Ali Sirmen
Ali Sirmen asirmen@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Nevruz ve Haydut

24 Mart 2013 Pazar

Sevgili,

\n

Yıllardır öyle olur, sevinç daha umudun tohumu toprağa düşünce içimi sarmaya başlar.

\n

Her yıl en uzun gecenin yaşandığı 21 Aralık günü ben bayram yaparım. Kutladığım gecenin uzunluğu değil, sürecin hemen o andan sonra ters dönmeye başlayıp günün geceyi kemirmeye koyulacak olmasıdır.

\n

En uzun geceymiş, olsun! Ben hemen ertesinde tam tersi bir sürecin başlayacağını biliyorum ya. Gerçi doğanın hareketliliği, hiç durmaması 21 Haziranda bende bu kez tarifsiz bir hüzün yaratacaktır. En uzun günün keyfini yaşarken hemen ertesinde gecenin günü kemirmeye başlayacağını bilmek, insanda nasıl hüzün yaratmasın ki?

\n

Ama doğrusu 21 Aralık keyfininin ters yüz olup hüzne dönüşmesine o sırada izin vermiyorum. Karanlık soğuk gecede yeşeren umudunu, soldurmanın âlemi yoktu. Onu da 21 Haziranda düşünürdüm. Her şeyin bir sırası vardı. Şimdi günlerin uzamasını kutlamayıp pagan bayramının keyfini çıkarmanın zamanıydı.

\n

Pagan dönemlerde insanlar doğayla daha iç içe yaşadıkları ve inançlarına daha henüz soyutlama karışmadığından mevsim dönümlerini, doğa olaylarını kutlarlardı.

\n

Nitekim Hıristiyanların en büyük bayramı 24 Aralık Noelde günlerin kısalmaya başlamasının durmasını kutlayan bir pagan bayramının uzantısıdır.

\n

***

\n

Nevruz da öyle, o baharın yani doğanın uyanışının bayramıdır, çok tanrılı dönemden kalmıştır. Nitekim yeni projesi birliği dinsel kimlikte bulmak olanlardan biri Nevruz’un bunca coşkuyla kutlanmasının mutekit çevrelerde pek âdetten olmadığının altını çiziyordu. Hıristiyan âleminin Nevruz’a denk düşen büyük bayramı ise paskalyadır.

\n

Bu pagan bayramlarının en büyük özellikleri insanlar, ağaçlar, çiçekler, köpekler kediler, atlar, eşekler, börtü böceklerin hep beraber kutladıkları şenlikler olmasıdır.

\n

Kırlar, ağaçlar çiçekleriyle, yapraklarıyla, bilumum canlılar canlılıkları, neşeleriyle katılırlar bu şenliğe.

\n

Ama illa da insanlar...

\n

Onlar doğanın canlanmasını, hem duyarlar içlerinde hem de İgor Stravinsky gibi onu yeniden yaratırlar eserlerinde.

\n

İnsanın doğaya bakışının ve yansıtmasının görkemini ve inceliğini Stravinsky’nin müziği ve Bejartın koreografisiyle Bahar Ayininde izlediğimde bir kez daha hayran olmuştum. O günden beri baharda doğanın canlanışının kendisi ve insan gözüyle yansıması şenlendirir içimi.

\n

Bir de dünyanın en alçakgönüllü dehasına sahip olduğunu sandığım Sait Faik gelir aklıma bahar deyince.

\n

***

\n

Sait Faik baharda doğanın uyanışında, ağaçların çiçeklerin, börtü böceklerin kendisine hişt hişt diye seslendiğini duyup yaşamış, bir insan ve doğa dostudur.

\n

Hişt Hiştbir öykü müdür, yoksa şiir mi?

\n

Bilmem, Sait Faik’in kendisinin de bildiğini sanmam.

\n

Büyük öykücü Oktay Akbal, bir gün Sait Faik’in sarı deftere yazılmış, Kaliniktha öyküsünü önüne atıp şöyle sorduğunu yazar:

\n

- Söylesene bana bu nedir yahu?

\n

Sait Faik’i doğmamış, hiç var olmamış çocuğunun anısı, Omonya meydanında önündeki düzü yuvarlayan dostu Yanisi, ardından hişt hişt diye bağıran ağaçları otları, börtü böceği ve onlar karşısında kendinden geçtiği için çok severim. Benim için hüzünle mecz edilmiş yaşam sevincinin ta kendisidir.

\n

Belki de şimdi soracaksındır sevgili:

\n

- Hiç senin ardından hişt hişt dedi mi otlar çiçekler ve börtü böcekler?

\n

Evet, hiç değilse sevgili dostum Haydut, (Dostum, diyorum çünkü o kediden öte başka bir şeydi; zaten herkesin kedisi, kendisi için kediden öte başka bir şeydir) arada bir gelip, bacaklarıma sürtünürken yeterince ilgi gösteremezsem patileriyle ayaklarıma vurur, sanki bana bak!derdi.

\n

Baharlarda, coşkuyu birlikte hissederdik içimizde Haydut ile.

\n

Bu Nevruzda da olsaydı belki, belki değil kesinlikle ayağıma dokunacak

\n

- Bak Ali bak! Bahar geldi, uyan ihtiyar diyecekti.

\n

Ama artık Haydut yok!

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları