Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Özgürlüğü solumanın tadı
Can ve Erdem’in özgürlüğe kavuşmaları Türkiye Cumhuriyeti’nin 90 yıldır elde ettiği birikimlerin bir sonucudur. Atatürk devrimlerinin bütün eksikliklerine rağmen sağladığı başarıdır.
Ne Mısır, ne S. Arabistan, ne Irak ya da öteki Ortadoğu ülkelerinde böyle bir birikim olmadı, olamadı, izin vermediler. Ama Atatürk devrimlerinin Cumhuriyeti bunu başardı.
Can ve Erdem’e arka çıkan çevreler, nesillerin, 90 yılın sağladığı birikimin, oluşumun sonucudur, bütün eksikliklere karşın.
Gezi, Artvin ve Can-Erdem oluşumları, bütün karşıdevrim darbelerine karşın “toplumsal kimliğin doğan sonuçlarıdır”.
İç ve dış antidemokratik dinamikler alt edilmiştir. Mesele “teknik bir hukuk meselesi değildir”. O, işin biçimsel ve teknik boyutudur. Mesele siyasal, sosyal ve entelektüel birikimlerin Türkiye’de belirli bir düzeye gelmiş olmasıdır.
Evet biliyoruz ve görüyoruz; Meclis çalışamıyor, siyasal partiler “kolektif bir ulusal yarar yaratacak konumda değiller”. Ama yine de demokrasi ve toplumsal fayda doğrultusunda olumlu gelişmeler olabiliyor. AYM’nin son kararında olduğu gibi.
Sembol oldular
Can ve Erdem’in iç ve dış kamuoyundan bu denli destek almasında bazı özel nedenler vardı:
Türkiye’de medyaya karşı baskılar son yıllarda olağanüstü arttı. Ülke dünya sıralamasında Afrika standartlarına geriledi. Can ve Erdem olayı bardağı taşıran damla oldu.
Can ve Erdem için suç duyurusunda bulunanlar “çok özel kişilerdi”. Böylelikle, “onlara rağmen” algılaması ortaya çıktı.
Haber yapılan konu, bugün Türkiye ve dünyadaki “en kritik” olayla ilgiliydi. Suriye iç savaşında kimler, kimlere nasıl yardım ediyorlar meselesine ışık tutuyordu. Haber, tarafları ve niyetlerini “deşifre eden” bir özellik taşıyordu.
Cumhuriyet gazetesinin, karşı darbe girişimlerinde odak haline getirilmesi konunun önemini arttırdı. Daha dün kumpasçılar İlhan Selçuk’u, Mustafa’yı ve beni içeri almışlardı. Şimdi sıra Can ve Erdem’e gelmişti.
Gazete, karşı darbe kumpasçıları için ön hedefte yer alıyordu. AYM verdiği karar ile yalnızca hukukun gereklerini yerine getirmedi, aynı zamanda toplumsal vicdanı da rahatlattı.
Can ve Erdem’i Silivri’den özgürlüğe çıkışta izlerken benim 13 Nisan 2009’dan 5 Haziran’a kadar süren tutukluluğum aklıma geldi. Mahkeme benim için tutuksuz yargılama kararını, ben Haseki Hastanesi’nde bıçak altındayken, ameliyat olurken vermişti. Kumpasçılar, “ellerinde kalacağım” diye korkmuşlardı. Can ve Erdem gibi şölenli bir çıkışım olmadı, yoğun bakımda kendime gelirken haber verdiler.
Can ve Erdem Türkiye’de ve dünyada basın (ve demokrasi) özgürlüğünün sembolü oldular. Cumhuriyet gazetesi Cumhuriyet tarihimizdeki yerini bir daha aldı.
Medyamız içinde emperyalizmin üzerine projektör tutanlar korkutulmak ve cezalandırılmak istenmektedir. Gerçek suçlular kendilerini gizlemek için bunu hep yaptılar; faşizmin ayrılmaz bir parçası olarak.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- Erdoğan belayı satın aldı
- Protesto eden yurttaşlara polis müdahalesi!
- ‘Kar leoparı’ neden cezaevinde
- Ünlü kebapçının kardeşi 20. kattan aşağı düştü!
- Kayyum belediyeyi kapattı!
- Trabzonspor'da ayrılık!
- Elazığspor'dan maça çıkmama kararı!
- Ali Koç'tan çok sert Kayserispor açıklaması!
- Al Nassr'dan Talisca açıklaması!
- Yetki kısıtlayan teklif komisyondan geçti