Annesinin teşvikiyle 13 yaşındayken katıldığı Iron Kids (Demir Çocuk) triatlonunu (Yüzme: 300 yard=274.32 m., Bisiklet: 8 mil=12.874 m., Koşu: 2 mil=3.218 m.) kazanarak dikkatleri çekti. Amerika’nın bisiklet gelişim takımına seçildi. Colorado Springs’teki Olimpik Antrenman Merkezi’ne davet edildi. Bu gelişmenin ardından bisiklet sporuna geçti.

1991 yılında Amerika şampiyonluğunu kazandı. Kısa bir süre sonra geçtiği profesyonel kategoride de USPRO şampiyonu oldu. Katıldığı Fransa Bisiklet Turu’nun bazı etaplarını ilk sırada bitirdi. Kuzey Amerika’da düzenlenen DuPond Turu’nda da art arda ilk sırayı elde etti. 1996 yılında dünya sıralamasının en üst basamağına çıktı.

Bisiklet sporunun zirvesindeyken dayanılmaz ağrılar çekmeye başladı. Kanser teşhisi kondu. Hastalığın testisleri ve akciğerleri ile beynine yayıldığı söylendi. Yoğun kemoterapi uygulandı. Bedeni tedaviye olumlu cevap verdi. İyileşme akciğer kapasitesine zarar vermeyecek derecede başarılı oldu. 1998’den itibaren antrenman yapmaya ve yarışlara katılmaya başladı.

United States Postal Service (USPS) takımıyla anlaştı. 1999’da kazandığı Fransa Bisiklet Turu şampiyonluğu ile tekrar zirve yaptı. Bu başarıya üst üste 6 şampiyonluk daha ekledi. Önümüzdeki yıl 100’üncü yaşını kutlamaya hazırlanan dünyanın en önemli bisiklet yarışı, onun döneminde “Tour de Lance” olarak anılmaya başladı. Kanserle mücadele eden hastalara yardımcı olmak amacıyla Lance Armstrong Vakfı’nı kurdu. Bu uğurda yardım toplamak üzere Nike işbirliği ile ürettirdiği sarı renkli, üzerinde “LIVESTRONG” yazılı bileklikten 80 milyon adet satarak projeye küresel nitelik kazandırdı.

Sports Illustrated dergisi 2002’de yılın sporcusu seçti. Associated Press ajansı 2002-2005 seneleri boyunca art arda 4 kez yılın erkek sporcusu unvanını verdi. 2003-2004-2005-2006 senelerinde Amerikan spor kanalı ESPN’nin sportif performansta mükemmellik ödülünü kazandı. Time dergisi onu dünyanın en etkili 100 insanı arasında gösterdi.

Kazandığı sportif başarıların ötesinde kanser hastalarına verdiği destek ile uluslararası çapta tanınan ve hayranlık duyulan Lance Armstrong, binin üzerinde doping testinden “negatif” sonuçla çıkmasına rağmen Amerikan Anti Doping Ajansı (USADA) tarafından spor tarihinin en sofistike, en profesyonel ve en başarılı dopingini yapmakla suçlandı. Aralarında USPS takımında birlikte yarıştığı 15 bisikletçinin de bulunduğu toplam 26 kişinin yeminli ifadeleri, ödeme dekontları, e-posta mesajları, bilimsel veriler ve laboratuvar test sonuçlarından oluşan bin sayfalık soruşturma dosyası tamamlandı ve “The Boss” (Patron) lakaplı Lance Armstrong’un 1998’den itibaren katıldığı yarışmalarda elde ettiği derecelerin silinmesine ve yarışmalardan ömür boyu men edilmesine karar verildi. Sponsorları desteklerini çektiler. Bağışların bıçak gibi kesildiği vakfının başkanlığını bırakmak zorunda kaldı.

Böylece, ülkemizde sıklıkla dile getirilen; Amerikalı sporcuların doping konusunda korunduğu, WADA’nın yaptırım uygulayamadığı inancının da cevabı alınmış oldu. Spor tarihinin en karmaşık doping kullanımını çözen sistemin; bizde uygulanmaya çalışılan, tescilli dopingcileri danışman yaparak şampiyonluklar kazanma ve ödül yönetmeliğinden gelen altınları bölüşme esasına dayalı anlayışı kolaylıkla ortaya çıkarabileceğini doping yapmaya hazır sporcu, antrenör ve idarecilerin fark edebildiklerini umuyoruz.