Erol Manisalı
Erol Manisalı erolmanisa@yahoo.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Hızlı Gelişmelerin Ortasındaki Türkiye

26 Mayıs 2014 Pazartesi

- Hindistan’da uzun süren seçimleri sağcı Baratiya Janata partisi kazandı, Kongre Partisi kaybetti. Hindistan’ın küresel düzene iktisadi olarak entegre oluşunun bir sonucuydu bu.
Artık Hindistan’ın BM Daimi Üyeliği’ne destekte, ABD daha çok çaba gösterecektir.
- Rusya ve Çin çok uzun vadeli ve çok geniş kapsamlı bir doğalgaz anlaşması imzaladılar. Rusya AB’deki doğalgaz etkinliğini Çin’de de göstermiş oldu. Ukrayna’da sıkıştırılmak istenen Moskova Çin kartını doğalgaz ile kullandı. Dolayısıyla iktisadi geleceğini daha fazla gaza bağlamak zorunda kaldı. Diğer alanlarda rekabet gücü zayıf.
- Irak’ta Maliki kazandı, Irak-İran ilişkileri daha sağlam bir zemine oturdu. ABD (ve Ankara) gelişmelerden memnun değiller.
- Suriye’de Esad Batı (ve AKP hükümeti) tarafından iktidardan indirilemedi. Çakma muhalefet güçleri yavaş yavaş erimekteler. Ancak iç kargaşaların sürdürülmesinde ABD ve AB yarar görüyorlar; hedef Suriye’nin de Libya gibi bölünme ve ayrışma yönünde güdümü.
- İsrail ise Yunanistan ve Kıbrıs Rum Yönetimi ile son birkaç yıldır yoğun bölgesel işbirliği içine girdi. İşbirliğinin odak noktasında Doğu Akdeniz’deki petrol ve doğalgaz yatakları bulunuyor. KKTC (ve Türkiye) yok varsayılarak uluslararası anlaşmalar yapılıyor ve fiili girişimler var hızıyla yürütülüyor.
Ankara şimdilik, işi dışardan seyreden bir gözlemci gibi.
- Mısır, Mursi ile başlattığı kaosu, ABD destekli askeri darbe ile sürdürüyor.

Ankara’nın politikası var mı?
- Ankara, Şam ve Bağdat ile kavgalı. Hele Suriye’de kavganın tam göbeğinde ve Türkiye’nin Ortadoğu kapısı kapanmış durumda.
- Mısır’la kanlı bıçaklı, ülke ekonomik olarak Türkiye’ye kapatılmış.
- Malatya’da kurdurulan izleme ve dinleme istasyonundan sonra Ankara İran ve Rusya’ya karşı yeni bir cephe açmış oldu.
- Türkiye doğalgaz yüzünden hem Rusya’ya bağımlı hem de ABD’yi de idare etmek için ödünler veriyor; arada sıkışmış durumda. Ukrayna krizinde (ve Kırım’da) taraf olmaya itilen Ankara sürekli zikzaklar yapmak zorunda kalıyor.

Ve Kürdistan…
Başlıklarını sıraladığım bu bölgesel gelişmelerin paralelinde “Kürdistan meselesi” tıkır tıkır yürüyor.
- Ankara, Kürdistan’ın ilk ayağı olan Irak Kürdistanı’na en baştan beri destek vermiş. Bağdat’la ilişkileri bozma pahasına Irak Kürdistanı’nın bağımsızlaşmasına iktisadi ve siyasi katkıda bulunmakta.
Erbil-Diyarbakır ekseninin gelişmesine hoşgörü ile bakıyor. Suriye’de radikal dinci muhaliflere (ve teröristlere) verilen destek, yarattığı iç savaş ile Suriye Kürdistanı’nın (Batı Kürdistan’ın) yeşermesine ortam yaratmış.
- 30 Mart seçimleri sonuçları Güneydoğu’daki gidişin de göstergelerini ortaya koyuyor; Mardin-Van hattının doğusu fiili özerkliğe zaten yıllardır yavaş yavaş sürükleniyordu.
Özerklik ve federasyon açılımları bürokrasi, TSK ve iş çevrelerinin de paralel bir zemine oturmasına yol açmıştır.
Zaten Ergenekon ve Balyoz kumpasları (ve operasyonları) bu gelişmelerin tepki almadan yürümesi için yapıldılar. Baskıcı ve faşizan bir ortam yaratarak toplumsal sindirme başarılı bir biçimde yürütülmüştür.
Dünya politika literatüründe bu kadar geniş kapsamlı bir kurgu ve uygulama görülmemiştir. İleri teknolojinin bütün unsurları bu toplumsal mühendislik olayında kullanılmıştır.
İşin ilginç yanı demokrasi karşıtı baskıcı her türlü araç, amaca ulaşmak için uygulandı. Üstelik antidemokratik uygulamalar demokrasi çığlıkları arasında yürütüldü.
Almanya’da Yahudilere laboratuvarlarda işkence eden faşist doktorların kimileri, tıp bilimine hizmet ettiklerini söyleyerek kendilerini savundular. Burada da faşizan araçlar, demokrasi getiriyoruz söylevleri arasında kullanıldılar.

Ya Kıbrıs?
Biden’in adaya gelişi yukarıda özetlenen gelişmelerin bir sonucudur. Kıbrıs Adası Doğu Akdeniz, Afrika, Ortadoğu ve hatta Asya ve Karadeniz’deki yeni gelişmelerle bağlantılıdır.
- Enerji kaynaklarının ve yollarının kontrol altında tutulması
- Rusya (ve ilerde Çin’in) bölgedeki etkilerinin sınırlanması, KKTC’nin (Kuzey Kıbrıs’ın) askeri denetiminin Ankara’dan ayrılmasına bağlıdır. Bu basit ve teknik bir muhasebe işidir. Ama çok önemli stratejik sonuçları vardır.
Ankara mı? Hükümet (ve Tayyip Erdoğan’ın) bütün hesapları iktidardan düşmeme üzerine kurulmuştur; her ne pahasına olursa olsun.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları