Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Basın Özgürlüğüne Cepheden Saldırı
Basın Özgürlüğüne Cepheden Saldırı
Basın özgürlüğünün AKP döneminde ve AKP eliyle büyük darbe yediği çok açık bir gerçektir. Bu darbenin pratiğe geçmesinde şimdi AKP ile çatışan Cemaat’in büyük hizmet gördüğü de hem kanıtlanmış, (Ahmet Şık’ın Cemaat’e yönelttiği sorular bu konuda sağlam bir fikir verebilir) hem de bugünlerde kendilerini aklamaya çalışan kimi AKP çevreleri tarafından da dile getirilir olmuştur. Cemaat’e yakın çevrelerin Balbay’ın serbest bırakılışı konusundaki yazıları, makaleleri de gerçek düşüncelerini ve basın özgürlüğü konusundaki sözlerinin seçmecilikle yaralı olduğunu gösteriyor. Basın özgürlüğünü gerçekten savunanlar ise böyle bir seçmeciliği kendilerine yakıştırmıyorlar. Mustafa Balbay’ın konu ile ilgili sözleri bunun sağlam kanıtıdır. Şöyle diyor Mustafa: “Baransu’nun gazeteciliği eleştirilebilir. Ama Baransu böyle bir saldırı altında iken bunun doğru olduğunu düşünmüyorum. Bir gazeteci, olağanüstü bir saldırı altında ise önce o saldırı ortadan kaldırılır. Sonra gazetecinin, gazeteciliği eleştirilebilir”. Kendisini darbecilikle suçlayan ve suçlamanın tutuklanmaya dönüşmesine hizmet eden kimi gazeteciler için bir şey daha diyor Balbay: “Kimi meslektaşlarımızın sorgulamadan en ağır suçlamaları yöneltmeleri de söz konusu oldu. Şimdi onlarla ilgili durumu yorumlamak istemiyorum.”
İlkesel bir tutumu var Balbay’ın:
Basın özgürlüğünde seçmecilik olmaz. Ama bu, kuşkusuz gerçeklerin, “hani bunun medya ayağı” çığlıklarının unutulması anlamı da taşımıyor. O sözler ve sahipleri basın özgürlüğünün yediği darbelerin yolunu açtılar, cehenneme odun taşıdılar, kimi zaman doğrudan savcılık yaptılar; bugünkü baskının temel nedenleri arasında yer alıyorlar.
Diğerleri de bırakıldığında hepimiz özgür olacağız
Gözümüz aydın Sayın Öz, Sevgili Mustafa Balbay özgür… Hepimiz çok mutluyuz. Haksız yere özgürlüğü kısıtlanmış tüm tutuklular tahliye edildiğinde de hepimiz özgür olacağız. “Bundan böyle özgürlükler konuşulmalı” diyordu Balbay; gerçekten de bundan böyle özgürlükler konuşulmalı, özgürlükler yaşanmalı! İnanıyoruz, güzel ülkemiz utançlarından bir bir sıyrılacak, aydınlık günler içimizi ışıtacaktır. Sevgili Balbay, haksız yere tutuklanan tüm kalem emekçilerinin simgesi olmuştur. Türkiye’mizin gelecek günlerinde, yaşadıklarımızı acı ve utançla anımsarken, bu pırıl pırıl simge, düşünen beyinlere, aydınlık insanlara hep yüreklilik ve dik duruş örneği olacaktır. Saygılarımızla, Kamuran - Çetin Örgen
Okurlardan kısa kısa
Görsel haberler
Sayın Öz, Sayın Oğuz Güven’in güzel ve tatmin edici açıklamaları için teşekkürler, o haberlerin o şekilde yayınlanması konusunda kendisiyle hemfikir olduğumu belirtmek isterim. İnternet sitemizin daha da gelişerek devam edeceği konusunda hiçbir endişem olmamıştır. Çalışmalarınızın devamında başarılar diler, saygılarımı sunarım. M.Gökhan Subaşı
8 ay 33 gün ne demek?
Balbay’ın özgürlüğüne kavuşması nedeniyle atılan başlık şöyle: “... ve zulüm sona erdi.” Güzel, çarpıcı... Ya üst başlığa(!) ne demeli? “Mustafa Balbay 4 yıl 8 ay 33 gün sonra özgürlüğüne kavuştu” 4 yıl 8 ay dedikten sonra 33 güne ne demeli? Öyle ya belki de 33 günün özel bir anlamı vardır ve bir aydan az bir süredir! Onun için 9 ay 3 gün denilmemiştir! Gazeteme yakışmayan dil yanlışlarıyla her gün karşılaşmak üzücü... Hasan Çatak
Öğretmenler ‘şark’a gitti!
Koordine Fransızca bir sözcük bu nedenle hatalar bir ölçüde anlayışla karşılanabilir ama Gezi olaylarının başından beri editörleriniz basınçlı su yerine tazyikli su yazıyorlar bugün de manşetten öğretmenleri
Doğu’ya değil de Şark’a yollamışlar. Saygılarımla. A. Coşkun Erel
Arcayürek’in yazıları
Sn. Cüneyt Arcayürek’in 01/09/2013 tarihli yazısını yeniden okumak istediğimde, yazarımızın 01-30/09/2013 tarihleri arasındaki yazılarının olmadığını gördüm. Sn. Cüneyt Arcayürek bu tarihler arasında köşe yazılarını sürdürdüğüne göre; 01–30/09/2013 tarihler arasındaki Sn. Cüneyt Arcayürek’in köşe yazılarına ulaşamamış olmamın nedenleri hakkında lütfen beni bilgilendirebilir misiniz? Saygılarımla. Engin Alptekin
Okur Temsilcisi’nin notu: Yazıişleri yetkilileri Sayın Arcayürek’in o tarihler arasında izin kullandığını belirttiler.
Bilkent mi Başkent mi?
Aşağı yukarı 40 yıldır CUMHURİYET gazetesi okumaktayım. Ancak son zamanlarda gazete yazılarında birtakım aksaklıklar olduğunu görmekteyim.
Öyle haberler yazılıyor ki okuyan sanki kulaktan dolma bilgilerle haber yapılıyormuş kanısına varıyor. Hatta bazı yazılarda, başlık farklı, içerik farklı, yer, zaman ve tarih bilgileri yanlış olabiliyor. Hatta bir paragrafta bahsedilen özel isimler, diğer paragrafta farklı şekilde yazılabilmektedir. Örnek olarak, gazetenin 09 Aralık 2013 tarihli 17.’inci sahifesinde “Etimesgut’un Bağlıca semtinde 10 gündür doğalgaz yok, hava -10 derece GAZ YOK SOĞUK VAR” başlıklı haberde
“Etimesgut Bilkent Üniversitesi kampüsü civarına yaklaşık 10 gündür doğalgaz verilmiyor” deniyor. Sonra yazı devam ediyor, ortadaki paragraflarda ise ev içerindeki sıcaklığın -10 dereceye kadar düştüğünü söyleyen Başkent Üniversitesi öğrencileri ise diye devam ediyor... Başkent Üniversitesi mi, yoksa Bilkent Üniversitesi mi bilemedik doğrusu. Bilkent Üniversitesi Çankaya Belediyesi’ne bağlı, Başkent Üniversitesi ise Etimesgut Belediyesi’ne bağlıdır. Saygılarımla. Ferruh Çopuroğlu
Yazarların ülkeleri
9 Aralık 2013 tarihli nüshanızda Roza Kurban adıyla ve “Aytmatov Rus Yazarıdır” başlığı ile verilen bilgi kutusundaki içerik yanıltıcıdır. Gazetenizin önceki yayınının içeriği ise doğrudur. Roza Kurban’ın iddiası asılsızdır. Aytmatov romanlarını Rusça yazıyor akabinde Kırgızcaya çeviriyordu. Sadece Cemile’yi ilk önce Kırgızca yazmış, sonra Rusçaya çevirmişti. Kendi ifadesiyle eğer Kırgızca yayımlarsa 5000, Rusça yayınlarsa 50.000 kişiye ulaşmış olacaktı. Tabii ki Rusça yayımlanan roman Avrupa dillerine daha kolay ve hızlı çevriliyordu, roman 50.000’den milyonlara ulaşıyordu. Aytmatov’a “Rus yazar” veya “Kırgız asıllı Rus yazar” diyemeyiz. Saygılarımla. Barış Estergon
Budapeşte Meclis binası
Okur Temsilcisi olarak her yanlıştan sorumlu tutulup her şikâyeti göğüslemekten sıkıldınız sanırım ama Cumhuriyet’in yaklaşık 60 yıllık sahiplerinden biri olarak bugün ben de biraz canınızı sıkayım. Aykut Küçükkaya’nın gazetenizin turizm ekindeki yazısında Bükreş anlatılmış da yazar nasıl olup da Budapeşte’deki Meclis Binası gibi dünyanın en tanınmış binalarından birisinin fotoğrafını Bükreş’i tanıtmak için gösteriyor bize? Küçük bir gözden kaçma diyemeyeceğim doğrusu. Bence bir denetimsizlik söz konusu. Yanlış hep yapılır, ama birileri de o yanlışları azaltmakla, gidermekle sorumlu olsa gerek. Ömer Kuleli
Okur temsilcisinin notu: Aykut Küçükkaya ile görüştüm. Bükreş’le ilgili yazıdaki fotoğrafları kendisinin çektiğini fakat bir fotoğrafın yanlışlıkla sayfaya girdiğini belirtti. Yani siz haklısınız. Küçükkaya size de ulaşarak durumu anlatacağını bildirdi.
Tekile çoğula dikkat
“Son kahvaltıları oldu” haberinin üst başlığı aynen şöyle idi; “4 ve 7 yaşındaki iki kardeş aniden fenalaşarak yaşamını yitirdi.” Bu haberde “iki kardeş” ve “yaşamını yitirdi” ibareleri aynı cümlede biraz eksik olmamış mı? Verilen haberde ölen iki kişi ama tek kişi ölmüş gibi gözüküyor: çünkü “yaşamını yitirdi” ibaresi çoğul değil.
“(...) iki kardeş yaşamlarını yitirdi.” ya da “(...) iki kardeşin aniden fenalaşarak hayata gözlerini yumduğu bildirildi” şeklinde olsaydı daha açık olmaz mıydı? Anıl Vural
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- 'Tarihe not düşmek için geldim'
- Aydın Dağları'nda son yılların en verimli hasadı yapıldı
- Çok konuşulacak 'adaylık' açıklaması
- Protesto eden yurttaşlara polis müdahalesi!
- A Milli Takım'ın Uluslar Ligi'ndeki rakibi belli oldu!
- AKOM, İstanbul için 'saat' verdi: Çok kuvvetli geliyor!
- 5 yılda Türkiye'nin en büyüğü oldu: Nusret'e de satıyor
- Yıkılması gerekiyor!
- Ünlü markanın adı bir kez daha listede!
- CHP'den duruşma sonrası ilk açıklama