Emre Kongar
Emre Kongar ekongar@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Dışişleri Bakanı'nınUlusçulukla Hesaplaşması - II

22 Eylül 2012 Cumartesi
\n

\n

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlunun perşembe günü özetlediğim ve alıntı yaptığım konuşmasının eleştirisine olumlu bir noktadan başlamak istiyorum:

\n

Davutoğlunun Kürt sorunu konusunda, Kürt sorunu iki temelde ele alınabilir. Tarihin derinliğine kadar giden kadim birliktelik ve modern bir devletin eşit vatandaşları olma bilinci ve hakkıdiyerek koyduğu teşhis ve önerdiği çözüm ilkeleri doğrudur:

\n

Keşke hem tarihten gelen toplumsal ve siyasal birlikteliği, hem de demokrasi ve insan hakları bağlamında vatandaşlığın temsil ettiği çağdaşlığı birleştirme başarısını, tüm politikalarını dile getirirken uyguladığı ve dışa vurduğu zihinsel ve duygusal yaklaşımında sürdürebilseydi.

\n

Ne yazık ki, genel yaklaşımı, çağını yakalamak bir yana, Endüstri Devriminin, on dokuzuncu yüzyılın bile gerisine düşen, din-tarım imparatorlukları döneminin bir tür ümmetçiliğini ve imparatorluk özlemlerini andırıyor.

\n

***

\n

Türkiyede, İslamcı kültürün bir kesimi, hepsi değil, dogmatik bir grubu, bir tür Milliyetçilik düşmanlığıyapar.

\n

Bunun nedeni, önce ideolojik olarak Endüstri Devriminin milliyetçilik ideolojilerinin, din ideolojilerinin üstüne gelmesi, onları gölgelemesi ve hatta Fransız Devriminde olduğu gibi bazen onları tümüyle baskılamasıdır.

\n

Buna bir de Osmanlı tarihinde milliyetçilik akımlarının imparatorluğun parçalanma sürecinde oynadığı rol eklenir ve İslamcı kültür, hem ideolojik planda, hem de tarih bağlamında milliyetçiliktenhazzetmez.

\n

Oysa insanlık, artık bırakın din-tarım imparatorluklarının dine dayalı ideolojik dönemini, onun üstüne gelen Endüstri Devriminin milliyetçilik ideolojisi dönemini bile geçerek Bilişim Devriminin demokrasi ve insan hakları dönemine girmiştir.

\n

Ama nasıl milliyetçilik ideolojisi, dinin etkisini silemediyse, demokrasi ve insan hakları ideolojisi de milliyetçilik ideolojisini yok edemeyecektir

\n

Çünkü din ve milliyet, insanların, toplumların genlerine işlemiştir ve birer kimlikişlevi görür!

\n

Elbette insanlığın henüz kapısını araladığı bu yeni Bilişim Devrimi döneminde milliyetçilik, milli devlet (ulusçuluk, ulusal devlet veya ulus-devlet) kavramları da tartışmaya açılmış, fakat çok kısa bir süre sonra insanlığın ulusal devletlerden vazgeçemeyeceği anlaşılmıştır.

\n

Bu konuda yapılmış pek çok araştırma ve yazılmış pek çok kitap vardır ama sadece, yeni ideolojik dönemi Tarihin Sonu adlı kitabıyla ilan eden Francis Fukuyamanın daha sonra kendisini düzeltmek için yazdığı, “Devlet İnşası adıyla Türkçeye de çevrilmiş olan kitabına bakmak yeterlidir.

\n

***

\n

Davutoğlu ilginç bir biçimde milliyetçilik değil, ulusçuluk diyor.

\n

Elbette Türkiyenin bugün içinde yaşadığı kavram ve terim kargaşasıbağlamında bu tercihin de bir anlamı var:

\n

Davutoğlu, bu terminoloji ilemilliyetçiliğinCumhuriyet dönemindeki yorumuna atıf yapıyor; ama eleştirilerine Osmanlı dönemindeki milliyetçilik akımlarını da dahil ediyor.

\n

Şu sözleri ise asıl referans noktasının çağın gerisine düştüğünü ve Osmanlının çöküşünü yanlış yorumladığını gösteriyor:

\n

19. yy ideolojisi olan ulusçuluk Avrupada feodalite ile bölünmüş yapıları bir araya getirip ulus devletleri doğurdu. Bizde ise tarihten gelmiş organik yapıları dağıtarak geçici ve suni karşıtlıklar ve kimlikler ortaya çıkardı. Hepimizin bu ayrıştırıcı kültürle hesaplaşma zamanı geldi.

\n

Ne yazık ki bu sözleri, sadece Endüstri Devrimini değil, Osmanlı tarihini ve toplumsal yapısını da yanlış yorumladığını ve gerçekleri kabul etmediğini, çünkü tarihe ve günümüze sadece kendi ideolojik açısından baktığını gösteriyor.

\n

Hesaplaşma bağlamında söyledikleri de bu yaklaşımının kanıtı:

\n

Bununla hesaplaşma zamanı gelmiştir. (Nasıl? E.K.)

\n

Herkesin toplumsal kültürel kimliği, dili başlı başına insanlık birikimi açısından değerlidir. (Doğru. E.K.)

\n

Ama bu bölünme değil birleşme vasıtası olarak değerlendirilmeli, ortak aidiyet bilincini güçlendirecek şekilde yorumlanmalıdır. (Nasıl? E.K.)

\n

İki yüzyıl önce şehirlerimizde, mahallelerimizde iç içe yaşayan Türkler, Ermeniler, Araplar, Rumlar, Arnavutlar ve daha birçok farklı etnik ve dini kimlik bugün bu organik yapıdan koparılmış durumda. (Gözlem doğru, teşhis yanlış. E.K.)

\n

İki doğru üzerine kurulmuş bir yanlışı, ayrıca hesaplaşma ve aidiyet bilincinin güçlendirilmesi gibi belirsizlikleri vurguluyor bu sözler:

\n

İfadedeki anahtar sözcük organik yapı terimidir.

\n

Davutoğlunun özlem duyarak anlattığı organik yapıbir din-tarım imparatorluğu yapısıdır.

\n

Nitekim Yeni Osmanlıcılıksorusuna verdiği yanıtta, rüyasını ve yapılanları anlatırken bu yaklaşımı daha belirgin olarak ortaya çıkıyor:

\n

Geçen sene En Az Gelişmiş Ülkeler Zirvesini gerçekleştirdiğimizde de, Somali ve Arakana giderek mazlumlarla kucaklaştığımızda da evet bütün insanlık için adalet arayan bir rüya adına hareket ediyorduk.

\n

(Siz yine de konuşmanın tümüne bakın, internette var.)

\n

***

\n

Dış politikada bir haftada değişen Libya ve NATO politikası, Suriye konusunda alınan sert viraj, komşularla sıfır sorundan” “her komşuyla yeni sorunlar noktasına gelinmesi ve benzeri tutarsızlıklar bir yana

\n

Davutoğlunun sorunu şurada:

\n

Bilişim Devriminin ilk aşamalarında ortaya çıkan ve sonradan yanlış olduğu için terk edilen ulusal devlet karşıtlığınıdemokrasi ve insan hakları bağlamında ulusçulukla hesaplaşmakiçin kullanıyor, ve zaten yanlış olduğu için terk edilen bu yaklaşıma dayalı olarak oluşturduğu çözüm hedefini de ileriye değil, geriye, hem de çok geriye dönük siyasal yapılarda, ideolojik olarak inanca dayalı dönemlerde arıyor

\n

Bu çelişkinin yarattığı dış politika başarısızlıkları ile de Türkiye sonu belirsiz, sıcak savaş gibi maceralara sürükleniyor.

\n

***

\n

Aslında bir akademisyen olarak Davutoğluna sempati besliyorum

\n

Kendisiyle, siyasete girmeden önce, bir açık oturumda birlikte konuşmuş, fikirlerini ilginç bularak, saygıyla ve öğrenerek dinlemiştim.

\n

Ama bir akademisyen olarak ilginç yaklaşımlar sergilemek, özgün modeller önermek başka, Türkiye Cumhuriyetinin Dışişleri Bakanı olarak bu ilginç fikirlerini veya özgün modelleriniuygulamaya aktarmaya çalışmak başka...

\n

\n



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları