Adnan Binyazar

Korona gülmeceleri

23 Ekim 2020 Cuma

Koronavirüs her ülkenin insanında ölüm korkusu yarattı. Oysa salgının yayılmasında herkesin algılaması aynı değil. Kimi gülüp geçiyor kimi de “ya bana da bulaşırsa” korkularına kapılarak kulağında ölüm çanları duyuyor.    

Nasıl korkulmasın; nice doktor hastaları iyileştirme yolunda can verdi. Ülkeler neredeyse her gün yüzlerce insanından oluyor. Yaz ortasında sokaklarda gezmek, denizlerde yüzmek, dağ başı rüzgârlarını solumak varken ondan yoksun kalıyor. 65 yaş üstündekiler ise neredeyse toplum dışına itiliyor.  

Bilim insanları laboratuvarlarda salgının kökünü kurutmak için deneylere girişsin, öyleleri de var ki ortama aldırmadan koronaya şarkılar besteliyor, gülmeceler uyduruyor. 

Umut ışıkları...

Salgının insanı ruhsal yıkıma uğrattığını düşünen Hollandalı üç psikolog da dünyayı kasıp kavuracağını varsaydıkları ikinci dalgayı hiç değilse az gerilimle atlatmaları için insanlığa çözüm önerilerinde bulunuyor: Birbirinize güldürücü olaylar anlatıp eğlenin. Düşünüp taşının, kendinizi yaratıcı kılacak etkinliklere yöneltin. Uzun yolculuklara çıkın, günlük yürüyüşlerinizi sürdürün...  

Gelişim psikolojisi üzerinde uzmanlaşan Bertus Jeronimus, korunma alanını daha da genişleterek koronovirüse yönelik kaygıları önleyecek öğütler veriyor:  

Bir an on yıl sonrasını düşleyin. Çocuklarınız, torunlarınız ya da öbür sevdiklerinizle bir arada bulunduğunuzu içinizden geçirerek, onlara koronavirüs salgınında yaşadıklarınızı anlattığınız duygusuna kapılın. Böylece kendinizi sıkıntılı ortamların dışına taşırmış olacaksınız.

İnsanlarımız... 

Bilim insanları toplumu esenliğe erdirmede maske takmanın, sırlanırken araya mesafe koymanın, temizliğe özen göstermenin koruyucu yanlarını anımsatadursun; kimileri asker uğurlamada neredeyse birbirinin sırtına bindi. Düğünlerde davul zurna eşliğinde halay tepti. Üç aylık bebekleriyle anneler babalar, gençler, yaşını başını alan yetişkinler sahilleri karınca yuvasına çevirdi. Mesafe koymaları istenenler, sıraya dizilirken neredeyse birbirine yapıştı. Maske takın denildi, tam tersine maskeyi atmakla kalmadılar, doğaya bağırlarını açtılar. On kişilik minibüse otuz kişi girdi. Otobüsün 32 kişilik olduğunu belirten sürücü dayaktan geçirildi.  

Bu koşullarda temizliğe değinmeye gerek var mı?.. 

Belli ki dünyayı kasıp kavuran korona esintiyse, ikinci dalga dedikleri fırtına olacak. Kendini bilenler, çare arayan bilim insanlarının ağzına bakarken, kimileri de kendilerini birer cesaret kahramanı ilan etmeye kalktı!

Gülmeceler

Psikologların “mizah” dediği gülmeceye gelince Nasrettin Hoca’nın, Bektaşi dedelerinin, gün görmüş yaşlı anaların, bilge ruhlu babaların çocuklarıyız. Kökümüz her sözüyle inci tanesi nenelere, bilgiç dedelere dayanır. Aramızdan Aziz Nesin gibi bir gülmece dehası çıkarmışız. Yerine göre her birimiz yakası açılmamış gülmece dilbazı oluruz!

Ruh halimizi bilmek istiyorsa, bu örnekler de psikolog Jeronimus için:    

- Yüzyılın son kabadayısı korona adam, dünyada ne kadar bar, pavyon ve kumarhane varsa tek başına kapattı. Saygılar Bay Korona’ya...

- Metrobüs kolonya kokuyor. Virüsle bir günde muasır medeniyetler seviyesine çıkıverdik!  

- “Deprem var, içeri girmeyin, virüs var dışarı çıkmayın” deniyor. Anneme “Virüs var, alışveriş yapalım” diyorum. O da “Dur bakalım, belki ölürüz, boşuna masraf yapmayalım!” diyor.

- Bu gidişle evde kalsak Bakırköy, dışarı çıksak tahtalıköy, Allah hayra çıkarsın sonumuzu!

- Çin’den gelen her şey bugüne değin çakmaydı, bir tek koronavirüsü sağlam çıktı.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Benlik arayışları 19 Nisan 2024
Romeo ve Juliet 12 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları