Arzu Süzmen

Korku Filmi Gibi (15.04.2019)

15 Nisan 2019 Pazartesi

 

Tam iyi bir haber almışken, tam umuda uyanmışken, birden hayatımız korku filmi izler gibi hissettiğimiz yüksek tansiyonlu, gerilimli, kalp çarpıntılı anlara yerini bırakabiliyor: Fonda gözümüzün önünde kırmızıyla altı çizilmiş ‘son dakikalar’ eşliğinde… Korku öğeleri o zaman zararsız yaratıklar, canavarlar, hortlaklar olmaktan çıkıyor. Dakikalar, ah o son dakikalar!

Sinemanın ilk yıllarından beri güncel, siyasi, toplumsal olaylar korku imgelerinin değişmesine neden oluyor: 1.Dünya Savaşı sonrasında Avrupa’da yaşanan sıkıntılar perdeye hayaletler, mumyalar, canavarlar olarak yansırken, 1930’larda yaşanan küresel ekonomik bunalımın etkisini sinemada vampirlerin, yaratıkların, Frankenstein’in ortaya çıkışı olarak görüyoruz.

 

 

Frankenstein, 1931          

 

1950’lerde soğuk savaş, Vietnam Savaşı ile kıyamet filmleri artarken, 11 Eylül saldırısı, Amerika’nın Irak’ı işgali 2000’li yıllarda kişilik bölünmesi temalı filmleri, Japon filmlerinin uyarlanmasını, doğaüstü korkuları beraberinde getiriyor. Son yıllarda tüm dünyada yaşanan politik ve toplumsal çalkantılar sinemaya korku filmlerinin yükselişi olarak yansıyor. 

Moda sektörünün de korku temasından yıllar içinde farklı şekillerde etkilendiğini görüyoruz. İngiliz tasarımcı Alexander McQueen’in seri katil Karındeşen Jack’ten esinlendiği 1992 mezuniyet koleksiyonundan, Gareth Pugh’nun Gizemli Ada filmine göndermeler yaptığı 2015 İlkbahar/Yaz koleksiyonuna kadar moda tasarımcıları ya Addams Ailesi’nin kızları Wednesday Addams gibi belirli bir karakterden ilham alıyorlar ya da koleksiyonlarını bir filmin genel estetik yapısına göre tasarlıyorlar.

Prada 2019 Sonbahar/Kış   -  Wednesday Addams

 

2019 Sonbahar-Kış koleksiyonlarında Prada, Gucci, Undercover gibi markalar sinemada kullanılan korku öğelerini podyuma taşıdılar. Moda dünyasının kadın kahramanlarından Prada markasının baş tasarımcısı ve CEO’su Miuccia Prada, 1931 yapımı Frankenstein ve 1935 yapımı Frankenstein'ın Gelini filmlerinden aldığı ilhamla, sanatçı Jeanne Detallante’in Frankenstein canavarı çizimlerini koleksiyonunda kullandı. Elbette Frankenstein'ın gelini Elsa Lanchester’ın kült saçlarıyla yarattığı stilin etkisi, romantizm ve aşk anlayışını sorgulamak üzere podyumdaydı.

 

Japon tasarımcı Jun Takahashi, Undercover markası için tasarladığı 2019 Sonbahar-Kış erkek koleksiyonunda tüylü şapkalar ve veba maskeleriyle 1971 yılında yönetmen Stanley Kubrick tarafından Anthony Borges’in aynı isimli romanından sinemaya uyarlanan Otomatik Portakal filmine gönderme yaptı. Filmde anlatıcı rolündeki aykırı karakter Alex, podyumda da başroldeydi.

Undercover 2019 Sonbahar/Kış

Gucci markası 13. Cuma filminin etkisini taşıyan maskeler, deri ceketler, çiviler, geniş vatkalar ile erkeklerin korunma ihtiyacını sorgular gibiydi.

 

Gucci 2019 Sonbahar/Kış

Aslında moda dünyası korku öğelerini daha sık kullanabilir. Lakin bizler, memlekette seçimlerin üzerinden iki hafta geçmişken hak edilen mazbataların verilmemesi, en son Maltepe’de olduğu gibi oy sayımlarının durdurulması, bitmek bilmeyen adaletsizlik ve şiddete karşı dururken, fonda akan ‘son dakikalar’ eşliğinde o canavarları, hortlakları, yaratıkları çok masum bulabiliriz. Dakikalar, ah o son dakikalar…

 

 

 

 

 

 

 

 

 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları