Erol Manisalı
Erol Manisalı erolmanisa@yahoo.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

‘Ulusal futbol takımımız’ ve ulusallık

21 Haziran 2016 Salı

Fransa’daki futbol şampiyonasında gazetelerde atılan manşetler ve gerçekler arasında “tersine bir korelasyon” var.
Hırvatistan ve İspanya maçları öncesinde “78 milyon hep birlikte milli (ulusal) takımın arkasındayız” başlıkları gazeteleri süsledi. “Kalbimiz hep birlikte atıyor” başlığı sıkça yer aldı.
Sanki Atatürkçüsü, demokrasi ve laiklikten yana olanı, hukukun üstünlüğü için uğraş vereni, dinciler, Cumhuriyet ve Atatürk düşmanları hep birlikte “ulusal futbol takımının arkasında toplanmışlar havası estirildi”.
Eğitimden Türk diline, Digiturk’ten madenlere, limanların işletilmesinden denizyollarına “milli (ulusal)” hiçbir şey bırakılmamış bir Türkiye’de kala kala ulusal olarak “milli futbol takımı” kalmış.
TBMM’nin vekilleri Avrupa Parlamentosu’nda birbirlerine girerken, “ulusallık” sadece futbol takımında mı kaldı?
Portekiz’i çok çok uzun yıllar tek başına yöneten diktatör Salazar için söylenen ünlü bir söz diplomasi tarihine geçmiştir; “Diktatör Salazar uzun yıllar süren yönetimini fiesta, fado ve futbola borçludur”.

Milli olmak mı?
Neler mi gerekli:
1) Meclisimizde birbirine düşman, Cumhuriyeti, laikliği ve demokratik anayasal düzeni yıkmak isteyen siyasal partiler bulunmayacak. Yoksa, “milli futbol takımı”nda bile “milli” olamazsınız.
2) Parlamentonuzda demokrasinize, dış politikanıza, ekonomik ve güvenlik politikanıza, ulusal eğitim ve kültür politikanıza kuvvetler ayrılığı esasına dayanarak sahip çıkacaksınız.
Almanya’nın, Fransa’nın ya da İsveç’in yaptığı gibi. Ama S.Arabistan’ın ve Sudan’ın yaptığını uygulamaya kalkarsanız elinizde sadece adı milli olan futbol takımı kalır.
Ulusal futbol takımını 78 milyonun destekleyebilmesi için, “siyaset, ekonomi, güvenlik ve kültür” alanlarında da ulusal politikalarınızın bulunması gerekir
Her şeyi siyasal İslama taşımaya kalkarsanız milli futbol takımını Abu Dabi’nin tenis turnuvasına çevirmiş olursunuz.
2002’de Türk Ulusal Futbol Takımı dünya üçüncüsü olduğu zaman 70 milyon insanımız canı gönülden sokaklara dökülmüştük.
Aradaki fark bile 2002’den bugüne nereye getirildiğimizin açık göstergesidir.
Milli takım bugün maçlarını kazanmış bile olsaydı, acaba 2002’deki coşku tekrarlanır mıydı? Hiç sanmıyorum.
Toplumun Araplaştırıldığı; laiklik ve demokrasiden uzaklaştırıldığı; ulusal siyaset, ekonomi, güvenlik ve kültür politikasının bulunmadığı yerde futbol takımı da ulusal olamaz. Olsa olsa Fildişi Sahili ve Kamerun’daki kadar “milli” olur.
 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları