Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Kaldırım
Hayatımda en çok gittiğim, İstanbul’dan sonra en fazla kaldığım kent Paris’tir.
Paris benim için her şeyden önce bir özgürlük cennetidir.
Doğduğum, büyüdüğüm kentte dolu dolu tattığım dönemlerini ancak artık hayal meyal hatırladığım özgürlüğün yıllar yılı Paris’te tadını çıkardım. Bu satırları okurken şimdi aklınıza, siyasi iktidarı özgürce eleştirilebildiği, her düşüncenin serbestçe öne sürüldüğü demokrasi, anayasal güvenceler, Meclis’in yüceliği falan gibi çok ulu seçkin kavramlar gelmesin sakın!
Ben, çok basit, diktaların baskı altında inleyen uyruklarının dahi bir gün kendilerinden esirgenebileceği endişesine kapılmadan kullanabilecekleri, hiçbir müstebitin yasaklamayı aklının ucundan bile geçiremeyeceği bir serbestlikten, yürümek (dilerseniz sokakta sürtmek de diyebilirsiniz) özgürlüğünden söz ediyorum. Ömrümün hangi döneminde olursa olsun, Paris’te bu özgürlüğü gönlümce tattım. İstanbul’da ise hep itilip kakıldım.
***
Fark çok basit bir nedenden kaynaklanıyordu. Kentlerde yürüyebilmek için kaldırım gerekiyordu. Kaldırım ise Paris’te var, İstanbul’da yoktu, daha doğrusu resmen var, fiilen yoktu.
Oysa, caddeyi veya sokağı, otoyol olmaktan çıkarıp sokak haline getiren esas bölümü kaldırımdı. Bir kentin kaldırımları, orada insana verilen önemin göstergesiydi.
Sokağı, caddeyi canlı kılan onun yayaya, insana ait olan kısmı, kaldırımıydı. Bir kenti (rejimleri de öyle) yaşanası kılan kaldırımlarıydı.
İstanbul’un ecis-büçüş, delik-deşik, satıcılar tezgâhlarını yerleştirdiklerinde, gelip geçme imkânı kalmayan kaldırımları size yürüme imkânı vermeyen tuzaklarla dolu bir cangıl iken Paris’in geniş, düzgün kaldırımları, üzerlerine kafe ve restoran masalarının serpiştirildiği, manavları bakkaları, envaiçeşit dükkânıyla sizi sürtmeye davet eden bir cümbüş yeridir. Öyle olunca da bu kentlerin birinde tabii gezip, dolaşıyor öbüründe ise itilip kakılıyorsunuz.
Bende de öyle oldu. İstanbul’un kaldırımları bir zamanlar arabaların işgalinde olduğundan, yolun ortasında yayaların salındığı sokaklarında kendimi mümkün olduğunca ittirip kaktırtmamaya özen gösterirken Paris’in kaldırımlarında yıllar boyu gezip dolaşarak, yaşam sevincini tattım, bir yandan da “fahri kaldırım mühendisi doktorası” aldım.
***
Kaldırım konusunu gündeme getirmemin nedeni ise son terör eylemi üzerine, İstanbul’un en büyük yaya bölgesi, dolayısıyla kaldırımı İstiklal Caddesi’nde her şeyi yasaklayan ve iki gün önce açıklanan kararlar oldu.
Gerçekten de İstanbul Büyükşehir Belediyesi kenti yayalara açmak, kentte arabalara değil, insanlara öncelik vermek için birbiri ardına projeler geliştirirken son bombalı eylem üzerine güvenlik gerekçesiyle İstiklal Caddesi’nde bir kentin sokağında kaldırımında düşünebilecek her türü etkinlik yasaklandı. Oysa İstanbul’un en fazla ihtiyaç duyduğu şey kaldırımlarında yeni yasaklamalar değil, onları canlandıracak yeni düzenlemelerdi. Son dönemlerde birbirini izleyen ve can kayıplarına da yol açan skuter kazalarına karşı önlemler alınması ve kaldırımların yayalara bırakılması zamanının geldiği düşünülürken son terör saldırısı bahane edilerek, kaldırımlar, merkezi otorite tarafından her türlü etkinliğin yasaklandığı, sıkı yönetim alanlarına dönüştürüldü.
Oysa kaldırım bir kentin can damarıydı.
Kaldırım deyip geçmeyin! Edebiyat tarihimizde de ayrı bir yeri vardır. Bir zamanlar Melih Cevdet Anday “kaldırım”ın Rumca “kaledromos”tan geldiğini ileri sürmüş. Sami Karaören de öyle olmayıp, Türkçe kaldırmak kökeninden geldiğini söylemişti ve de bu iki seçkin Türkçe tutkunumuz, kaldırım tartışması yüzünden iki yıl küs kalmışlardı. Neyse ki eş dost araya girip, bu iki dostu başka bir sözcük yüzünden yeniden küsmek üzere, barıştırmışlardı.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- Erdoğan belayı satın aldı
- Protesto eden yurttaşlara polis müdahalesi!
- AKOM, İstanbul için 'saat' verdi: Çok kuvvetli geliyor!
- ‘Kar leoparı’ neden cezaevinde
- Ünlü kebapçının kardeşi 20. kattan aşağı düştü!
- Kayyum belediyeyi kapattı!
- Trabzonspor'da ayrılık!
- Elazığspor'dan maça çıkmama kararı!
- Ali Koç'tan çok sert Kayserispor açıklaması!
- Al Nassr'dan Talisca açıklaması!