Çoçuk muhabbeti geyik muhabbeti olamaz

23 Ekim 2022 Pazar

“Geyik muhabbeti”ni Türk Dil Kurumu “yararsız konuşma” diye tanımlıyor.

Herhalde, siyasi liderlerin geyik muhabbeti yapacağı hesaba katılmamış.

Lider bu; hiç yararsız konuşur mu?

Ülkeye bir yararı olmasa da bir başkasına mutlaka bir yararı oluyor.

Nitekim oldu da.

AKP meclis grubunda eski CHP'li -eski Memleket Partili Mehmet Ali Çelebi’ye rozet takılırken yanındaki eşi sayesinde oldu.

Baba evinden çeyiz gibi sanki çocuk da getirilirmiş gibi AKP Reyizi, Kezban Hanım’a sordu:

“Senin çocuk kaç tane?”

O da boynunu bükerek “1 tane efendim!” dedi.

Çelebi de eşinin “kusurunu” örtmek ister gibi araya girdi:

“Doktora yapıyor, kariyer!”

Genel başkan aynı zamanda başkomutan; emekli teğmenin sesini “Emir demiri keser!” tonunda anında kesiverdi:

“Olmaz. Bu işin kariyeri, çocuk doğurmak! Sayıları artırmak lazım. Çocuk çok önemli. Bak PKK’nın 5 tane 10 tane 15 tane var...”

TANE TANE

Dedik ya, liderler geyik yapmaz, yani yararsız konuşmaz.

Konuşursa da mutlaka birine yararı olur.

Oldu da.

Hep Kemal Bey pas verecek değil ya, bu defa pası Tayyip Bey verdi:

HDP Şanlıurfa Mv. Ömer Öcalan da (evet yeğeni) “PKK’nın 5 tane, 10 tane 15 tane çocuğu olup olmadığının incelenmesi için TBMM Başkanlığı’na Meclis Araştırma Önergesi” verdi.

TBMM şimdi dağlarda hamile PKK’li terörist mi arayacak?!

Eyy TDK neymiş?

Demek ki “geyik muhabbeti” o kadar da yararsız değilmiş.

KULAK ASMAK

Cumhurbaşkanına hakaret ve iftiranın 4 yıla kadar hapis cezası var. (TCK 299)

Ama çok şükür yasalarımız “cumhurbaşkanına kulak asmamayı” suç saymıyor.

Özellikle camdan okumadığı, içinden geldiği gibi, ayaküstü sarfettiği laflara kafayı takmamak gerekiyor..

Ama ne yazık ki..

Memuru, işçisi, işsizi, emeklisi, kadını ve erkeğiyle halkımız kendisinin her söylediğini ciddiye alıp üzüm üzüm üzülüyor!..

Oysa konuştuklarına değil, yaptıklarına bakıp üzüldüğümüzle yetinmeliyiz.

Fazlası ona da haksızlık, bize de..

DİL AŞINMAZ

Rahmetli Demirel’in “Konuşan Türkiye” diye bir sloganı vardı.

“Yürümekle yollar, konuşmakla diller aşınmaz!” diye düşünüyordu.

Tayyip Bey ise halkımızın desteğiyle rejim değiştirdi ve ülkeyi artık tek başına temsil ediyor.

Ve ağzını açtığında tüm yurttaşlar adına konuştuğunu düşünüyor.

Başkalarının konuşmasına, yazmasına, hele tivit- mivit atmasına gerek olmadığına inanması ve gereğini yapması bundan.

Bendeniz şahsen, kendisinin son derece samimi olduğu kanısındayım.

Nitekim 5-10-15 “tane” çocuk ile “Kürtleri kastettiği” iddiaları için de “Bu benim gizli politikam değil ki her zaman açık açık en az üç çocuk dediğini” hatırlatıyor.

Gerçekten de Tayyip Bey, siyasetini görebilen gözler için göstere göstere yürütüyor.

Ondan önce yıllarca, çocuk sayısı ve aile planlamasından Sağlık Bakanlığı sorumlu (idi).

Bu bakanlığı 11 yıl boyunca 6 çocuklu Recep Akdağ’a teslim etmesi Reyiz’in özünün sözünün bir olmasından.

BUHAR OLAN DPT

Ailelerde çocuk sayısı bir sosyal planlama sorunudur.

Bu da onlarca yıl doğrudan Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) Sosyal Planlama Dairesi’nin eşgüdümünde yürütüldü.

Dindar kindar nesil tartışmaları arasında 50 yıllık bu kamu kurumu bir tek kararnameyle yok edildi.

Gerekçe mi?

“Bürokratik vesayet” diye açıklandı.

DPT’nin yerine Kalkınma Bakanlığı kuruldu.

Bu bakanlık da 2017’de kaldırıldı.

Onun yerine Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı ihdas edildi.

Son 7-8 yıldır çocuk sayımız bu başkanlığa ve Tayyip Bey’in telkin ve taviyelerine emanet.

Ancak..

Başta Suriyelilerin yerleştiği il ve ilçelerde, Afganlıların ve öteki sığınmacıların da sınır geçerken yollarda doğan çocuklarının istatistiklerini TÜİK’in mi, yoksa Göç İdaresi Başkanlığı’nın tuttuğu meçhul..

Tayyip Bey’in meseleye el koyması biraz da bu yüzden.

VİTRİN DÜZME SANATI

Siyaset, bir tür “vitrin düzenleme” sanatı.

Lider vitrinde en öne kendisi oturur.

Sonra da çevresini değiştirerek vitrini düzenler durur.

Maksat seçmeni etkilemek.

İktidar 2002’den beri iki gözü görmez her tür engellilerden, şeyhlere şıhlara ve futbolculara dek “vitrine” koymadığı kimse kalmadı.

“Benim 75 tane Kürt milletvekilim var!” övünmesi hâlâ belleklerde.

Şimdi sıra “En çok çocuk bizim parti grubunda!” kampanyasına geliyor.

Evliya Çelebi gibi parti parti dolanıp duran “Ergenekonzede” emekli teğmen nedeniyle çok çocuklu vekillik yeniden gündemde.

Vekiller taş atıp kolları yorulmuyor.

Doğan her çocuğun hastane masraflarını, 25 yaşına kadar da tüm sağlık giderlerini TBMM – yani millet ödüyor.

EN BABA VEKİL

Geçen dönemde 18 çocuğu ile gündem olan AKP’li Şanlıurfa vekili Seyit Eyyüboğlu’nun artık esamisi okunmuyor.

Rekoru 19 çocuğu ile 51 yaşındaki Hakkâri milletvekili İran- Zive doğumlu Husret Dinç’e devretti.

Husret Bey ise 7 Temmuz 2018’de kürsüye bir kez ve yemin etmek için çıktı.

O günden beri de kendisinden bir ses seda çıkmadı.

19 çocuk babası olmak kendisini başta liderinin gözünde çok özel yapmaya yetip de artıyor.

Ama onca çocuğun faturasını liderler değil vatandaş ödüyor.

Hem de kız çocuğu ise ve evlenmezse 25 yaşına kadar değil, ölünceye kadar..

Evet sosyal devlet ödemeli.. 

Ama vekilinki ile yetinmeyip asilinkini de ödemeli.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

10 Kasım ve Kehf Suresi 10 Kasım 2024
Ey ruhumun ruhu... 3 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları