Çiğdem Toker

Atatürk’ün vasiyeti ve Saray

24 Ekim 2015 Cumartesi

Ankara’da bir yılı aşkın süredir önemli bir dava görülüyor. Davacılar, TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası, Şehir Plancıları, Mimarlar, Peyzaj Mimarları Çevre Mühendisleri Odaları... Liste uzun.
Davalılar: Başbakanlık, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı. Davacılar, Atatürk’ün, Atatürk Orman Çiftliği (AOÇ) arazilerinin kullanımına ilişkin vasiyatnamesinin ihlal edildiğini söylüyor. İhlalin saptanmasını, AOÇ arazisine müdahalenin kaldırılmasını istiyorlar. Müdahaleden kasıt, Cumhurbaşkanlığı Sarayı başta olmak üzere, Saray için açılan bulvar, sirk çadırı, dinozor heykeli gibi yapılar... Belediye şöyle diyor: “Davacılar ve davaya katılanlar, bu arazinin maliki ya da kullanıcısı değil. Onun için davayı açamazlar bile. Ehliyetleri yok.

***

Davacı odalar ise buna karşılık ne diyorlar biliyor musunuz?
- Bu, sıradan bir vasiyetname veya bağış senedi değildir. Şu anda buraya tüm Türk halkı zilyet durumundadır.
- Atatürk’ün vasiyetini Ankara Büyükşehir Belediyesi yerine getirdiğini söylemektedir. Bunun tespiti gerekmektedir.
- AOÇ Yasası’nda ticaret ve sanayi amaçlı yapılaşma yasağı vardır.
- Danıştay 14. Dairesi’nin Tema Parkı’nın hukuka aykırı olduğunu belirten iptal kararı vardır.
Belediyenin “Sizin dava ehliyetiniz yok” dediği davaya katılanlar da şöyle diyor:
- Atatürk’ün yakını olmamıza gerek yok. Bu arazi Türk halkı olarak hepimize emanet edilmiştir. Hepimiz bundan zarar görüyoruz.
- Ankapark ticari bir yerdir. Bugün orada Cumhuriyet değerleri altüst edilmektedir.
- Cumhurbaşkanı, yargı kararını hiçe sayarak bizim yargıya olan güvenimizi azalttı.

***

Ankara 26. Asliye Hukuk Mahkemesi, bütün bu iddia ve cevapları dinledikten sonra 20 Ekim’de ne karar alıyor dersiniz? “Gerekçesi sonra açıklanmak üzere davanın REDDİNE.” Başka bir deyişle mahkeme, AOÇ arazisine Saray yapılmasını hukuka aykırı bulmuyor. Hâkim duruşma bitiminde “Atatürk’ün vasiyetine sahip çıkmalıyız, ama davanın reddine karar veriyoruz” diyor kısaca. Kararda yazmıyor ama bu ret kararının Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) daha önce verdiği bir karara dayandırdığı biliniyor. TMMOB avukatlarından Zuhal Dönmez, duruşmanın ardından kaleme alıp paylaştığı bilgi notunda çok önemli bir noktaya dikkat çekiyor: Mahkemenin dayandığı AYM kararı, AOÇ Yasası’nın bir maddesinin iptal başvurusu üzerine alınmış. Ta 2011’de... “Bu tarihe dikkat” deyip kısa bir bilgi:
İptali istenen madde diyor ki: Eğer AOÇ arazisine yol, meydan, alt-üstgeçit, raylı toplu taşım araçları, tünel yapılacaksa, kamu yararı dikkate alınarak arazinin kullanma-yararlanma hakkı, Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne bedelsiz devredilebilir. AYM de “Madde bu haliyle anayasaya aykırı değildir. Çünkü her iki taraf da kamu kuruluşudur. Yapılaşmalar da kamu hizmetidir.
İşte avukat Dönmez, AYM’nin karar tarihine dikkat çekerek kritik bir değerlendirme yapıyor:
“O tarihte AOÇ’de bir yapılaşma yoktu. Bu madde hâlâ yürürlükte. Dolayısıyla bugün de AOÇ arazisinde bir yapılaşma yapılamaz. Ama bu engele rağmen planlar iptal edildi, bin odalı saray ve müştemilat inşa edildi, bulvarlar açıldı, dinozorlar dikildi, devasa sirk çadırları yerlerini aldı, binlerce ağaç yok edildi.”
Saray’la, ticari parkla, Atatürk’ün vasiyet ve bağış senedinin tam da AYM kararına aykırı bir biçimde ihlal edildiğini vurgulayan Dönmez, “Üzgünüz, gerekçeli kararı bekleyeceğiz” diyor.
Biz de.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Hoşça kalın 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları