Çiğdem Toker

Türk Akımı’nda yetki gaspı

13 Haziran 2015 Cumartesi

İstifa etmiş bir hükümet, hükümetler arası bir anlaşma imzalayabilir mi?
Gazprom Başkan Yardımcısı Medvedev’in, bizim seçimlerden iki gün sonra yaptığı açıklamaya bakılırsa, öyle görünüyor.
Türk Akımı projesinden söz ediyoruz.
Yılda 63 milyar metreküp Rus gazını, Türkiye üzerinden Avrupa’ya taşıyacak olan projenin imzaları bu ay sonunda atılacakmış.
Rusya devlet ajansı Sputnik’in haberine göre Medvedev, Türk Akımı’yla ilgili basın toplantısında, projenin, “Türkiye’deki milletvekili genel seçimlerinden etkilenmeyeceğini” söylüyor. Ve projenin inşası için hükümetlerarası anlaşmanın ay sonuna kadar imzalanacağını açıklıyor.
Neden bu ay sonuna kadar?
Bilmiyoruz.
Medvedev nasıl oluyor da Türkiye’deki seçimlerin, Meclis önüne gelecek bir anlaşma imzalarına etki etmeyeceğinden bu kadar emin?
Bilmiyoruz...

***

Aradan üç gün geçiyor. Bugün de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Avrupa Oyunları Açılış Töreni için gideceği Bakû’da Putin ile bir araya geleceğini duyuyoruz.
Heyette Enerji Bakanı ile BOTAŞ bürokratları da yer alıyor.
Yeri Bakû, konusu Avrupa Oyunları olan bir törene neden Enerji Bakanı ve BOTAŞ bürokratları gidiyor?
Aslında, Kremlin Basın Sözcüsü Dmitri Peskov’un açıklaması biraz olsun fikir veriyor. İki liderin uzun zamandır görüşmediğini vurgulayan Peskov diyor ki:
“İşin aslı; bu çok önemli görüşme olacak. Rusya ve Türkiye çok önemli iki ortak. Her iki ülke çeşitli alanlarda dev projelerle ilgili çok önemli ticari ekonomik ve yatırım ortakları. Dolayısıyla iki liderin her görüşmesinde gündem maddeleri yoğun.”
Peskov’un söz ettiği “dev projeler”in biri Akkuyu Nükleer Santralı ise öteki de Türk Akımı’dır herhalde.
(Tam da bu noktada Putin’in, seçimden sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı tebrik için aradığını ve Erdoğan sanki AKP Genel Başkanı ve başbakanmış gibi edilen bu telefonun muhalefet partilerinde şaşkınlık ve tepkiyle karşılandığını anımsatalım...)

***

Türk Akımı; Türkiye’nin öncelikli gaz ihtiyacından çok, Avrupa alanındaki stratejik sonuçları dolayısıyla önem taşıyor. Projenin Türkiye kısmında yapılacak boru hattının yaklaşık 800 milyon dolar civarında olması bekleniyor. Hattın fizibilitesinin Trabzon merkezli Sebat Proje Mühendislik firmasına verildiği belirtiliyor.
Ama en önemli konu bu değil.
Asıl önemli olan konu; birbiriyle iç içe girmiş iki boyut:
İmzaların zamanlaması ile imzayı atacak hükümet yetkisinin “sağlamlığı”.
Zira, Türk Akımı projesinin ay sonunda imzalanacak olması, yeni hükümet kurulmasının beklenmeyeceği anlamına geliyor.
Peki, henüz yeni bir parlamento iradesi oluşmuş, ancak TBMM daha açılmamışken, yeni hükümet kurulmamışken, 63 milyar metreküplük bir mega projenin apar topar imzalanması ne anlama geliyor?
Neden, stratejik ve siyasi sonuçlar üretebilecek böyle bir anlaşmayı istifa etmiş bir hükümet yerine, yeni kurulacak olanın imzalaması beklenmiyor?
Bu sözü kim, kime nasıl veriyor?
Meclis’in önüne gelecek bir anlaşmanın, sakat bir yetkiyle, bu kadar aceleyle imzalanmasının ardındaki gerçek sebep ne olabilir?
Herhalde bu soruların yanıtlarını, hükümet kurma çalışmalarını yürüten siyasi partiler de en az bizim kadar merak edecektir.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Hoşça kalın 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları