Ali Sirmen
Ali Sirmen asirmen@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

'Ergenekon'

21 Mart 2013 Perşembe

Eski masallarda sihirli sözcükler vardı. Ali Babanın masalında kırk haramiler Açıl susam açıldediklerinde, define dolu mağaranın kapısı açılırdı.

\n

Son zamanlarda büyüklere masallar ileri demokrasisinde de bazı sihirli sözcükler türedi; maymuncuk gibi her kapıyı açıveriyorlar.

\n

Ergenekon bunlardan biri; her kapıyı açıyor, her şeyi açıklıyor, her şeyin mazur görülmesini sağlıyor.

\n

Ergenekon her şeye çare oluyor, Ergenekonda da her şeye çare bulunuyor.

\n

Bir zamanlar uzun tutukluluk sürelerinden yakınıyorduk..

\n

Neyse ki erken uyandım. Uzun tutukluluk sorununun aşılacağını çabuk gördüm.

\n

Aşıldı da...

\n

Uzun tutukluluk yerine acele verilmiş bir mahkûmiyet, infazını mahkeme kararına dayandırır, böylece uzun tutukluluk süreleriyle ilgili eleştiriler geride kalırdı.

\n

Şimdi o yolda ilerlenmektedir.

\n

Ergenekon davasında savcılar esas hakkında mütalaayı okumaya başlayınca, uzun tutukluluk döneminin sonuna gelindiği de belli oldu.

\n

Sakın ola ki, şimdi kimse çıkıp da Bu, esas hakkında mütalaa, mahkeme bu taleplerle bağlı değildemesin! Bu insan zekâsıyla alay etmek demek olur.

\n

***

\n

Ayrıca, mahkeme zaten bu konudaki tavrını çoktan belli etmiş bulunuyor.

\n

Geçen celselerde, sanıkların getirdikleri tanıkları heyetin dinlemesi gerekirken dinlememesi de her şeyi açıklamaya yetmiyor muydu?

\n

Hatırlayalım mahkemenin bu tutumuna gerekçe olarak yaptığı açıklamayı:

\n

- Zaten olay hakkında yeterince kanaat sahibi olduk.

\n

Ama siz hâlâ mahkemenin esas kararını açıklamadığını, onu beklemenin yerinde olacağını söyleyebilirsiniz.

\n

Dün Türkiye iki önemli olayı birden yaşadı. Birincisi Ergenekon davası idi. İkincisi BDP heyetinin İmralı ziyareti.

\n

Tablonun bir yanı karanlıktı, öbür yanı ise aydınlık.

\n

Tablonun karanlık yanı Silivrideydi. Silivride, Türkiyeyi karanlık günlere götürecek, her türlü kötülüğün anası terör örgütü Ergenekonun karanlık yüzlü, meşum amaçlı üyeleri vardı; bunların başında rütbesi ve bir zamanlar işgal ettiği makam dolayısıyla eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ bulunuyordu. Gerçi Başbuğ terör örgütü şefliğiyle suçlanmıyordu ama bu durum, hakkında ağırlaştırılmış mübbet istenmesine engel oluşturmuyordu.

\n

Öte yandan İmralıda, Türkiyeyi badireden kurtarıp barışa götürecek akil devlet adamı Abdullah Öcalan bulunuyordu. İlker Başbuğ, Fatih Hilmioğlu, Mustafa Balbay, Tuncay Özkan, Yalçın Küçük, Doğu Perinçek, Mehmet Haberal vb. gibi şer cephesinin karşısında, Türkiyenin aydınlık yüzlü geleceği Apo parıl parıl parıldıyordu.

\n

İnsanın göğsü kabarıyor, içinden şöyle haykırmak geliyordu:

\n

- Türkiye seninle gurur duyuyor!

\n

Kusura bakmayın! Sözün bittiği yere ulaşınca, insan neye alkış tutacağını şaşırıyor.

\n

Tarihte ‘Bas git’in parladığı \tanlar

\n

23 Şubatta Kahramanmaraşta meydana gelen bir olaya kamuoyu sonradan muttali oldu.

\n

O tarihte, Kahramanmaraştaki Patriotları teftiş etmekte olan Alman Savunma Bakanı için yolun açık tutulması talimatını alan Alman asker, Kahraman Güneş Paşanın geçişine izin vermemeye kalkmış, Bas gitcevabıyla ağzının payını almış.

\n

Kimileri bundan pek hoşlanmışlar; göğüsleri kabarmış, iftihar etmişler.

\n

Ben aynı duyguları taşımadım. Doğrusu böyle bir tepkiyi, askerlerimizin kafasına çuval geçiren Amerikalı subaya göstermek daha doğru olurdu.

\n

Bas gitin yıldızının parladığı an, o an olurdu.

\n

Sosyal medyada haberi yorumlayan Sibel Göksel adlı okur, olayı haklı görüp ekliyor:

\n

- Komutanın moralini bozmuşlar.

\n

Allah Alah, komutanın moralini kim bozmuş, ne bozmuş dersiniz?..

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları