Arzu Süzmen

#KadınGibiGiyinmek: Ey Trump, kadınlar nasıl giyineceğini senden öğrenmeyecek!

08 Şubat 2017 Çarşamba

ABD'nin yeni başkanı Donald Trump'ta görüldüğü gibi, iktidar sahibi olmak ve bir çeşit güç kazandığına körü körü inanmak, insanları gerçeklikten uzaklaştırıyor olsa gerek.

Misal Trump sanıyor ki; inandığı doğrularla ötekileştirdiği herkes, feci bir yanlışın pençesinde ve onu dinlemek, onun buyurduğu gibi yaşamak zorunda. Trump'ın kafa yapısına sahip kişiler için alışık olduğumuz bir durum.

Lakin Bay Trump göreve başlar başlamaz sert kayaya çarptı: Kadınlara!

Beyaz Saray'ın giyim kodu henüz resmi olarak açıklanmadı. Ancak Donald Trump ile kampanya döneminde birlikte çalışan bir elemanın Axios haber sitesine yaptığı açıklamaya göre; başkan kendisiyle çalışan erkeklerin her daim kravat takmalarını, kadın elemanların ise "kadın gibi" giyinmelerini buyuruyor. 

İmajın her şey olduğuna inanan, insanları görünüşlerine göre yaftalamayı sevdiği ve rakiplerini "şişko domuzlar" olarak nitelendirdiği bilinen Trump için "kadın gibi giyinmek", 1980'lerde başarılı olmayı sembolize eden "güç elbiseleri" olabilir: Resmi ceket takımlar, klasik pantolonlar, kalem etekler, topuklu ayakkabılar, son moda bir makyaj... Dünyanın ve moda anlayışının değişmekte olduğunu es geçmek, kadınları belli bir kalıba sokmaya çalışmanın farklı bir yolu elbette. 

Kadın gibi giyinmek

Trump'ın bu sözlerine karşılık kadınlar sosyal medyada tepkilerini göstermekte gecikmedi. Twitter'da oluşturdukları #DressLikeAWoman (#KadınGibiGiyinmek) hashtag'i ile, kendileri için "kadın gibi giyinmenin" ne anlama geldiğini paylaştıkları fotoğraflarla anlattılar.

Androjen stili ile 1950'li yılların feminen giysi kurallarına meydan okuyan aktris Katharine Hepburn'den tenisçi Serena Williams'a, zırhlar içindeki görünümüyle Game of Thrones dizisinin 'Brienne of Tarth' karakterine kadar güçlü ve savaşçı kadın figürleri, kadın gibi giyinmenin yüksek topuklarla, feminen elbiselerle sınırlandırılamayacağını, belli kurallara sığdırılamayacağını gösteriyordu. 

Dünyanın farklı bölgelerinden, farklı yaş ve meslek gruplarından kadınlar sembol isimlerin yanı sıra kendi gündelik hayatlarından paylaştıkları fotoğraflarla giysileriyle değil, hayata kattıkları değer ve başarılarıyla değerlendirilmek istediklerini haykırdılar.

Bu mesajlar Donald Trump'a olduğu kadar tüm baskıcı, otoriter, seksist düşünce sahiplerine verildi.

2015 yapımı Gizli Dünya filmiyle ünlenen Brie Larson, "Yönetmen /yapımcı /yazar / akademi ödülü ofisinde; istediğim gibi giyinmekte özgürüm, teşekkürler" paylaşımıyla tepkisini dile getirdi.

Boston'da yaşayan polis memuru Elizabeth Rooney, üniformasıyla çekilmiş fotoğrafıyla BBC''ye şu açıklamayı yaptı: "Trump ne zaman başkan gibi davranmaya başlarsa, ben de kadın gibi giyinirim. Bu, seksist ve başkana yakışmayan bir söylem."

Twitter'da, "Evet, inci kolyemle otopsi yapıyorum" diyerek fotoğrafını paylaşan doktor Judy Melinek,

"Soldaki, favori giysimle ben" diyen doktor Rebecca Alleyne,

1963'de ABD'deki sivil haklar hareketi sırasında direnen annesinin gözaltına alınırken çekilmiş fotoğrafını paylaşan bir kadın, klişelere sığdırılarak boğulmak istemeyen kadınların sesi oldular. 

Trump'ın başkanlık görevini devralmasından sonra ırkçı, kadın düşmanı, yabancı karşıtı söylemlerini protesto etmek için dünyanın birçok kentinde sokağa çıkan insanların taşıdığı pankartlardan birinde, "Benim sesim, benim hikayem, benim bedenim- umut için birleşelim" yazıyordu.

Kadınların halk otobüsünde şort giydiği için şiddete maruz kaldığı, kahkaha attığı için iffetsizlikle suçlandığı ülkede, bu fikre katılmamak mümkün değil: Umut için birleşmek gerek...

 

 

 

 

 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları