Halkımızın zekâsı üzerine nostalji..

20 Kasım 2022 Pazar

“Her gün güneş yeniden doğar. Her gün dünya yeniden kurulur. Her sabah taze bir başlangıçtır.”

Eskiyi eskide bırakmalı, her solukta, yarınlar yeniden kucaklanmalıdır.

Çünkü hayat her solukta yeniden başlar.

Mevlana’nın dizeleri de düne aittir.

Ama her güne de aitmiş gibidir:

“Şimdi eski satanların nöbeti geçti /

Yenilik pazarıdır, bizim pazarımız!

(Nevbet-i köhne furuşan dergüzest / Nevfuruşan-ı muin bazar-ı mast.)

Yunus Emre ise dünü de yarını da boş veriyor.

Sonsuz bir şimdinin gerçeğini, yedi yüz yıl öncesinden arı - duru diliyle ilan ediyor:

“Nazar eyle ileri

Pazar eyle götürü

Yaradılanı hoş gör

Yaradandan ötürü.”

***

Her gün yeniden pazar kurmak gerekmiyor.

Asırlara rağmen hükmü geçmeyen taptaze gerçekler var.

Hak hukuk, adalet, insan onuru, özgürlük, iyilikler, kötülükler.. Daha neler de neler.

Bunları yüz yıllar öncesinin taş tabletlerini, parşömenlerini okuyarak da

yıllar öncesinin gazetelerine bakarak da görmek mümkün.

Dünyanın her yerinde ülkeyi yönetenlerden özel görüş almak, bunu haberleştirmek, yazılaştırmak önemli bir gazeteci etkinliği.

Ama gazetecilik onurunu abartanların böyle bir şansı kalmadı. Başbakan da yok başbakanlık da.

Yerine cumhurbaşkanlığı hükumet sistemi kondu.

Bu sistemin tarifine hacet yok. Tecelli biçimine milletçe tanık ve taraf oluyoruz.

Öncesinin son hali de malumdu: “İtaat et-Biat et-Rahat et diyenler özetle zaten yoktular.

Olmuş olsalar da artık olmayan bir selefin üzerine bugün götürü bir pazar nostaljisi yapalım.

BUYURUN..

***

“Herkes, Ben ne istersem söylemekte, ne dilersem yazmakta özgür olayım’ diyor.

Ama kimileri de bu özgürlükten başkalarının yararlanmasına tahammül edemiyor.

Oysa özgürlük, anayasa sınırları içinde herkes içindir.

Özgürlüğe alışacağız.

Özgürlüğe alıştıkça, onun solcu da sağcı da olmadığını, özgürlüğün tarafsız olduğunu, özgürlüğün hepimiz için olduğunu anlayacağız.

Bunu anladıkça, solun bir ucundan sağın bir ucuna kadar, herkese ve birbirimize düşündüklerimizi, inandıklarımızı serbestçe söyleyeceğiz.

Tartışacağız.

Bu tartışmalar kendi kendimizi daha iyi öğrenme ve yolumuzu aydınlıkta arayabilme olanağını sağlayacak. Bu nedenle de özgür tartışma ortamına gururla ve minnetle bağlanacağız.

Özgürlüğe alıştıkça, değişik düşünce ve inanışlardaki insanlar olarak birbirimize düşman gözüyle bakmamayı öğreneceğiz.

Üstelik, özgürlüğe alıştıkça, özgürlüğün değerini anladıkça, aramızda sağcılığı belki faşizme kadar götürenlerin de solculuğu belki komünizme kadar götürenlerin de pek çoğunun özgürlükle bağdaşmayan bu rejimlerden soğuyup uzaklaştıklarını göreceğiz.

Özgürlüğe alıştıkça, özgürlüğün hepimiz için olduğunu yüreklerimize sindirdikçe birbirimize daha çok yaklaşacağız.

Aydın, kafası aydınlık kişidir.

Kafasının pencereleri ışığa açık kişidir.

Kafasının pencereleri bilgilere, görgülere, şüphelere, kendisininkinden başka düşüncelere açık kişidir. Bir kimse her şeyi bildiğine inanıyorsa; inandıklarından şüphe edemiyorsa, kendi düşüncelerinden veya inandırıldığı belirli düşüncelerden başka düşüncelere kafasını kapalı tutuyorsa aydın değildir. Çünkü kafasının pencereleri dışarıdan ışık sızamayacak kadar örtülü demektir.

Aydın çevresini aydınlatabilen kişidir.

Aydınlanmış canlı cansız her varlıktan, çevresini de aydınlatması beklenir. Işık vermeyen güneş, aydınlatmayan alev yoktur.

Kendi kafası içine kapanan aydın, üstü örtülü alev gibi söner,‘aydın’ aydınlığını yitirir.

Çevresi karanlıkta kalan kimsenin, kendisi de karanlıkta demektir.”

(Bülent Ecevit. Milliyet, 23 Haziran 1963)

**

Aziz Nesin bir panelde, “Türk halkının yüzde 60’ı aptaldır demişti.

Müjdat Gezen nedenini sorunca Evren’in anayasasının yüzde 97 destekle kabul edildiğini hatırlatarak “Halkımıza torpil yaptım!” demişti.

İleri görüşlü imiş.

Ekmek işvereninden yıllar önce davrandığı için başına iş açmadı.

Öldükten sonra çoçuklarını torunlarını başına dert açmamak için de ek bir açıklama yapmıştı:

“Türk halkının yüzde 40’ı zekidir.”

*

Anketlere bakılırsa Aziz Bey, Millet İttifakı’na da torpil yapmış görünüyor.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

10 Kasım ve Kehf Suresi 10 Kasım 2024
Ey ruhumun ruhu... 3 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları