Arzu Süzmen

Deli gömleğine direnmek

07 Ekim 2019 Pazartesi


Zorla delirtmeye çalışıyorlar. Siyasetçisi, medyası, arsızı, “sanatçısı”, yolsuzu, şiddet yanlısı istiyor ki ellerimiz kollarımız bağlansın, bağlandığı gibi kalsın, hareketsiz… Neredeyse her birey için “kişiye özel” deli gömlekleri tasarlanıyor. Herkese uygun bir deli gömleği, elbet vardır: “haute couture” deli gömlekleri itina ile tasarlanır.

Akıl hastanelerinin hastalar arasındaki şiddeti kontrol altına almak amacıyla kullandığı cephaneliğin bir parçası olan ve “camisole de force” olarak tanımlanan deli gömleklerinin 1790’da Paris yakınlarındaki Bicêtre Hastanesi için Guilleret isimli bir döşeme ustası tarafından tasarlandığı biliniyor. Kendilerine ya da başkalarına zarar vermesinden korkulan hastalar için arkadan bağlanarak kollarını hareketsiz hale getiren beyaz kanvas gömlekler, önceden zincirlenen hastalar için insani bir gelişme olarak değerlendirilirken yolculuk sürüyordu; bir esaretten, diğerine; zincirden, gömleğe...

William Hogarth'ın A Rake’s Progres çalışması

Günümüzde Kanada’da 2015’de kullanımı nedeniyle verdiği zarara karşı kazanılan kamu davası gibi nadir örneklerin dışında kullanımına artık rastlanmayan deli gömlekleri, moda endüstrisi tarafından tekrar gündeme getiriliyor.

 

Modanın deli gömlekleri

Moda markaları da diğerleriyle ortak olup bizlere deli gömleği giydirmeye çalışıyor. Lüks moda markası Gucci, 22 Eylül 2019’da Milano Moda Haftası’nda deli gömleklerinden esinlendiği koleksiyonunu sunarken bir protestoyla karşılaşacağını hesap etmemiş olmalı.

Defileye çıkmadan önce protesto yaparak dikkatleri konuya çekmeyi amaçladığını belirten model Ayesha Tan-Jones, “akıl sağlığı moda değildir” yazdığı avuçlarını açarak sessizce direniyordu.

 

 

Jones, Instagram hesabından yaptığı açıklamada “kendisinin ve çevresinden insanların akıl sağlığıyla ilgili mücadele verdiğini; depresyon, kaygı, şizofreniden etkilenen insanlara Gucci’nin geçici bir konsept uğruna düşüncesizce davrandığını” belirtti. Jones’a göre, Gucci’nin psikolojik sorunlarla mücadele edenleri kullanarak giysi satmaya kalkması bayağı bir davranıştı.

Avuçların içine yazıldığı gibi, akıllara da kazınmalıydı modanın bu utanç anı; hastaların ve onlarla birlikte mücadele eden yakınlarının yaşadıkları yıkımın ve kederin yok sayılması.Gucci ise kıyafetlerin toplum ve onu kontrol edenlerce dayatılan üniformaların aşırı, kuralcı bir türü olduğunu belirtmeyi amaçladıklarını ve mağazalarda satılmayacağını belirten bir açıklama yaptı. Acaba bu karar ne zaman alındı?

Oysa akıl hastanesindeki insanlar da Kanadalı sosyolog Erving Goffman’ın 1961’de akıl hastanelerinde yaptığı araştırmaya göre kendilerine dikte edilen üniformalar üzerinde değişiklikler yapıp, zevklerine göre uyarlıyorlardı. Goffman, hastanelerce verilen khaki pantolonların zarif şortlara dönüştürüldüğünü gözlemlerken, mühendis bir hastanın çöpteki bir muşambayı çanta haline getirerek tarak, diş fırçası, tuvalet kâğıdı için karmaşık bölümler geliştirdiğini gördü. Ceketinin içine diktiği ek cepte kitaplarını taşıyan bir mühendis, modaevlerine ilham verir mi?

Lady Gaga 2010 yılında Houston Havaalanı’nda uzun, bol, kayışlı krem rengi ceketiyle görülürken, cevap belki de parodi ustası Moschino markasının 1988’de tasarladığı gömlekteki slogandan geliyordu: Sadece moda kurbanları için!

 

Zorla delirtmeye çalışıyorlar. Deli gömleğine direnmek de bu noktada bize düşüyor. İstesem zihnimin sınırlarını aşar, kendim dikerim o gömleği ama sizin benim için diktiğinizi giymem.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları