Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Kıbrıs ve barış...
Geçen hafta 20 Temmuz günü, Lefkoşa’da, Kıbrıs Barış Harekâtı’nın 50’nci yıldönümü törenleri vardı. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, beraberindeki heyetle oradaydı. Heyetinde bugünkü parti yöneticileriyle birlikte, o harekâtla ilgili görevlerde bulunmuş olan eski yöneticiler de vardı. Ben de onlar arasındaydım.
20 Temmuz’daki kutlama törenine cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’la birlikte Türkiye’deki öteki siyasal partilerin yöneticileri de davetliydi.
Özel’in başkanlığındaki biz CHP heyeti, Lefkoşa’ya iki gün öncesinden gittik. Amacımız, “50’nci yıl” törenlerine katılmanın yanında, bugünkü yöneticiler, siyasetçiler ve sivil toplum temsilcileriyle görüşmelere biraz daha vakit ayırmaktı. Bu, beni özel olarak da ilgilendirdi. Çünkü 50 yıl öncesinde Kıbrıs’a “savaş muhabirliği” yapmak dahil, çeşitli vesilelerle birçok kez gidip gelmiştim. O zamanlardan anılarım canlanacaktı.
Tabii, Kıbrıs’ta “o zamanlar” denince, akla önce Kıbrıs’ın iki rahmetli liderleri gelir. Dr. Fazıl Küçük ile Rauf Denktaş. Hazırlanan programa göre, önce onların anıt mezarlarını ziyaret edip saygı duruşunda bulunduk. Genel başkanımız Özel anıtlarına CHP’nin çelengini koyup anı defterini imzaladı.
Daha sonra da cumhurbaşkanına, siyasal partilerin ve örgütlerin başkanlarına, toplum kuruluşlarına ziyaretlerde bulunduk. Benim, bir mazeretim dolayısıyla katılamadığım iki ziyaret dahil, hepsinin çok yararlı olduğunu biliyorum.
20 Temmuz gününe gelince... O törene Türkiye’den gelen Recep Tayyip Erdoğan ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de katılmıştı. Geçit töreninin yapıldığı meydan tribününde ve daha sonra Kıbrıs cumhurbaşkanının verdiği yemekte, CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile aynı yerdeydiler.
Kıbrıs Barış Harekâtı’nın 50’nci yıldönümü töreni o yemekten sonra bitti. Biz, Türkiye’den o törenlere katılanlar da Türkiye’ye döndük.
***
Dün, dönüşümüzden bir gün sonra Devlet Bahçeli’nin televizyonlardan yaptığı bir konuşmayı dinledim. Kıbrıs’taki törene katıldığını, bundan çok memnun olduğunu söylüyor. Ve “20 Temmuz 1974 Barış Harekâtı’nın ne kadar önemli olduğunu” belirtiyordu. Şöyle diyordu:
“Türk milleti tek yürek halinde Kıbrıs davasına inanmakta ve arkasında durmaktadır. Yıldönümünde, soydaşlarımızla birlikte olmaktan şahsım adına büyük bir sevinç duydum.
Kıbrıs, sadece üzerinde hayat sürülen bir ada değil, Türk milletinin tarih ve şehitlik, kardeşlik anıtıdır. Tüm dikkatlerin odağı, Kıbrıs’tır. Öteden beri, açık veya gizli hesaplaşmaların ağırlık merkezi Kıbrıs’tır.”
Ve Bahçeli, eğer Türkiye, 20 Temmuz 1974’te, uluslararası antlaşmalardaki haklarına dayanarak o müdahaleyi yapmasaydı, başına çok büyük dertler açılacağını anlatıyordu. Diyordu ki:
“Girit’te ne yapıldıysa Kıbrıs’ta da aynısı planlanmıştır. Şayet Türkiye’nin 50 yıl önceki müdahalesi olmasaydı, Gazze’de yaşanan dramların aynısı yaşanacaktı.”
Bunlar gibi cümlelerle Bahçeli, Türkiye’nin 20 Temmuz müdahalesinin hem Kıbrıs hem Akdeniz için ne kadar gerekli olduğunu vurguluyordu.
***
Bahçeli’nin, Türkiye’deki dünkü konuşması uzundu. Konuları arasında iç politika sorunları da vardı. Sıra onlara gelince, üslubu değişti. Klasik hedeflerine karşı, klasik hücumlarına başladı. Onlardan da birkaç alıntı yapayım:
- “Azgınlaşmış tahrikleri dikkatle yakinen takip ediyoruz. Türkiye’nin bölünmesi hususunda kapalı devre işbirliği halinde olan ve siyasi ortaklık kuran CHP ile DEM’in ateşle oynadığı malumlarınızdır.”
- “Karamsar tablolar çizenler kötümser telkinlerle vakit geçirenler gerçek manada Türkiye’nin gücünü kavramaktan aciz düşenlerdir. CHP genel başkanının tarihin en ağır ekonomik krizinin yaşandığını iddia etmesi, ülkesine ve milletine itibar etmeyen bir siyasetçinin deli saçmasıdır. Halbuki Türkiye ekonomisi güven verici hamlelerle istikrarlı bir yükseklik kulvarındadır.”
- “Bu tuzakların mimarı da dış güdümlü zillet cephesidir. CHP yönetiminin yumuşama ya da normalleşme çağrıları baldıran zehrinden başka bir şey değildir.”
Evet CHP... Yani, sayın Bahçeli’nin bu yıl 50’nci yıldönümünü kutladığı Barış Harekâtı’nı gerçekleştiren hükümetin başbakanı Bülent Ecevit’in o zamanki partisi. O hükümetin başbakan yardımcısı da Milli Selamet Partisi Genel Başkanı Necmettin Erbakan. İkisi de çoktandır rahmetli. Sayın Bahçeli, bütün konuşmasında ne onların adını andı ne partilerinin. Ama aklına, CHP’yi anma gelince sadece hakaretamiz sıfatlar kullanmak geliyor.
***
Bahçeli’nin aynı konuşmasında sözünü ettiği, bir de “154 kişilik liste” var ki o da çok ilginç bir konu. Değerli meslektaşım Barış Terkoğlu, pazartesi günkü yazısında “154’ler” listesini de yayımlayarak anlattı. Bir başka yazıda ona da değinmek isterim.
Özetle: Kıbrıs’ta yıldönümü kutladığımız olayın adı, “Barış Harekâtı”ydı. Törene katılan siyasal partilerimiz arasında da tam bir “barış havası” vardı. Türkiye’ye dönünce o hava birden değiştiriliverdi.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- Erdoğan belayı satın aldı
- Protesto eden yurttaşlara polis müdahalesi!
- ‘Kar leoparı’ neden cezaevinde
- Ünlü kebapçının kardeşi 20. kattan aşağı düştü!
- Elazığspor'dan maça çıkmama kararı!
- Kayyum belediyeyi kapattı!
- Trabzonspor'da ayrılık!
- Ali Koç'tan çok sert Kayserispor açıklaması!
- Kılıçdaroğlu'na 'Meral Akşener' yanıtı
- Al Nassr'dan Talisca açıklaması!