Erol Manisalı
Erol Manisalı erolmanisa@yahoo.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

‘Hedef Türkiye’ için CHP’ye tavsiyeler

25 Mayıs 2015 Pazartesi

CHP’nin Hedef Türkiye ya da Megakent Projesi’ni duyduğum zaman aklım 1978 yılına gitti. Dünyadaki “Dünya Ticaret Merkezlerini” inceledikten sonra zamanın başbakanı Ecevit’e bir rapor göndererek öneride bulunmuştum.
İstanbul’da bir Dünya Ticaret Merkezi’nin kurulmasını önermiştim ve gerekçelerini yazmıştım. (erolmanisali.org’a girenler ayrıntıları bulabilirler.)
İstanbul Belediyesi, İstanbul Sanayi Odası ve İstanbul Ticaret Odası’nın girişimleri ile benim koordinatörlüğümde proje başladı ve on beş yılı aşkın bir süre sonra gerçekleşti. CHP’nin yeni önerileri ile benzer gerekçelere sahipti; “Merkez İstanbul” bağlamında “Merkez Türkiye” kapsamına çok yakındı.
Türkiye’nin Avrupa, Ortadoğu, Asya hatta Amerika arasında ticari ve iktisadi bir odak noktası olmasını hedefliyordu.” Uygulamalar daha sonra kısmen değiştirildiği için: hele hükümetlerin, “makro bir ticaret politikası izleme konusundaki yanlışları”, esas hedeften büyük ölçüde sapılmasına yol açtı.
Güneydoğu Anadolu Kalkınma Projesi (GAP) kapsamında yaptığım araştırma ve yayınlarda GAP’ın nasıl bir etkinlik alanı haline getirilip, Avrupa ve Ortadoğu arasında Türkiye’nin iktisadi kazançlarını yaratabileceğini 80’li ve 90’lı yıllarda dile getirmiş; 1988’de Atatürk Barajı yeni tamamlandığı yıl, İstanbul Üniversitesi ve Almanya-Türkiye Araştırmaları Merkezi olarak Urfa’da uluslararası bir konferans düzenlemiştik.

Neler yapılmalı?
Yeni bir “ekonomik çekim merkezi”nin önceden hazırlanan bir plan (hedef) çerçevesinde başarılabilmesi için, asgari olarak düşünülmesi gerekenler şunlardır;
1) Ankara’nın iktisadi, siyasi, fiziki altyapı, eğitim politikalarını, “bu projeyle tamamlaşacak biçimde” yürütmesi gerekir.
2) Proje ile ilgilenme olasılığı bulunan ülkelerin çıkarları ile, “karşılıklı yararların örtüşmesi” zorunludur. Rakip ya da karşıt değil, tamamlaşma olgusunun, “yeni dışsallıklar yaratılarak” sağlanması düşünülmelidir.
3) “Denge” meselesi çok önemlidir; bir bölgenizi veya yeni kentinizi “imtiyazlı bir yer olarak uluslararası piyasaların emrine sunarak” bir “kıyı bölgesi” haline getirebilirsiniz. Bunun dünyada çok örneği vardır. Ama işin eksileri de söz konusu.
Serbest ticaret bölgesi (ya da şehri) haline getirdiğiniz mekânın sizin makro politikalarınızın denetimi altında olması gerekir. Aksi halde “kaçakçılığın ve kanundışılığın” egemen olduğu bir canavar yaratmış olursunuz.
Bu dengenin iyi kurulması gerekir: karşılıklı yararlar, hukuk düzeni içinde görülecek ortamın hazırlanması kolay değildir.

Cazibenin koşulları
Bu tür projelerde “çekicilik öğeleri” önemlidir; farklılık, cazibe yaratacak koşullar sunmalısınız;
- Altyapı kolaylıkları mı?
- Uygun vergi koşulları mı?
- İşgücünde avantajlar mı?
- Ulaşım ve sermaye transferi dışsallıkları mı?
Daha pek çok faktör eklenebilir. Turgut Özal sermaye, mal ve insan hareketlerine kolaylık sağlayarak makro bir cazibe yaratmak istedi. Ancak, Avrupa ülkelerinin yaptığı gibi uygulamadı. Politika yanlışları yüzünden başarı sağlayamadı. 1989’da, “AB bizi almasa da Gümrük Birliği yükümlülükleri altına gireceğiz” yaklaşımı gibi yanlışlar yaptı.

Sistemle örtüşme konusu
CHP’nin Hedef Türkiye projesi, “sistemle çatışmamayı” da zorunlu kılıyor mu? İktisadi ve siyasi olarak, “küresel ve bölgesel taleplerle örtüşmek zorunda” kalacak mı?
- Turgut Özal iktisadi olarak “sistemle örtüştü”, ancak iç siyasi (ve askeri) dinamikler bu yolu kesti; çünkü BOP istenmiyordu.
- Erbakan sistemle, “antiemperyalist ve dini boyutta çatıştığı için” 28 Şubat’la devrildi.
- Erdoğan, iktisadi olarak sistemle “uyuşmasına” karşın “koyu İslami yapılanma konusunda” sistemle ters düştü.
CHP’nin bu tür çelişkiler tuzağına düşmemesi için, “sistemle, ulusal çıkarlar arasındaki dengeyi kurması; ilşkileri karşılıklı çıkar zeminine oturtması gerekiyor.” Hedef Türkiye gibi projeler bu bağlamda değerlendirilmek durumundadır. Artılar ve eksiler, yan yana ve iç içe yürür.
Bu konuyla bağlantılı olarak çıkan bir kitap, bazı sorulara da yanıt getiriyor. (*)

(*) Barış Terkoğlu, Barış Pehlivan, Mahrem, Kırmızı Kedi Yayınları 2015, syf 280-282.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları