Güray Öz
Güray Öz guray@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

AKP’nin Devletle Dansı

16 Eylül 2015 Çarşamba

Siyasi iktidarı yitirme tehlikesinin büyüdüğünü fark eden iktidar partisi, ki artık güçlü, dediğim dedik bir liderin mülküdür, stratejilerinde köklü bir değişiklik gerçekleştirdi. Gittikçe sertleşen rejimlerde partilerin kendi içlerinde de sertleşmesi, kuşkuları, kaygıları lider lehine giderecek önlemlere başvurması eşyanın tabiatı gereğidir. Son AKP kongresinde olan budur.

***

Partiyi tümüyle kendine bağlayan, eski yol arkadaşlarıyla bağlarını koparan Cumhurbaşkanı, iktidarı, iktidar olanaklarını yitirmemek için ideolojisinde değil ama stratejisinde köklü bir değişiklik yaptı; Kürt sorunu ile ilgili “uzlaşmacı” tavrı terk etti. Kürtlerden oy alma ihtimalinin giderek kalmadığını gördü; yönünü milliyetçi oylara çevirdi. Bu değişiklik yalnızca iktidarda kalabilmek için yapılan bir oy hesabı değildir; aynı zamanda partinin kimyasını da değiştiriyor.

***

Değişikliğin doğal, kaçınılmaz sonucu iktidar partisinin devletin kadim refleksleriyle uyum sağlamasıdır. Bu durumdan kendisi için elverişli sonuçlar beklemekte de haklıdır. Çünkü devlet refleksinin çok farklı ideolojik parçalarda yandaşları her zaman olmuştur. Devletin karşısında “güçlü olduğu” izlenimini veren bir “iç düşman” da varsa o zaman devlet refleksinin harekete geçirebileceği kitlenin çapı da genişler. MHP tabanından Vatan Partisi yandaşlarına uzanan, CHP içindeki küskün milliyetçilere bile şirin gözükebilecek “devlet tehlikede” söyleminin bir çıkış yolu gibi görünmesi doğaldır.

***

Bu aynı zamanda ideolojisinden ya da saplantılarından vazgeçmeden pragmatik politikalar izlemekteki kıvraklığını geçen 13 yılda sık sık kanıtlamış lidere şık bir elbise gibi de uyuyor. Çünkü iktidarı uzun yıllar için muhkemleştirme olanağı ancak devletle iç içe geçmek, onun reflekslerinden yararlanmakla mümkündür. Devletin liderin ideolojisi ile uyumsuzluğu ise atılacak adımlarda sivriliklere gidilmediği sürece söz konusu olmayacaktır; en azından şimdilik “Kürt tehlikesi” devletle lider arasında bir çatışmanın çıkmamasının garantisi gibidir.

***

Kuşkusuz bu evdeki hesaptır. Hesabın çok da havada bir hesap olmadığını teslim edelim ama aksayan yanları olduğunu da söylemeliyiz. Bu strateji karşıya alınan siyasi güçlerin elinin kolunun bağlı olduğu varsayımına dayanıyor. En temel hatası ise devlet ile özgürlükler arasındaki ters orantının Türkiye’de Kürtler dahil tüm halk tarafından epeyce öğrenilmiş olduğunu görememesidir. AKP uzun süre izlediği devletten epeyce uzak, devleti hırpalayan politikaları terk edip devletleşebilir ama bu geniş bir kitle tabanına sahip, aralarında direnci yüksek kesimlerin de bulunduğu muhalefetin kazanılmış hak ve hukuku kolayca teslim edecekleri anlamına gelmez.

***

Bu nedenle kamuoyu yoklamaları AKP’yi mutlu etmiyor. Seçimlerin AKP’nin beklediği sonuçları vermeyeceği ortada. O zaman aklımıza iktidar partisinin “devletin bekası için” zorlama bir çareye başvurup vurmayacağı kuşkusu takılıyor.
Ve barışın neden bu kadar hayati olduğunu bir kere daha anlıyoruz.
Barışı sevmeyen yeni devletlilerle silahlı şiddetin “nesnel ittifakı” nasıl yenilgiye uğratılabilir diye düşünmemizin nedeni budur.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sondan Bir Önceki 7 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları