Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Dışişleri Bakanı'nınUlusçulukla Hesaplaşması - II
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun perşembe günü özetlediğim ve alıntı yaptığım konuşmasının eleştirisine olumlu bir noktadan başlamak istiyorum:
\nDavutoğlu’nun Kürt sorunu konusunda, “Kürt sorunu iki temelde ele alınabilir. Tarihin derinliğine kadar giden kadim birliktelik ve modern bir devletin eşit vatandaşları olma bilinci ve hakkı” diyerek koyduğu teşhis ve önerdiği çözüm ilkeleri doğrudur:
\nKeşke hem tarihten gelen toplumsal ve siyasal birlikteliği, hem de demokrasi ve insan hakları bağlamında vatandaşlığın temsil ettiği çağdaşlığı birleştirme başarısını, tüm politikalarını dile getirirken uyguladığı ve dışa vurduğu zihinsel ve duygusal yaklaşımında sürdürebilseydi.
\nNe yazık ki, genel yaklaşımı, çağını yakalamak bir yana, Endüstri Devrimi’nin, on dokuzuncu yüzyılın bile gerisine düşen, din-tarım imparatorlukları döneminin bir tür ümmetçiliğini ve imparatorluk özlemlerini andırıyor.
\n***
\nTürkiye’de, İslamcı kültürün bir kesimi, hepsi değil, dogmatik bir grubu, bir tür “Milliyetçilik düşmanlığı” yapar.
\nBunun nedeni, önce ideolojik olarak Endüstri Devrimi’nin milliyetçilik ideolojilerinin, din ideolojilerinin üstüne gelmesi, onları gölgelemesi ve hatta Fransız Devrimi’nde olduğu gibi bazen onları tümüyle baskılamasıdır.
\nBuna bir de Osmanlı tarihinde milliyetçilik akımlarının imparatorluğun parçalanma sürecinde oynadığı rol eklenir ve İslamcı kültür, hem ideolojik planda, hem de tarih bağlamında “milliyetçilikten” hazzetmez.
\nOysa insanlık, artık bırakın din-tarım imparatorluklarının dine dayalı ideolojik dönemini, onun üstüne gelen Endüstri Devrimi’nin milliyetçilik ideolojisi dönemini bile geçerek Bilişim Devrimi’nin demokrasi ve insan hakları dönemine girmiştir.
\nAma nasıl milliyetçilik ideolojisi, dinin etkisini silemediyse, demokrasi ve insan hakları ideolojisi de milliyetçilik ideolojisini yok edemeyecektir…
\nÇünkü din ve milliyet, insanların, toplumların genlerine işlemiştir ve birer “kimlik” işlevi görür!
\nElbette insanlığın henüz kapısını araladığı bu yeni Bilişim Devrimi döneminde milliyetçilik, milli devlet (ulusçuluk, ulusal devlet veya ulus-devlet) kavramları da tartışmaya açılmış, fakat çok kısa bir süre sonra insanlığın ulusal devletlerden vazgeçemeyeceği anlaşılmıştır.
\nBu konuda yapılmış pek çok araştırma ve yazılmış pek çok kitap vardır ama sadece, yeni ideolojik dönemi “Tarihin Sonu” adlı kitabıyla ilan eden Francis Fukuyama’nın daha sonra kendisini düzeltmek için yazdığı, “Devlet İnşası” adıyla Türkçeye de çevrilmiş olan kitabına bakmak yeterlidir.
\n***
\nDavutoğlu ilginç bir biçimde “milliyetçilik” değil, “ulusçuluk” diyor.
\nElbette Türkiye’nin bugün içinde yaşadığı “kavram ve terim kargaşası” bağlamında bu tercihin de bir anlamı var:
\nDavutoğlu, bu terminoloji ile “milliyetçiliğin” Cumhuriyet dönemindeki yorumuna atıf yapıyor; ama eleştirilerine Osmanlı dönemindeki milliyetçilik akımlarını da dahil ediyor.
\nŞu sözleri ise asıl referans noktasının çağın gerisine düştüğünü ve Osmanlı’nın çöküşünü yanlış yorumladığını gösteriyor:
\n“19. yy ideolojisi olan ulusçuluk Avrupa’da feodalite ile bölünmüş yapıları bir araya getirip ulus devletleri doğurdu. Bizde ise tarihten gelmiş organik yapıları dağıtarak geçici ve suni karşıtlıklar ve kimlikler ortaya çıkardı. Hepimizin bu ayrıştırıcı kültürle hesaplaşma zamanı geldi.”
\nNe yazık ki bu sözleri, sadece Endüstri Devrimi’ni değil, Osmanlı tarihini ve toplumsal yapısını da yanlış yorumladığını ve gerçekleri kabul etmediğini, çünkü tarihe ve günümüze sadece kendi ideolojik açısından baktığını gösteriyor.
\n“Hesaplaşma” bağlamında söyledikleri de bu yaklaşımının kanıtı:
\nBununla hesaplaşma zamanı gelmiştir. (Nasıl? E.K.)
\nHerkesin toplumsal kültürel kimliği, dili başlı başına insanlık birikimi açısından değerlidir. (Doğru. E.K.)
\nAma bu bölünme değil birleşme vasıtası olarak değerlendirilmeli, ortak aidiyet bilincini güçlendirecek şekilde yorumlanmalıdır. (Nasıl? E.K.)
\nİki yüzyıl önce şehirlerimizde, mahallelerimizde iç içe yaşayan Türkler, Ermeniler, Araplar, Rumlar, Arnavutlar ve daha birçok farklı etnik ve dini kimlik bugün bu organik yapıdan koparılmış durumda. (Gözlem doğru, teşhis yanlış. E.K.)
\nİki doğru üzerine kurulmuş bir yanlışı, ayrıca “hesaplaşma” ve “aidiyet bilincinin güçlendirilmesi” gibi belirsizlikleri vurguluyor bu sözler:
\nİfadedeki anahtar sözcük “organik yapı” terimidir.
\nDavutoğlu’nun özlem duyarak anlattığı “organik yapı” bir din-tarım imparatorluğu yapısıdır.
\nNitekim “Yeni Osmanlıcılık” sorusuna verdiği yanıtta, rüyasını ve yapılanları anlatırken bu yaklaşımı daha belirgin olarak ortaya çıkıyor:
\n“Geçen sene En Az Gelişmiş Ülkeler Zirvesini gerçekleştirdiğimizde de, Somali ve Arakan’a giderek mazlumlarla kucaklaştığımızda da evet bütün insanlık için adalet arayan bir rüya adına hareket ediyorduk.”
\n(Siz yine de konuşmanın tümüne bakın, internette var.)
\n***
\nDış politikada bir haftada değişen Libya ve NATO politikası, Suriye konusunda alınan sert viraj, “komşularla sıfır sorundan” “her komşuyla yeni sorunlar” noktasına gelinmesi ve benzeri tutarsızlıklar bir yana…
\nDavutoğlu’nun sorunu şurada:
\nBilişim Devrimi’nin ilk aşamalarında ortaya çıkan ve sonradan yanlış olduğu için terk edilen “ulusal devlet karşıtlığını” demokrasi ve insan hakları bağlamında “ulusçulukla hesaplaşmak” için kullanıyor, ve zaten yanlış olduğu için terk edilen bu yaklaşıma dayalı olarak oluşturduğu çözüm hedefini de ileriye değil, geriye, hem de çok geriye dönük siyasal yapılarda, ideolojik olarak inanca dayalı dönemlerde arıyor…
\nBu çelişkinin yarattığı dış politika başarısızlıkları ile de Türkiye sonu belirsiz, sıcak savaş gibi maceralara sürükleniyor.
\n***
\nAslında bir akademisyen olarak Davutoğlu’na sempati besliyorum…
\nKendisiyle, siyasete girmeden önce, bir açık oturumda birlikte konuşmuş, fikirlerini ilginç bularak, saygıyla ve öğrenerek dinlemiştim.
\nAma bir akademisyen olarak ilginç yaklaşımlar sergilemek, özgün modeller önermek başka, Türkiye Cumhuriyeti’nin Dışişleri Bakanı olarak bu “ilginç fikirlerini” veya “özgün modellerini” uygulamaya aktarmaya çalışmak başka...
\n\n
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- 'Tarihe not düşmek için geldim'
- Erdoğan belayı satın aldı
- Protesto eden yurttaşlara polis müdahalesi!
- AKOM, İstanbul için 'saat' verdi: Çok kuvvetli geliyor!
- Yıkılması gerekiyor!
- 5 yılda Türkiye'nin en büyüğü oldu: Nusret'e de satıyor
- ‘Kar leoparı’ neden cezaevinde
- Ünlü kebapçının kardeşi 20. kattan aşağı düştü!
- Trabzonspor'da ayrılık!
- Kayyum belediyeyi kapattı!