Erol Manisalı
Erol Manisalı erolmanisa@yahoo.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Açılımın Önü ve Arkası

03 Kasım 2014 Pazartesi

Kürt açılımı Türkiye’nin gündemine oturmuş ve geri dönülemeyecek bir noktayagelmiştir. AKP (ve hükümet) tarafından “sözü edilen” açılım, tarif edilmemiş “muğlak” bir süreç olarak “iç politika hesaplarının” seyrine terk edilmiştir.
Açılım nedir? Hangi somut öğeleri içermektedir? Madde madde “gerçekleştirilmek istenen değişiklikler nelerdir?” Bunları açık olarak kimse bilmemekte, Meclis’te konuşulmamakta, hükümet tarafından somut açıklamalar yapılmamaktadır.
Sadece hükümet (ve devlet) yetkilileri Kürtleri temsil ettiği ifade edilen “bazı taraflarla” konuşmaktadır. Ancak konuşulanlar ve varılan sonuçlar ne Meclis’te ne de Meclis dışında açık ve net olarak ortaya konmaktadır.

Açılım nedir?
1 -Kürt kökenli vatandaşlarımıza Avrupa ülkelerinde olduğu gibi bazı hakların verilmesi midir? Eğer böyleyse bu konuda Türkiye’de büyük çoğunluğun desteği vardır.
Bu yöndeki gelişmeler demokrasimiz açı-sından da yararlı olacaktır. Ancak burada bir parantez açmamız gerekiyor; hükümetin açılımdan kastettiği bu olamaz çünkü fiiliyatta hükümet “yoğun antidemokratik uygulamalar içindedir.” Demokrasi bağlamında büyük bir çelişki ortadadır.
2 -Açılım ile kastedilen sadece bu tür demokratik açılımlar değil de özerklik yapılanması ise o zaman istenen şey “federal bir yeniden yapılanmadır.” Türkiye’de üniter toplum ve devlet yapısının sona ermesi ve Cumhuriyetin oluşturduğu felsefenin tersyüz edilmesidir.
Yine bir parantez açalım: Bu tür yapılanmalar
o noktada kalmaz ve “özerklikten bağımsız devlete doğru yeni yol haritaları çizilir ve uygulanmak istenir.”
3 -HDP ve benzeri kurumlar bugün doğrudan doğruya, “Kürt halkının egemenliğinden söz ederek taleplerini en baştan ortaya koyuyorlar.”
4 -O zaman “Kürtçü kesimlerin açılımdan anladıkları şey egemenlik ve bağımsızlıktır.”
-Daha şimdiden gayriresmi de olsa bir bayrakları var.
-Bağımsız yerel yönetimler istiyorlar ve bunu birçok yerde fiilen gerçekleştirmiş durumdalar.
-Ulusal kolluk güçlerine alternatif hukuk dışı kuvvetler oluşturarak fiili durumlar yaratıyorlar.
-Meclis’teki siyasal partileri Meclis kürsü-sünden bütün bu talepleri ifade ediyor.
Açılımdan anladıkları demokratik bir açılım değil, “bağımsızlık yönünde bir açılım” oluyor. Kısacası ayrı bir Kürdistan talebini ortaya koyuyorlar.

Ve fiili durum
Reel politik olarak yaşanan gelişmelere bak-tığımız zaman Irak ve Suriye’de oluşturulan Kürdistan ayaklarının Türkiye’ye de uzatılmak istendiği gerçeği ile yüz yüze geliyoruz.
O zaman “açılım”ın sonunda iki şey öngörülüyor:
-Türkiye’nin üniter yapısının ortadan kalkması.
-İleride bir Kürdistan’ın oluşumu.
Bu gelişmelere küresel dengeleri ve Batı’da esen rüzgârları da eklediğimizde durum daha da net olarak ortaya çıkar.
Bütün bunları gördükten sonra “açılım sürecini elinde tutan AKP üst yönetimi için bütün mesele, önümüzdeki seçimlerde iktidarda kalabilmek”.
Bunun için de “açılım sürecinde” her şeyi göze alabileceğini düşünebiliriz. Çünkü kendileri için bütün mesele, “olmak ya da olmamak” kadar kesindir.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları