Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
İstanbul’un çıtası!
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, il başkanlığı seçimi öncesi yeni seçilen 39 ilçe başkanı ile bir araya geldi geçen gün. Örgüt buluşmasıydı, belediye başkanlarına ve basına kapalıydı. İl başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun da katıldığı toplantıdan beklenenin aksine aday ismi konuşulmadı. Kılıçdaroğlu sadece, Doç.Dr. Mehmet Karlı’nın akademik çalışmaları nedeniyle aday olmak istemediğini duyurdu. Cumhuriyet’in manşetine yansıyan “Çıtayı yükseğe taşıyacak aday” açıklaması ise çok şey ifade ediyor. Çünkü geriye dönüp bakarsak 2017 referandumunda Cemal Canpolat İstanbul’u 250 bin oyla kazanmıştı, 2019’da da Canan Kaftancıoğlu 25 yıl sonra İBB’nin AKP’den kurtarılmasını sağladı. Kılıçdaroğlu’nun şimdiki hedefi daha yüksek. İBB ve eldeki 14 ilçenin yanı sıra Üsküdar, Eyüp, Çatalca, Sancaktepe, Silivri için hesap yapılıyor. Eğer böyle bir amacı varsa CHP’nin, Arnavutköy’den Tuzla’ya kadar örgütü bilen biri tercih edilmeli. Daha önemlisi İstanbul delegasyonu bu ismi veya isimleri lideri olarak görüp, kaprisi bir kenara bırakmalı.
KAYBETMEYİ BİLMEK!
Bir döneme damgasını vuran 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in bir sözü vardı, “Kaybetmeyi bilmek lazım” diye. Görünen o ki dağılan Millet İttifakı kaybetmeyi bilmiyor. İYİ Parti’nin önce Bilge Yılmaz, ardından da genel başkan Meral Akşener’le yaptığı çıkışı bu bağlamda yorumlamak gerek. Muhalefetin ülkeyi yangın yerine çeviren iktidarı bırakıp CHP’yi topa tutmasının rasyonel bir karşılığı var mı bilinmez ama AKP Ankara, İstanbul, Eskişehir, Antalya’yı alma yolunda ellerini kovuşturmaya başladı. TV100 yayınına katılan İYİ Parti Eskişehir Milletvekili Nebi Hatipoğlu da ağzından kaçırdı, “yerel seçimleri AKP’nin kazanması halinde üzülmeyeceğini”. Kazara, Kemal Kılıçdaroğlu İYİP’e yanıt verse bir daha telafisi mümkün olmayacak kopuşlar yaşanırdı. CHP lideri, olası uzlaşıları hesaplayıp suskun kalmayı yeğledi. Çünkü seçmenin kendi arasında kavga eden muhalefet istemediğini biliyor.
KASAP KİM?
Meral Akşener’in, 2014 Cumhurbaşkanlığı seçimlerini kastederek “Sayın Abdullah Gül’ü cumhurbaşkanı adayı yapmadığım için kıyma makinesinden geçirildim” sözü çok su kaldıracağa benziyor! Burada kasap kim? Bir parti liderini siyasi kararı nedeniyle kim ya da kimler “kıyabilir”? Yine partinin ağır topu Prof. Dr. Bilge Yılmaz’ın sosyal medyasından “CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ve etrafındaki çıkar grupları, kendi geleceklerini milletimizin menfaatinin önüne koyarak kendi çarklarını döndürecek şekilde (süreci) inşa ettiler” diyerek seçim kaybını CHP’ye fatura etmesi ilginç. Öncelikle biliniyor ki Kılıçdaroğlu partinin başına geçtiğinden bu yana şahsi menfaati için tek adım atmadı. Evlatları Aslı, Zeynep ve Kerem Kılıçdaroğlu’nun mal mülk edinmelerine karşı çıktı, bir kızının evini değerinin altına sattırdı. Kılıçdaroğlu’nun çevresinin menfaat iddialarına gelirsek Yılmaz bildiğini, bulduğunu açıklamalı. Gerçi son dönemde, “duyumcu” gazeteci-siyasetçi türü bizim mahallede ilgi görüyor ama Bilge Yılmaz, iktidar değişseydi bu ülkenin maliye bakanı olacaktı, söylediğinin arkasında durmalı.
PARAYI VER, HAKARET ET!
Kuveytli yazar Abdulaziz Duwaihi bin Rumaih, Trabzon’daki bir kavgada yumruk yiyen vatandaşını savunurken Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Atatürk’e hakaret etti. “Dünyanın en ucuz pasaportunu 400 bin dolara alıp Mustafa Kemal’in heykellerini yıkılmasını destekliyorum” diyen Rumaih’e muhalefet tepki gösterirken iktidar yaşananları önemsemedi. Kimsenin sesi çıkmadığı gibi Trabzon Valiliği, Suriyeliye ait restoranda hesaba itiraz ederken yan masada oturan Türk müşteriyle kavgaya tutuşup itiş kakışta yumruk yiyen söz konusu Kuveytliden özür diledi. Emniyet müdürü taze vatandaşa hastanede çiçek verdi! Buradaki ince ayrıntı yabancı hayranlığının ulus bilincin üzerine çıkması, yabancı düşmanlığı asla değil. Ayrıca şiddete başvuranlar hakkında keşke karşısındaki yerli mi yabancı mı diye bakılmaksızın işlem yapılsa!
Ancak... Spor yazarlığından gelen bir gazeteciyim. Maç için sayısız kere Trabzon’a gittim, o maçların çoğunda kavga çıktı, kafası yarılanlar oldu. Ve Trabzon Valiliği’nin Türk vatandaşlarından özür dilediğini görmedim. Hatta 2015’te Fenerbahçe otobüsü Rize-Trabzon karayolunda kurşunlandı ama ne Trabzon Emniyeti özür diledi F.Bahçe’den ne Rize!
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- Erdoğan belayı satın aldı
- Kılıçdaroğlu'na 'Meral Akşener' yanıtı
- 'Hadi gelin kapatın!'
- ‘Kar leoparı’ neden cezaevinde
- Yeni dönem başlıyor: Taksi, otobüs, dolmuş...
- Ünlü kebapçının kardeşi 20. kattan aşağı düştü!
- Bir sonraki ve en büyük ekonomik patlama...
- Kayyum belediyeyi kapattı!
- Tarihi geçmiş ürün satan zincir market şubesine mühür
- Yetki kısıtlayan teklif komisyondan geçti