Küresel açlık krizi kapıda

27 Nisan 2020 Pazartesi

Geçen hafta Dünya Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) ve Dünya Gıda Programı’nın (WFP) Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne verdikleri rapora göre, küresel gıda güvenliği açısından zaten kötü bir yıl olması beklenen 2020’de, Covid-19 salgınıyla, “kutsal kitaplardakileri anımsatacak” bir küresel açlık krizi kapımızda.

Son 20 yılda, stratejik tarım ürünlerinde net ithalatçı konumuna gelen AKP Türkiyesi’nde de bir açlık krizi olasılığı giderek güçleniyor.

Covid-19 etkileri

Güvenlik Konseyi toplantısında, WFP Başkanı David Beasly, “2020’de, II. Dünya Savaşı’ndan bu yana görülen en büyük insani krizle karşı karşıya kalınabileceğine” ilişkin geçen yıl yaptığı uyarılarını anımsatmış. Covid-19 salgını bunun üzerine geldi. Beasley, “Daha şimdiden bir mükemmel fırtınaya bakıyoruz” diyor.

Kuraklık, su baskınları, aşırı sıcak dalgaları, yangınlar, çekirge sürüleri gibi iklim krizine bağlı felaketler, Suriye, Yemen, Güney Sudan, Burkina Faso, Merkezi Sahel bölgelerinde yerel savaşlar, Lübnan’da ekonomik kriz, Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nde, Sudan’da, Etiyopya’da başarısız devletler, tüm bunlardan kaynaklanan büyük sığınmacı nüfusu hareketleri, 2020 yılının insanlığın önemli bir kısmı için çok zor geçeceğini gösteriyordu. Gelişmiş ülkelerde de ekonomik koşullar bozulmaya başlıyordu.

Beasley ve FAO Başkanı Qu Dongyu’nun Güvenlik Konseyi’ne sundukları rapor, 2020 yılına girerken, her akşam 850 milyon kişinin yatağa aç gittiğini, 55 ülkede 135 milyon kişinin açlık kriziyle yüz yüze olduğunu gösteriyor.

Bu durumun üzerine gelen Covid-19 salgınının, üç kanaldan küresel gıda krizini derinleştirmesi, açların nüfusuna 130 milyon kişi daha eklemesi bekleniyor.

Birincisi, virüsle mücadele çabalarından kaynaklanan, ulusal düzeyde karantina, eve kapanma, sosyal mesafe uygulamaları, yaygın iş ve gelir kaybına yol açtı. İkincisi, göçmen işçi dövizlerinde, ihracat gelirlerinde ve petrol fiyatlarındaki ani gerileme birçok ülkede döviz kıtlığı yarattı. Üçüncüsü, virüs salgını, kimi ürünler için ekim, kimileri için hasat mevsimine denk geldi: Tarım üretiminde ve taşımacılığında gıda tedarikini, fiyatlarını etkileyen aksamalar yarattı.

Uluslararası Gıda Politikaları Araştırma Enstitüsü’nün başkanı Johan Swinnen’e göre, ekim, hasat ve taşımacılık alanındaki lojistik sorunlar özellikle gıda ithal eden ülkelerde açlık krizi yaratabilecek. Daha şimdiden, Hindistan, Kolombiya, Honduras, Güney Afrika, gibi ülkelerde açlık isyanları, dükkân yağmaları yaşanıyor.

Ve AKP Türkiyesi

Bir zamanlar kendine yeterli olmakla övünen Türkiye, son 20 yılda tarımda stratejik ürünlerde net ithalatçı durumuna geldi. TÜİK Dış Ticaret İstatistikleri, 2002, 2007 ve 2019 yıllarına bakınca, canlı hayvanlar (1), süt yumurta (4), yaş sebze meyve kök ve yumrular (7-8), hububat (10), yağlı tohumlar, saman, kaba yem (12), hayvansal ve bitkisel yağlar (15) kalemlerinde ithalatın sürekli arttığı, 1, 10, 12, 15 kategorilerinde net ithalatçı konumuna düşüldüğü görülüyor. Ticaret dengesi canlı hayvanlar kaleminde 2002 yılında fazla verirken, 2007 yılında 16 milyon 842 bin 121 USD açık vermiş. Açık 2019’a gelindiğinde yüzde 166 artarak, 625 milyon 962 bin 470 USD olmuş. Gıda güvenliği açısından, stratejik ürün olarak kabul edilen hububatta, 2002 yılında 295 milyon 130 bin 918 USD olan açık, 2019’a gelindiğinde, 3 milyar 139 milyon 303 bin 934 USD olmuş. Kaç kat arttığını hesaplamayı size bırakıyorum.

Dahası, 2007 yılında, 1.4 YTL, 1 USD alıyordu, bugünlerde 1 USD alabilmek için 6-7 YTL gerekiyor. Demek ki, hububat açığı akla zarar biçimde artarken, ithalatı yapabilecek (ve dış borcu ödeyebilecek) doları almak için gereken YTL miktarı da yaklaşık yüzde 400 artmış. TL’deki bu aşınmanın mazot ve gübre fiyatları üzerindeki etkisine, küresel ısınmanın ve toprak erozyonunun, HES projelerinin çevre katliamı, tarım ve hayvancılık üzerindeki yıkıcı etkileri, rejimin rant uğruna yaptığı ağaç katliamı da eklenince, AKP Türkiyesi’nin gıda sürdürülebilirliği klasmanında, 67 ülke içinde 58. olmasına şaşmamak gerekir. Hükümetin son ekonomi paketinde tarıma ilişkin hemen hiçbir önlemin alınmamış olması da yukardaki resmi hazırlayan akılla çok uyumludur.

Şimdi bu resmin üzerine Covid-19 salgının getirmeye başladıklarını ekleyelim. “Rejim ülkeyi felakete sürüklüyor” derken haksız mıyım?



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

AKP’de travma... 11 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları