Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Nasıl bir CHP mi?
Yılmaz Özdil’in 5 Kasım’da Sözcü’deki Guguk Kuşu yazısı CHP çevrelerinin içini de dışını da etkiledi.
Örneğin Ahmet Hakan 7 Kasım’da “CHP içe kapanmamalı” görüşünü savundu.Özdil’in yazısını eleştiren diğer CHP çevrelerinin meseleye, “sığlaştırmadan, demagoji yapmadan bakarak” “sen şunu şunu diyorsun ama o mesele öyle değil böyledir” şeklinde, nesnel olarak yaklaşmaları gerekir.
İşi ucuzlatarak, seviyeyi düşürerek yaklaşmak, CHP çevrelerine en büyük zararı verir. Bugüne kadar eleştirdikleri diğer çevrelerin durumuna düşmüş olurlar.
Ahmet Hakan’ın dediği, CHP kapanmamalı, açılmalı görüşüne gelince, “açılmanın da ölçülerini, sınırlarını belirterek değerlendirmek gerekir”. Örneğin;
Fransa ve Almanya’daki sosyal demokrat bir siyasal parti “tabanındaki örgütlenmelere bağlı olarak açılır”. Sendikalar burada esastır.
Sendikal örgütler düğmeye basarak, kendilerine fazla yarar getirecek partiye arka çıkarlar.
Uluslararası ilişkilerde ise dış politikada solcu olsun, sağcı olsun fark etmez; ulusal çıkarlar esastır. Ülkenin bütünlüğü mü? Fransa ve Almanya’da tartışma konusu bile olmaz.
Sosyal demokrat, liberal, milliyetçi partiler, “esas renklerini, omurgalarını koruyarak açılabilirler”. Bir sosyal demokrat parti, biraz da liberal katayım, çeşitlendireyim demez. Dayandığı örgütlü tabanı tepki gösterir. Almanya’daki Sosyal Demokrat Parti, buradaki Müslümanlardan da oy alayım diye bir imamı aday yapmaz.
Nasıl mı?
Tabii ki CHP açılma konusunda tutucu olmamalı, Avrupa’daki çağdaş demokrasinin koşullarına uymalı. CHP’nin açılmasının sınırları şöyle düşünülemez mi?
Cumhuriyet’in kuruluş devrimlerine ve felsefesine bağlı kalmak. Laikliği, kadın-erkek eşitliğini, çağdaşlığı Avrupa tarzı demokraside aramak, aklı (ve bilimi) esas alan bir yaklaşım.
Lozan’a sahip çıkmak; ülkeyi Sevr’e götürecek kapıların aralanmasına izin vermemek.
Dış ilişkilerde, “karşılıklı çıkarları koruyan, dengeli bir ulusal politika izlemek”.
Küresel güçlerin Ortadoğu’da (ve Türkiye’de) yürütmeye çalıştıkları, Türkiye’nin bütünlüğünü bozan politikalara karşı çıkmak.
Türkiye’yi demokratikleşme ve çağdaşlaşma hedefinde, anılan sınırları aşmadan yürümek ve “açılmak”.
Diğer bir deyişle açılıp saçılmadan, parçalanmadan, laikliği bozmadan açılmak.
Esas sorun başka
CHP’nin tabanında Avrupa’da olduğu gibi sendikal sosyal ve siyasal örgütlenmeler yok. 61 Anayasası’nı devirip 12 Eylül Anayasası’nı getirenler Türkiye’nin “Avrupa tarzı demokratikleşmesinin” de önünü tıkadılar.
Avrupa tarzı sendikal örgütlenmelerin yerine inanca (ve dine) dayalı örgütlenmeleri getirerek demokrasinin yolunu kapadılar.
CHP’nin iç yapısındaki ve oy oranındaki olumsuzluklar bundan kaynaklanıyor. Yılmaz Özdil de Ahmet Hakan da bu bozuk Türkiye zemininde CHP’nin nasıl düzeltilebileceğini tartışma ve değerlendirme talihsizliğini yaşıyorlar. Zemin çürük olunca bina sağlam olmaz. Sistem iyileri hep dışlar.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- Erdoğan belayı satın aldı
- Protesto eden yurttaşlara polis müdahalesi!
- Yıkılması gerekiyor!
- AKOM, İstanbul için 'saat' verdi: Çok kuvvetli geliyor!
- 5 yılda Türkiye'nin en büyüğü oldu: Nusret'e de satıyor
- ‘Kar leoparı’ neden cezaevinde
- Ünlü kebapçının kardeşi 20. kattan aşağı düştü!
- Kayyum belediyeyi kapattı!
- Trabzonspor'da ayrılık!
- Elazığspor'dan maça çıkmama kararı!