‘Plan Kolombiya’nın intikamı

05 Ekim 2016 Çarşamba

‘Savaşı çıkartmak kolay, barışı yapmak zordur’ sözü ne kadar doğru. Toplumsal çatışmalarda sosyo-ekonomik temeller gözardı edilip neden-sonuç ilişkisi bir kenara konulduğunda, ezen/ezilen birbirine karıştırıldığında, insana özgü hissiyatlar ağırlığını koyar. Başetmek daha da zorlaşır, kinle, nefretle, intikam duygusuyla. Affetmek, sünger çekip geleceğe bakmak iyiden iyiye güçleşir..

Kolombiya’da ‘Latin Amerika’nın kesik damarlarından belki en derinini onarmak’ yolunda atılan tarihi barış anlaşmasında da böyle oldu.

***

İki senesi gizli, dört sene süren müzakerelerin ardından hükümet ile Kolombiya Devrimci Silahlı Güçleri (FARC) arasında imzalanan tarihi anlaşma, referandumda ‘sandığa gömüldü’.

26 Eylül’de Cartagena kentinde ‘beyaz gömleklere’ bürünmüş Devlet Başkanı Juan Manuel Santos ile FARC lideri Timoleon Jimenez ‘Timochenko’ 297 sayfalık belgeye imzalarını koymuşlardı. 52 yılda 260 binden fazla insanın canını alan, 45 binin adeta buharlaşıp uçtuğu’, 6.5 milyona yakının yerinden yurdundan olduğu bir çatışmanın dineceği umudu hakimdi. (Anketlerdeki yüzde 65 onay oranına katılmasam da yüzde 55 gibi bir sonuç bekliyordum. Yanıldım) Ancak anlaşma, mürekkebi kurumadan 2 Ekim’de götürüldüğü sandıkta ‘kadük’ hale geliverdi! Üstelik katılım oranı ittir kaktır yüzde 37.4 oldu. Sandıktan yüzde 49.8 ‘Evet’e karşılık yüzde 50.2’lik ‘Hayır’ çıktı. Yani yüzde 0.43’lük bir farkla, 60 binin altında bir oyla fırsat tepildi. Çatışmanın kurbanlarının fazla olduğu bölgelerden ‘Evet’ çıkarken, anlaşmayı sandığa gömenler çatışmalardan daha az etkilenmiş bölgelerin ahalisiydi.

***

Bu sonuç dünyada olduğu gibi, Kürt meselesi –pek çok benzemez husus olsa da- vesilesiyle Türkiye’de de derin hayalkırıklığı yarattı. Peki nasıl ve niye böyle oldu? Anlaşmayı anımsayalım:

• FARC, altı ay içinde BM gözetiminde ‘silahlarını gömecek’ ve tasfiye olup yasal siyasete girecek.

• Hükümet toprak reformu ve kalkınma programlarıyla kırsal kesimde eşitsizliklere deva arayacak.

• ‘Özel Barış Mahkemeleri’ ile ‘geçiş dönemi adalet sistemi’ tesis edilecek. Cinayet, katliam, adam kaçırma ve tecavüzlere bulaşmışlar suçlarını itiraf ettiklerinde uzun hapis cezaları yerine toplum hizmeti görecekler.

***

İşte sıradan ahali, bu unsurları fazla ‘merhametli’ buldu, adalet için zaten merhamet gerektiğini düşünmedi. Sistem devletin paramiliter güçlerle işlediği ağır suçları zaten hasıraltı etmişken, gerillanın suçlarının cezasız kalacağına inandılar. Kimi onlara aylık bağlanmasına içerledi, kimi FARC’ın Kongre’de yüzde 10’luk kota ile siyasete girmesine… Ülkeyi ‘Castro-Chavizm’le ‘komünizme taşıyacaklarını zannettiler. Oysa anlaşma zaten neoliberal yapıyı değiştirmezken, öngörülen toprak reformu bile tartışmalıydı. FARC silah bıraktıktan sonra büyük olasılıkla çevre ve hak mücadelesi ile öne çıkacak ‘sosyal demokrat’ bir yapıya evrilecekti…

***

Referandumdan çıkan sonuç en başta ‘Plan Kolombiya’nın intikamıdır. 1950’lerden beri Kolombiya hükümetlerinin ‘ulusal güvenlik stratejisini’, ‘kontrgerilla doktrini’ ile belirleyen ABD’nin dahli büyüktür. Doruk noktasını 1998’de Clinton döneminde bulan ‘Plan Kolombiya’yı ağustos sonunda yazmıştım. (http://www.cumhuriyet.com.tr/koseyazisi/592193/_Kolombiya_modeli_.html.).

Popülaritesi yüzde 38’lere düşse de anlaşmayı sırtlayan Başkan Santos -yayıncılık şirketi sahibi zengin bir ailenin mensubu olarak- Kolombiya elitlerinin uluslararası sermaye ile bağlantılı kanadını temsil etmekteydi. Karşısında ise savunma bakanıyken ‘Plan Kolombiya’yı birlikte uyguladıkları eski Başkan Alvaro Uribe vardı. Uribe, ömrü bir toprak sahibi çiftçi olan babasını da öldürmüş gerilla ile kan davasıyla geçmiş geleneksel muhafazakar toprak sahiplerinin temsilcisiydi.

İroniktik Obama yönetimi sulh hasıl olduğunda Kolombiya’nın zengin doğal kaynakları ve yabancı yatırımlara açılmasından hareketle bu tarihi anlaşmaya destek veriyordu. Barışın tesisiyle başlatılacak ‘kalkınma projeleri’ için çok uluslu şirkretler ve agree-business heyecanla beklemekteydi. Kent yoksulları, kırsal kesimde koka üreticileri, topraksızlaştırılmış ötekileştirilmiş yerli ve Afrika asıllı toplulukların sosyal ve siyasi yapıyı değiştirmeyi koşullayan taleplerinin akıbeti ise meçhuldü zaten.

***

Şimdi ne olacak?

Kimileri ‘siyasi meşruiyet için sandığa gidildi, bağlayıcı değildi’ diyor, başka yasal yollarla anlaşmanın geçerli kılınabileceğini söylüyor. Nitekim, FARC lideri Rodrigo Londono, nam-ı diğer ‘Timochenko’ ateşkese devam edeceklerini söylüyor. Santos, “Vazgeçmeyeceğim” diyor. Ancak B Planı yok.

Sonuç en başta Kolombiya’nın ‘barışa ikna edilemediğini göstermişken, ‘Hayır’ cephesinin eline yeni fırsat geçti: Anlaşmayı yeniden müzakere etmek. Uribe ‘düzeltmeler’ istiyor. Suç işlemiş olanların kamu görevine alınmaması, FARC liderlerinin hapse girmesi, kurbanlara tazminat ödemesi, anayasa değişikliklerinin yapılmaması gibi… FARC bunlara ‘eyvallah’ diyebilecek mi? Peki bizatihi derin tarihi eşitsizlikler üzerinde yükselmiş bir çatışmanın müsebbibi olan koşullar köklü biçimde değiştirilmeden hakiki ve sürdürülebilir bir barış mümkün mü?



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

ABD’de darbe tehdidi 7 Eylül 2018
Zaharçenko darbesi 5 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları