Bir dönem yıldız sayılan, kısa süre sonra unutulan siyasiler çöplüğüne döndü ülke. Gerçi yazılı basın, ekran, sosyal medya şöhretleri de aynı yazgıya mahkûm. Çağın ruhu böyle, iyi iz bırakmak güç, ama giderek daha önemli hale geliyor. Siyasal İslamcıların “cehalet, vasatlık, bayağılık koalisyonu” diye tarif ettiğim anlayışı her çevreyi etkiledi. İlkelerden, değerlerden, ölçüden söz açmak aptallık sanılıyor. Elbet bunun en veciz biçimini zamanın tontonu dile getirdi: “Benim memurum işini bilir” diye! Başka utanılacak sözleri de var ama bu simgesel!

***

Artık başımıza gelenlere pek şaşırmıyoruz, yine de Bahçeli’nin, “Kim ki eski sisteme dönmek ister o ya FETÖ’cüdür ya da PKK destekçisi” sözlerini yadırgadım. Haydi AKP’lilerin kendilerinden önce bir Türkiye yokmuş gibi davranmasına alıştık(!) da, Bahçeli’ye ne oluyor? Kraldan çok kralcılık mı bunun adı, yoksa tahmin ettiğim gibi çok zamandır “Bahçeli mi esas oyun kurucu?”
Ecevit, Yılmaz ve kendisinden oluşan koalisyonu o yıktı. Gül’ü cumhurbaşkanı yaptı. AKP tek parti olmayı kaybetti, koalisyon olmaya yanaşmadı, seçimi yeniletti, yeniden iktidar yaptı. RTE’yi başkan seçtirdi. Daha say say bitmez. Türkiye’de kestirilemez siyasi isim Bahçeli’dir. Bir gözüm hep onda.

***

Geçen gün T24’te Murat Sabuncu kurulacak olan Babacan partisiyle ilgili yazdı. Kabaca çeşitli isimlere güzellemeler yaptı diyelim. Mesela Sadullah Ergin için “adalet reformu konusunda büyük emek veren bakan” tarifini kullandı. Diğer isimleri geçiyorum. Salt bu bile başlı başına gösterge. Liberallik ya da sol liberal tutum hastalık, bundan kurtulmak olası değil. Bir dönem “vesayet” diyerek ülkeyi cehenneme çeviren çevreler yeniden ayakta anlaşılan. Babacan’ı sıradan bir isim olarak görmüyorum. Ülkenin derdi olan sıcak para işini halledebilir. Yeni Derviş o. Karşılığında ne verecek? Göreceğiz.
Şimdi daha iyi anlıyorum kimlerin Abdullah Gül cumhurbaşkanı olsun diye arabuluculuk yaptığını ve neden ısrar ettiğini. Kılıçdaroğlu öyle anlaşılıyor ki bu işe razıydı. Yeni hesabı ilgiyle izlemek gerek.

***

Barış Terkoğlu Odatv’de Erkan Mumcu ile konuştu, izledim. Diyor ki eski harika çocuk: “RTE’nin içi dışı birdir. Gül öyle değildir.” Küresel güçlerle kol kola “majestelerinden talimat alan biri” diye ekliyor. “367 Meselesi” RTE cumhurbaşkanı olmasın diye kurgulandı iddiasında. Tuhaf denklem. Siyaseten oyun dışı kalmasını da FETÖ’ye bağlıyor. Ekliyor: “Keşke Ağar konuşsa da anlasak olan biteni!” Keşke… Ama sanırım Mumcu’nun merakından fazladır bizimki!
Söyledikleri ilginç, ama tutarsız! Siyasal İslamcıdan biri diğerinden iyi değildir! Ahmet Necdet Sezer’in varlığı, Cumhuriyet değerlerini, kurumlarını inatla korumuş. Ondan sonra derin uçurum. Bahçeli dedi ya, “Bana tarafsız cumhurbaşkanı gösterin” diye. Taraflıydı Sezer, doğru. Hukuktan, bilimden, akılcılıktan yana taraftı ama bağımsızdı. Kimseye boyun eğmedi.

***

Mumcu özellikle Bülent Arınç’ı işaret ediyor. İddiası, “Arınç, Gül ve ötekiler arasında ilişki sürmektedir” şeklinde. FETÖ’yü kastediyor. “Taraf gazetesi bana neler yaptı anımsayın” diye ekliyor. Basın ayağı açısından önemli, o gün kim ne yazmış anımsamalı insan. Eğer RTE’den siyasal ikbal beklediği için bu sözleri etmediyse Erkan Mumcu, neden konuştu şimdi? Diyor ki: “Ben hep konuşmak istedim, mecra bulamadım.” Bu tam doğru değil. Ancak söyledikleri düşünmeye değer.
Mesela Bahçeli şuna ne der; YİK adlı kurulda bulunan Arınç hakkında ağır iddialar var. Herkesi kolayca yaftalayan Bahçeli’nin, acaba RTE’ye dönüp “Yahu bu adamla ne işin var, kozmik odayı açtıran bu değil mi” diye sormak aklına gelmez mi?

***

Aklımız bu kaygan zemine, ayak oyunlarına tam ermez bizim. Mesela “Asla RTE’nin ve Davutoğlu’nun uçağına binmem” diyen Ahmet Hakan’ı, geçen hafta Cumhurbaşkanı’nın yanında, uçakta görünce şaşırmadık, onun adına utandık diyeceğim de, doğru olmaz. Utanmaz için biz niye utanalım?
Yalnız ilginç olan şu: nedense Erdoğan pek de hoşlanmadığı, yanına sokmadığı kimseleri yeniden çevresine toplamaya başladı. Sanırım hem Babacan partisi tedirgin ediyor, hem de Bahçeli ne zaman ne yapar bilmediği için safları sıklaştırmaya çalışıyor. YouTube kanallarında ağlayarak “Beni ekrana çıkarmıyorlar” diyen Arınç yeniden makbul adam oldu, niye Ahmet olmasın ki!

***

Genelde liberal siyaset böyle rezilliklerle doludur, esas olarak sağ siyaset bu ölçüsüzlükle tanınır. Orayı taklit etmenin kimseye faydası yok. 15 Temmuz neden, nasıl oldu diye meraklanan var mı hâlâ?