamlık devlete ait olmalıdır. İnsanın gizleyecek bir şeyleri vardır, olmalıdır; yaşadığımız hayatın, o hayatın derinliğinin size ait olmasını istiyorsanız, paylaşma özgürlüğünün size ait olmasını savunuyorsanız, mektuplarınız, iletileriniz, aşklarınız, sevdalarınız, resimleriniz, fotoğraflarınız, anılarınız sizin olmalıdır. Ve daha da önemlisi, sizi size karşı kullanma alçaklığı en büyük alçaklıklardan, işkencelerden birisi değil midir?
Öyledir.
Ve siz dersiniz ki cellatlarınıza, edepsiz kulak misafirlerinize, “İnsanın hakkına hukukuna saygı gösteremez misiniz, bizi biraz olsun dinleyemez misiniz?” Sinsi bir sırıtışla karanlık köşesinden fısıldar o: “Eee, dinliyoruz ya işte!”

***

Gerçekten de dinliyorlar. Hem de küresel çapta, hem de hiç ayrım gözetmeksizin. Mehveş Evin, Alternatif Bilişim Derneği’nin Türkiye Raporu’ndan yola çıkarak yazdı: İnternet nüfusumuz 36 milyonu geçmiş. İnternet ortamında yapılan yayınların düzenlenmesi ile ilgili 5651 sayılı yasa ise, deyim tam yerini buluyor; “büyük birader yasası”. Yasa açıkça kişisel verilerimizin gizliliğini tehdit ediyor. Verileri kim ne zaman alacak, kaydedecek belli değil. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararına göre bu yasa, temel hak ve özgürlüklere aykırı, hızla değiştirilmesi gerek. Kim dinliyor ki AİHM’yi. Mehveş Evin, uzmanların mahremiyet ve kişisel verilerin korunması bakımından hukuki düzeyimizi “vahşi Batı” ya benzettiklerini de aktarıyor. Vahşi Batı, Amerikan tarihinde kaos zamanlarını anlatır; kim silahını daha hızlı çekerse zamanlarını.
Sonra tersine dönüyor dünya. Dinleyenlerin dinlendiğini, kovalayanların kovalandığını, “bin yıllık” iktidarların kelebeğin ömrü kadar ömrü olduğunun anlaşıldığını öğretiyor kötülüklerin tarihi. Kötülüklerin tarihi sona erdiğinde ise insanın insanı gizlice değil, can kulağıyla dinleyeceği zamanlar gelir.
Biz buna, insanın “bir gün mutlaka” gerçekleşecek ütopyası diyoruz.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sondan Bir Önceki 7 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları