Güray Öz
Güray Öz guray@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

1 Mayıs Neden Önemli?

23 Nisan 2014 Çarşamba

CHP’nin geçmişi, geleceği hakkında konuşmak hem zor, hem kolaydır. Zordur, çünkü CHP ortaya çıkışı açısından klasik sosyal demokrat partilere benzemez. Uluslaşma sürecinin devlet kuran partisidir; kuruluş yıllarının uluslararası koşullarından etkilenmiş, bu nedenle de ilkeleri arasına “laiklik”, “devletçilik” ve “devrimciliği” almak durumunda kalmıştır. Öte yandan CHP’nin Marksizmden bir sapma olarak sosyal demokrasi ile de bir ilgisi hiç olmadı. Sosyal demokratlaşma eğilimi çok çok sonra CHP’de boy gösterdi. İnönü döneminin “ortanın solu” hareketi bu eğilimin başlangıcı sayılabilir. Yine de Ecevit döneminin “sol” CHP’si kendini sosyal demokrasiden ayrı tutmaya özel bir özen göstermiştir.
80’den sonrası ise, Avrupa sosyal demokrat partilerinin hızla liberalleşme dönemlerine ve eğilimlerine denk düşüyor.
İngiltere’de Tony Blair, Almanya’da Gerhard Schröder, partilerini liberal, neoliberal partiler haline getirdiler ve CHP de bu yönde hızlı adımlar attı.

***

Ama bu tabloya denk düşmeyen bir olgu daha var. CHP üyeleri ve seçmenleri arasında kendini solcu olarak tanımlayan ve partisini de sol bir parti olarak gören önemli bir kitlenin varlığını dikkate almak zorundayız. Onların CHP’nin liberal bir parti haline gelmesinden hoşnut olmadıkları ortada.
Bu oldukça
geniş kitlenin doğrusunu isterseniz Ecevit döneminin emekçi kesimlerin kulağına hoş gelen sloganlarını özlediklerini, öyle bir CHP görmek istediklerini düşünüyorum. Bu, şimdiki CHP’nin kolayca yanıt veremeyeceği ama saygıdeğer bir taleptir
Yanıt vermesi zor, çünkü liberalleşme konusunda geri alınması neredeyse olanaksız adımlar attı.
Peki, CHP artık işlevsizleşiyor mu?
Eğer liberalleşmeye dur diyecek sol bir kanat kendini göstermez, partideki öteki eğilimlerle ittifak kurmayı parti içinde gerçekleştirme politikası etkisizleştirilemezse, CHP için “erimeye gönüllü parti” tanımı yapılabilir.

***

Önümüzdeki dönem, ki iki seçimi kapsayan bir süreçten söz ediyoruz, CHP bu açılardan da kendini sınama fırsatı yakalayabilir. Bunun anahtar cümlesi ya da ilkesi de “sağa değil, sola bak” olmalıdır.
Olabilir mi?
Zor ama çıkmadık canda umut var demezler mi?
Öyledir. Eğer CHP yüzünü liberal tezlerden ve kadrolardan çevirir, işçilere, emekçilere dönerse neden olmasın.
Önümüzdeki günlerde bir sınav var gerçekten. CHP 1 Mayıs kutlamalarını yalnızca özgürlükler kapsamında değil, işçilerin, emekçilerin hak taleplerinin sembolü olarak görür, o kapsamda kutlamalara katılır, bu küçük ayrıntının gerçekte pek de küçük bir ayrıntı olmadığını kavrarsa önemli bir ilk adım atmış sayılabilir.

***

1 Mayıs’a konan yasaklara karşı çıkmanın ülkenin otoriter bir yönetime son sürat gidişine karşı çıkmakla kuşkusuz sıkı bir bağı var ama bu hakkın bizzat kendisinin de çok büyük bir önem taşıdığının unutulmaması gerekiyor.
Türkiye’de herkes bu yasaklamaya karşı çıkmalı, bunu otoriterleşmeye karşı durmanın önemli bir adımı olarak görmeli ve bu amaç etrafında olabilecek en geniş birliktelik kurulmalı. Sol ve bu arada CHP de o birlikteliğin içinde kararlılıkla yer alarak ve ama emeğin hak taleplerini dile getirme gününün içeriğine ayrıca özel bir önem vererek savunmalı emeğin bu en büyük bayramını.
Solun, liberal özgürlükçülükten farkı buradadır.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sondan Bir Önceki 7 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları