Ali Sirmen
Ali Sirmen asirmen@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Ölümlü Mehmet Ali'nin Ölümsüz Yaşam Sevinci

20 Ocak 2013 Pazar

Sevgili, \n

\n

Sanıyorum bir yıl kadar oluyor. Medya Mahallesiprogramına çağrılıydım. Programın düzenleyicisi ve sunucusu Aşyenur Arslan, arada Mehmet Ali Birand ile hastaneden bir telefon bağlantısı yapacağımızı söyledi. \n

\n

Galatasaraydan iki sınıf küçüğüm olan ve gazeteciliğe hemen hemen aynı yıllarda başladığımız Mehmet Ali, en menhus olan, çabuk ilerleyen bir kanser türüne yakalanmış, ağır bir ameliyat atlatmıştı.\n

\n

Telefon bağlantısı hoparlörle verilecek ve böylece izleyici de dinleyebilecekti.\n

\n

Mehmet Ali ile birlikte çalışmış olan ve onu çok sevdiği belli olan Ayşenur Arslan çok heyecanlıydı.\n

\n

Nihayet bağlantı kuruldu.\n

\n

- Galiba yırttım Ayşenur, diyordu Menmet Ali, doktorlar da öyle söylüyorlar”.\n

\n

Telefondan çıkıp, hoparlörle yayılan ve adeta elle tutulurcasına somut hale gelmiş olan, Mehmet Alinin sesinden yansıyan yaşam sevinci, kentin ve ülkenin dört bir yanındaki hanelere ulaşıyordu.\n

\n

Nâzımın Abidine sorduğu Mutluluğun resmini yapabilir misin?sorusunun yanıtını, yıllar sonra yaşam sevincinden şakıyan sesiyle veriyordu Mehmet Ali Birand. \n

\n

Böylesine somut, böylesine, yalnız kulakla duyulur değil gözle görünür, elle tutulur biçimde yaşam sevincine daha önce bu yoğunlukla tanık olmamıştım.\n

\n

O hafta bu olayı sana da buradan yazmıştım.\n

\n

***\n

\n

Doğu toplumlarında keder ve tevekkül bulaşıcıdır, sanki ayıpmışçasına, keyfi, kişioğlu gizlice tek başına yaşar.\n

\n

Oysa Mehmet Alinin o günkü yaşam sevinci bulaşıcıydı. Programdan keyifle, içimde bir hafiflikle çıktım ve şimdi ne kadar olacağını söylemeyeceğim bir süre, yaşam sevincinin o sesi beni izledi.\n

\n

Onun için diyorum ki, o an Mehmet Ali Birandın çok zengin programları içinde en değerlisi, en eşsizi gerçekleşmişti.\n

\n

Keşke, biri anımsasaydı da, Birandın o anki konuşmasını bir kez daha yansıtsaydı.\n

\n

Belki de ölümünden sonra, o muhteşem yaşama tutunma azmi ve keyfini yansıtmanın anlamı kalmamıştır diye düşünülmüş olabilir.\n

\n

Olayın kaçınılmaz sonu görününce, o sesteki umut tınıları da soluyordenebilir mi?\n

\n

Bu satırları kaleme almadan önce, baktım o günkü müstesna olayın tanığı ve düzenleyicisi Ayşenur Arslan, Mehmet Ali Birand gerçekçi adamdı, hastalığının niteliğini ve öleceğini biliyordudiyor.\n

\n

Tabii ki öyleydi ve hiç kuşku yok ki, Mehmet Ali yaşam sevincini şakırken de kaçınılmaz olarak, öleceğini biliyordu.\n

\n

Zaten hiçbir insanın yazgısı bundan farklı değil.\n

\n

***\n

\n

Mehmet Ali Birand ölümlüydü.\n

\n

Ama yaşama sevinci ölümsüzdü.\n

\n

Zaten bütün insanlar ölümlüdürlar, ama kimilerinin yaşam sevinçleri ölümsüzdür.\n

\n

Yaşam sevinci olduğu sürece ölüm yoktur, ölüm olduğunda da kişioğlu yoktur ki, sevincin sorgulaması olsun.\n

\n

Evet, Mehmet Ali Birand da var oldukça sürdü yaşam sevinci.\n

\n

O yaşam sevinci de ne ola ki, diye küçümsenecek türden değildir.\n

\n

Yaşamın kendisini de sevincini de Şeyh Galip eşsiz bir şekilde şöyle dile getiriyordu:\n

\n

Bir şulesi var ki şem-i canın\n

\n

Fanusuna sığmaz asumanın.\n

\n

\n



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları