500 Yıl Önce Peru'da

05 Aralık 2011 Pazartesi
\n\n\n

Çarşamba günü, Güney Amerikanın görkemli İnka İmparatorluğunun yıkılmasına ilişkin yerleşik tarihsel bilgileri sorgulayan bir belgesel izledim. Belgeselin ortaya koyduğu bulgularla, bu hafta tartışmayı düşündüğüm, Suriyede tırmanan iç savaş, Mısır, Fas seçimleri, Müslüman Kardeşlerin yükselişi gibi konular arasında bir paralellik sezince yazımın konusunu değiştirdim.

\n

Tarih ve sorular

\n

İspanyolların Güney Amerikayı sömürgeleştirme sürecinin çok şiddetli, hunharca yaşandığını biliyoruz. Ama bu süreci anlatan, tek yazılı kaynakta, İspanyol belgelerinde, Mel Gibsonun, Apocalyptofilminde de Maya uygarlığı bağlamında aktarılan biralt metinvardı: Kıta üstün bir Hıristiyan uygarlıkla, geri Pagan bir uygarlığın karşılaşmasına sahne oluyor. İspanyol komutanı Pizaro ve 200 adamı devasa bir imparatorluğu modern silahlarla, Hıristiyan imanıyla kısa sürede adeta Tanrının gazabı gibi yıkıyor.

\n

Ancak İspanyol kaynaklarının anlattığı öyküler, kimi soruları cevapsız bırakıyor. Pizaro, 200 adamıyla ilerlemeye başladığında, neden görkemli İnka İmparatorluğunun orduları harekete geçmemişti? İnka İmparatorluğu binlerce yıllık Güney Amerika uygarlığının en son, en büyük imparatorluğu; bugünkü Peru, Ekvador, Bolivya, Arjantin, Şili, Kolombiya gibi ülkelerin topraklarını kapsayan Roması değil miydi? Maçipuçi, Cusco gibi dev kentler kurmuş, yollar inşa etmiş, imparatorluk çapında askeri idari ağlar kurmuş, yönetmemiş miydi? Tüm bunlar askeri bir beceriye de tanıklık etmiyor muydu?

\n

İspanyolların başarılarını, modern silahlar, savaş teknikleri, Avrupadan getirdikleri hastalıklar tek başlarına açıklayabilir miydi? İspanyolların, mutlaka yerli işbirlikçilerinin, destekçilerinin de olması gerekmez miydi?

\n

Pizaro ve adamları, profesyonel asker değildi; ganimet peşinde koşan maceracılardı, okuma yazma bilmiyorlardı. Bu yüzden, işgalin, savaşların öyküleri daha sonra vakanüvisler tarafından, egemen İspanyol kültürünün gereksinimlerine göre yazıldı.

\n

İspanyol kaynaklarının, Pizaroyla adamlarını, kendilerinden sayıca çok üstün güçler karşısında büyük zaferler kazanan kahramanlar olarak sunarken, yerli işbirliği olgusunu hep ikinci plana attığını, önemsizleştirdiğini biliyoruz. Belgesel, bu yerli işbirliğinin ne kadar önemli olduğunu, savaşları çoğu kez aslında İspanyollar adına yerli işbirlikçilerin kazandığını ortaya koyuyordu.

\n

Poruçuko Mezarlığı

\n

İnkalar dini inançları gereği, ölülerini düzenli aralıklarla açılmış çukurların içine güneşe bakar biçimde, çömelmiş pozisyonda gömüyorlar. Lima kenti varoşlarında İnka döneminden kalma Poruçuko Mezarlığında yapılan kazılarda, bu geleneğe uymayan tarzda, toprağın yüzeyine yakın, düzensiz aralıklarla adeta telaşla gömülmüş 70 iskelet bulunca, arkeologlar olağanüstü bir tarihsel olayın izleriyle karşılaştıklarını düşünmüşler. Belgesel bu arkeologların bulgularının anlamlandırılması sürecini anlatıyordu.

\n

Arkeologlar üç nokta üzerinde odaklanıyorlar. Birincisi, bu iskeletlerin gömülme tarzı. İkincisi, şiddet içeren biçimde öldüklerini gösteren, kırıklar, çatlaklar. Üçüncüsü, iskeletlerden ikisinin kafatasında görülen, kare ve daire biçimindeki delikler.

\n

Arkeologlar, bu delikleri kriminoloji uzmanlarına inceletiyorlar. Kare biçimindeki delikler İspanyolların kullandığı mızrakların metal ucuna uyuyor. Daire biçiminde deliğin çeperinde, buna uyan kemik parçasının üzerinde bulunan mikroskobik demir parçacıklarıysa, deliğe İspanyolların kullandığı, arkebüz tüfeklerinin atığı bir misketin yol açtığını gösteriyor. Bu iki bulgu, hem İspanyol sömürgecilerin cinayetlerine ait ilk arkeolojik verileri, hem de Güney Amerika tarihinin en eski mermi yarasını, elektron mikroskobu gibi en son teknolojiyi kullanarak belgeliyor. Bu delikler Güney Amerika tarihine, 500 yıl önce Limada İspanyollarla İnkalar arasında yaşanan bir savaşa da ışık tutuyor.

\n

Lima savaşı

\n

Pizaro ile 200 adamı 1532’de Peruya geldiklerinde, yüzyıl önce, Cusco yerleşim merkezinde kurulduktan sonra güneye ve kuzeye doğru, yerli kabileleri kendine bağlayarak genişlemiş olan İnka İmparatorluğu, taht savaşlarıyla sallanıyordu. On milyon nüfuslu imparatorluğu oluşturan kabilelerin, İnkanın baskıcı, acımasız egemenliğine karşı tepkileri giderek artıyordu.

\n

Pizaro, geldiğinin ilk haftalarında bir baskınla bir günde binden fazla insanı kılıçtan geçirerek, Kral Attahualpayı tutsak aldı. Serbest bırakılmasına karşılık talep edilen fidye ödenmesine karşın Attahualpanın öldürülmesi İnka İmparatorluğunda büyük sarsıntı yarattı. Pizaro ve adamları kısa sürede Cuscoya ulaşıp ele geçirdiler. Cusconun düşmesini izleyen aylarda İnka İmparatorluğu çöktü. Ama nasıl? İspanyol tarihçilerinin aktardığı gibi mi, yoksa bu öykünün bir başka yanı daha var mı? Poruçuko Mezarlığında bulunan iskeletler öykünün işte bu yanına ışık tutuyor.

\n

Cusconun düşmesinden dört yıl sonra İnka kabileleri İspanyollara karşıBüyük İnka isyanını başlatıyorlar. Bu isyanın önemli savaşlarından biri, henüz kurulmuş olan İspanyol yerleşim merkezi Limada yaşanıyor.

\n

Savaşın İspanyol versiyonu şöyle: İnka generali Kiyo Paki on binlerce askeriyle Limayı kuşattı. O sırada Limada bulunan Pizaro Tanrı bize acısındiyordu. Durum umutsuzdu. İspanyollar, son çare olarak, kahramanca bir süvari saldırısı başlattılar, İnka saflarını yararak Kiyoya ulaştılar ve hemen öldürdüler. On binlerce askerlik İnka ordusu darmadağın oldu.

\n

Ancak, Pizaro ailesinin İspanya kralından, Limayı korumanın yüksek maliyetine karşılık tazminat isteğiyle açılan bir davanın tutanaklarında savaşı yaşamış yerli şahitlerin ifadeleri, Limadao güngerçekten neler olduğunu ortaya koyuyordu. İnka ordusu on binlerle değil binlerle ifade edilecek bir büyüklükteymiş. Suvari saldırısı, büyük çaplı çatışmalar olmamış. Pizaronun yerli cariyesi (Pizaronun işbirlikçisi Veylas kabilesinden prenses) Kisveysisa, annesinden yardım istemiş. Veylas kabilesinden gelen askerler, İnka ordusuna karşı, İspanyolların yanında savaşmışlar. Yapılan incelemelerin, mezarlıkta bulunan kafataslarının ikisi dışında geri kalanlarının yerlilerin topuzlarının darbeleriyle kırılmış olduğunu kanıtlaması, savaşın esas olarak yerliler arasında yaşandığını İspanyol güçlerinin etkisinin marjinal kaldığını gösteriyor. Böylece, 200 İspanyolun büyük İnka İmparatorluğunu bir yılda darmadağın edebilmesinin arkasındaki gerçek de ortaya çıkıyor: Birçok kabile, İnkanın baskısından kurtulmak için Pizaro ile işbirliği yapmış. Bu işbirlikçilerin payına düşen de tarihte sömürgecilerle, daha sonra emperyalistlerle işbirliği yapanlarınkinden farklı olmamış. Bunlar, akıllarınca, servet, ikbal, özgürlük beklerken, soygun, baskı, sömürü ve katliamla ödüllendirilmişler. Sömürgeciler, tarihi yazarken bu katkıları anımsamak bile istememişler.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları