Erdal Atabek
Erdal Atabek erdalatak@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Mutlak itaat...

02 Ağustos 2021 Pazartesi

Oğuzhan Asiltürk, yeni bir Erdoğan devşirmesi olma yolunda Saadet Partisi’ni etkilemek için “mutlak itaat” sözüne sarıldı.

Partisinin yüksek istişare kurulu başkanı olarak görev aldığı toplantıda “bana itaat sözü verirseniz” koşulunu öne sürdüğünü, partililerin de “veririz” dediğini açıkladı.

Bu “mutlak itaat” sözü elbette Asiltürk’ün Cumhur İttifakı’na katılma niyetine de “hayhay” demek anlamına gelecekti.

Ancak olay pek de öyle gelişmedi.

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu böyle bir “itaat sözü”nü duymadığını açıkladı. Partinin eski başkanı Mustafa Kamalak da İpek Özbey’in sorusuna, “Böyle bir söz benim olduğum hiçbir toplantıda verilmedi” diyerek karşı çıktı.

MUTLAK İTAATİ KİMLER İSTER?

“Mutlak itaati” tarih boyunca din otoriteleri, diktatörler, otokratlar istemiştir. 

Katolik kilisesi, ortaçağ boyunca “mutlak itaat” istemiş, boyun eğmeyenleri “afaroz”la, “engizisyon”la tehdit etmiştir.

Diktatörler “mutlak itaat” istemiş, Adolf Hitler, kamu görevlilerine “Führer’e mutlak itaat etme” yemini istemiştir.

Her düzeyde “otokrat” da askerlikte, şirketlerde, kuruluşlarda astlarından “mutlak itaat” beklemiştir.

Yönetenlerin istediği “mutlak itaat”, yapılanları eleştirilerden uzak tuttuğu için yöneticiye rahatlık sağlamış, ancak hataların da üstünü örterek pek çok yanlışa neden olmuştur.

Bugün ülkemizdeki “Tek Adam yönetiminin”, adı konmamış bir monarşinin yol açtığı yanlışların nedeni de budur.

YANGIN FELAKETİNİN ANLATTIĞI NEDİR?

Ülkemizin birçok yerinde eşzamanlı çıkan yangınlar elbette nedenleri hızla araştırılması gereken bir felakettir.

Ancak bu yangınların hemen öğrenilmesi, etkin söndürme müdahalesi, karadan-denizden-havadan birlikte yapılacak mücadele çok gecikmiştir.

Yangınların çıkacağı mevsimde bu önlemler önceden hazır olmalıydı. Türk Hava Kurumu uçaklarının hangarlarda kilitli tutulması, pilotlarının işten çıkarılması, doğrudan AKP iktidarının bağışlanmaz suçudur. Bu suçu örtmek için yapılan talihsiz açıklamalar, Atatürk’ün kurduğu havacılık kurumunun köreltilmesi amacını ortaya koymaktadır.

ÜLKE HÂLÂ YANIYOR

Bu yangın, ülkenin kötü yönetilmesine dikkatimizi çekiyor.

“Tek Adam yönetiminin” istediği “mutlak itaat”, her alanda ülkemizi felakete sürüklüyor.

Afganistan’dan mülteci adı altında “genç erkek Afganların” akın akın gelmesine açılan sınırlar bir felakettir. Kadınların olmadığı, çocukların bulunmadığı, ellerinde bir su şişesi bile olmayan Afganlar nasıl mülteci olmuşlardır? Onları Taliban militanlarından nasıl ayırıyorsunuz? Belirsiz.

Ülkemiz, içeriden işgal ediliyor. Araplar, Afganlar, Pakistanlılar 30 yıl içinde Türkleri azınlık yapacaklardır.

İşte, Tek Adam yönetiminin mülteci politikası bu.

Covid-19 salgınının “Delta varyantı” ile yaptığı yeni atak, “normalleşme” adı altındaki serbesti ile birleşince hastalık yeniden yükseldi. Bu da başka bir başarısızlık örneğidir.

Aşı karşıtlığı ile etkin bir mücadele gerekiyor.

Bu salgında “aşılanma”, tartışma kabul etmez bir zorunluluktur.

YÖNETİME GÜVEN KALMAYINCA!

Yangın bölgesine giden Bakanlar, özellikle ormanlar, yangınlar ve uçaklarla ilgili birbirini tutmaz sözlerle çok başarısız oldular.

Eğer Türk Hava Kurumu’nun uçakları bakım istiyorsa elbette siz yaptırmalıydınız.

“Envanterimizde uçak yok” sözleri, arkasından “var ama antika” açıklamaları gerçek ortaya çıkınca, sadece güven kırıcı oldu.

Partili Cumhurbaşkanı oraya gittiğinde yine çevreye çay paketleri atarak basiretli tutumuna bir örnek daha vermiş oldu.

Dışişleri Bakanı, halktan para yardımı istedi.

128 milyar doların nerede olduğunu açıklayamayan hükümetin bu isteği elbette güveni bir kez daha sarstı.

Çözüm en kısa zamanda bütün yönetimin istifa etmesidir.

Onların bunu yapması beklenmeyeceğine göre de ilk seçimde halk bu olan biteni kendi oylarıyla sonuçlandıracaktır.

Bu iktidar kendi sonunu getirmiştir.

Ülkenin bu duruma gelmesinin hesabını elbette vereceklerdir.

Bu hesabı isteme görevi de hepimizindir...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Çalınan gelecek!... 29 Nisan 2024
Istakozun intikamı! 22 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları