Cüneyt Arcayürek

Tek Yol...

20 Nisan 2014 Pazar

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün, beklenmedik bir anda, beklenmeyen çıkışı siyasal hemen bütün çevrelerde derin akisler yarattı.
Gerçekçi bakışla Cumhurbaşkanlığı seçimine olağandışı bir ivme kazandıran ama şimdilik en tarafsız gözle bu olaya bakarak Gül’ün kişisellikten çok, demokratik rejime yaptığı olumlu katkıları açıklamayanlara katılmadan …
….ne yolda yorumlanırsa yorumlansın; bu davranışını RTE ile rekabeti kızıştırmak ve bundan nemalanmak gibi ilkel bir fikre bağlamamak gerekiyor.
Gül; onurlu ve kimliği sağlam bir duruş sergiledi.
Devlet hizmetlerinin en şereflisi TC ve halkının başkanı olmak gururunu taşıyan bir insan olarak...
….Çankaya’dan sonra ancak devlete ve millete hizmetlerine devam edeceği bir makama onuruyla gelmeyi elbette arzu ediyordu.
Bu hizmet yolu Başbakanlık ve parti başkanlığı gibi, sorumluluk yükleyen koltuklar olabilirdi ve elbette Cumhurbaşkanlığı’ndan sonra başkalarının “emri ve isteklerini yerine getirmeden” bu görevin bütün sorumluluğunu üstlenmeye hazırdı. Fakat…

***

….yaşanan süreçte devletin de, partinin de, Başbakanlık’ın da, parti başkanlığının da tekelinde olduğuna kendini inandırmış ve de üstelik sözüm ona demokrat, demokrasiye bağlı bir kişiliği varmış gibi RTE
….adeta siyasetin haracını yiyor. Rıza gösterdiğim, elimde avucumda tuttuğum ve tutacağım bu sorunlu ve sorumlu devlet ve demokratik koltuklara oturacakların….
….ancak ve ancak kendi emrinde, adeta gerektiğinde güverteyi temizleyen bir tayfa gibi olmasını… yat deyince yatmasını bilen, şunu şunu yap deyince bunları sorgusuz sualsiz yapan velakin…
….başına buyruk oturduğu koltuğun hakkını vermeyen, olası girişmeleri olan da değil olması olasılığı az olanları bile hemen defterden siliyor.
RTE, yıllarca önce ve hele son aylarda devlet yönetiminde hükümetin tutumuna aykırı davranışlarıyla göze çarpan Gül’ü, bence çoktaaan gözden çıkarmıştı.
Şimdi bu yolun taşlarını döşüyor.

***

Bilinen, izlenen bu manzaraya karşın hâlâ bu adamın, RTE’nin, demokrasinin her kuralına saygılı olduğunu, hâlâ bu ülkede, tabii yalaka yandaşları ve hasta taraftarları dışında, iddiaya edenler varsa, lütfen parmak kaldırsın!
Bu halka yıllarca ayakları sağlam basan bir demokrat olduğunu yutturdu.
Oysa tepeden aşağıya, bu ülkenin siyasal ve yönetsel tek adamı olduğunu demokrasi maskesi altında gizledi.
Gül’ün son çıkışı bu maskeyi araladı. Gerçek yüzün küçük bir bölümü göründü.
Hele bir yukarı çıksın, emre amade bir başbakan ve parti başkanı da atasın, ondan sonra gerçek yüzünü göreceğiz.

***

Dönelim günümüze.
Cumhurbaşkanı seçimi kapıya dayanınca hemen her gün Çankaya adayı olmaya karar vermediğini söyledi ama aslında Köşk’ü çoktan yan cebine atan siyasal bir söz hokkabazlığına karşın… düzenlediği her toplantıda nasıl bir cumhurbaşkanı olacağını, cumhurbaşkanı olarak nasıl bir devlet düzeni planladığını anlattı durdu.
Kendisi yukarıda “koşup terleyecek”, örneğin huzura çağırdığı; munis, bahşettiği Başbakanlık koltuğuna müteşekkir kişiyi, huzuruna çağırdığı TC Başbakanı’na, şu bu konularda yapması gerekenleri bildirecek…
RTE’nin atamayı planladığı, hatta Gül duysun diye kulislere saldığı bu formüle uygun gördüğü isim de başka sahillerde gezerken RTE’ye söylemediğini bırakmayan örneğin Numan Kurtulmuş!
Gül’e bir başka, uzaktan bakınca demokratik yöntem gibi görünen bir yolu da kulislere sarkıttığı bilgiler içeriyor.
Gül veya başkaları parti başkanı mı olmak istiyor, bunun yolu kongreden geçer diyor.
Gül’e amansız ve ne sonuç vereceği önceden kestirilemeyen çok adaylı, hatta tepeden Gül aleyhine sonuç çıkmasını sağlayacağı bir kongre tavsiye ediyor.
Seçil, gel başım üstüne!
RTE’nin bu, işitilip de artık inanılmayan masallarından biri bu!

***

Ama Gül, RTE’nin emri kumandası altında ve hazırlop bir başbakanlığı da kabul edecek, emanetçi başbakan olma karakterinde olmadığını son açıklamasında “bugünkü şartlar çevresinde” dediği, tabii RTE’nin günlerdir sıraladığı koşullarda, “gelecekle ilgili siyaset planının olmadığını”, daha doğrusu olamayacağını söyleyerek gerçekçi bir karar açıkladı.
Ha, olasılık diye yazılıyor. Gül, RTE’yle görüşmesinde Cumhurbaşkanlığı’ndan vazgeçip geçmediğini soracakmış. Şayet RTE’den evet yanıtı alırsa Çankaya’ya yine aday olacakmış!
Yahu bu ne hayal gücü.
RTE yakalandığı Köşk sevdasından asla vazgeçmez.

***

Amma... Gül, bilemem; acaba şu fedakârlığı yaparak adaylığını koyabilir mi?
Parti aforoz eder ama Gül, sağdan soldan, hatta Kürtlerden de oy alır ve Cumhurbaşkanlığı’na yeniden seçilebilir.
Bu, uzak, gerçekleşmesi olanaksız bir olasılık değil...
Devlet umurunu sadece bilen değil, ayrıca tarihsel bir görev yapmış olarak devletin tek elden kişisel bir araç gibi kullanılmasının önüne de geçmiş olur ki…
…RTE’nin tükenmez ihtiraslarını kesecek tek yol da bugün bu görünüyor.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Viraj ustası 10 Mayıs 2015
Ya sen nesin? 9 Mayıs 2015
Anlamaz 8 Mayıs 2015

Günün Köşe Yazıları