İzmir'in futbolla sınavı
KONUK YAZAR | Suavi Yardımoğlu, Cumhuriyet Ege için yazdı...
Bir zamanlar Süper Lig'de (o zamanki adıyla 1.Lig) 5 takımla birden temsil edilen İzmir futbolu 2002 -2003 sezonunda Altay ve Göztepe'nin birlikte küme düşmesinin ardından takımsız kaldı.
Profesyonel futbol liglerinin başladığı 1959'da Milli Lig Beyaz Grup'ta Altay ve İzmirspor, Kırmızı Grup'ta da Göztepe ve Karşıyaka ile temsil edilen İzmir, bir sonraki sezon Altınordu'nun da katılımıyla 1964-1965 sezonuna kadar 5 takımla yer almıştı.
Aradan yıllar geçti. İzmir için Süper Lig çok uzaktı bir dönem Altay ve Göztepe'nin birlikte vedası moralleri bozmuş ve herkesin diline düşmüştü. Geçen 7 yıl içerisinde hemen her futbol söyleşisinde "Neden İzmir'in Süper Lig'de takımı yok?" sorusu İzmirliler'i bıktırmıştı, ta ki, 2010-2011 sezonunda Bucaspor doğrudan Süper Lig'e yükselinceye dek...
Bucaspor'un Süper Lig serüveni kısa sürünce İzmir futbolu yeniden sessizliğe gömüldü. Alsancak Stadı yıkılınca bir de saha krizi baş gösterdi.
2017-18 sezonunda Göztepe'nin lige ayak basmasının ardından, geçtiğimiz sezon da siyah beyazlıların üç sezonluk müthiş çıkışın ardından Süper Lig'e yükselmesi 18 yıl sonra Göztepe ve Altay'lı, iki İzmir takımlı bir lig yarattı.
Ardından, İzmir finalini kaybeden Altınordu'nun bu sezon lige gelmesi bekleniyordu. Menemen lige ısınıyordu. Bucaspor 3.lig'den çıkmıştı. Karşıyaka transferi kapalı olmasına karşın iki kez play off'a çıkmış ve penaltılarla 2.Lig şansını yitirmişti. İzmirspor ise yeni yönetim yeni umutlarla profesyonelliğe dönüşün meşalesini yakmış, üstelik de Levent Eriş gibi deneyimli bir teknik adam da yetiştiği takıma hizmet etmeye dönmüştü.
Her ne kadar en önce yapımına başlanan Karşıyaka Stadı sürüncemede kalsa da, önce Gürsel Aksel Stadı, sonra da Alsancak Mustafa Denizli Stadı hizmete girdi. Karşıyaka Atatürk Stadı'ndan Bornova'ya taşındı, özlemle beklenen transferin önü açıldı.
Altay yıllar sonra yuvaya dönen Mustafa Denizli ile başladığı Süper Lig serüveninde İzmir Derbisi'ni kazanıp, Beşiktaş'ı da mağlup ederken, çok farklı izlenimler bırakmıştı. Ancak ard arda kayıplar transferdeki isabet yüzdesini de, hayalleri de aşağı çekti. Altay yeni sahasında maç kazanamadı, ama deplasmanda Göztepe derbisini kazanıp yeni hocası Serkan Özbalta ile geçmişe kayıplar serisine sünger çekti. Gaziantep galibiyeti ile de Alsancak fobisini kırdı.
Göztepe ise 4 haftalık galibiyet serisi ile kafasını kaldırdığı tehlikeli bölgeye kayıplar serisi ile yeniden inerken skandal Galatasaray maçının ardından Giresun maçında da çok önemli bir kayıp verdi. Şimdi iki İzmir ekibi de tehlikeli bölgedeler. Tabi bunda transfer yanlışlıklarının, radikal kararların zamanlamasındaki yanlışlığın yanısıra, gidilip ya da pas geçilen VAR kararlarıyla iki ekibinde çok örselendiği gerçeği karşımızda duruyor.
Bu kadar çok yanılgı artık olayların niteliğini "hata" olarak değerlendirmeyi güçleştiriyor.
20 takımla oynanan Süper Lig'de İstanbul'dan 6, Antalya ve İzmir'de ikişer takım var. Adana, Gaziantep, Giresun, Hatay, Kayseri, Konya, Malatya, Rize, Sivas ve Trabzon'dan ise birer ekip bu kulvarda koşuyorlar. Süper Lig'de 1980-1981 sezonundan sonra ilk kez en üst ligde Başkent'ten bir takım yok ve Trabzonspor şampiyonluğa koşuyor.
Galatasaray'ın Göztepe galibiyeti olmasa neredeyse tehlike ile adının anılacağı ligde Fenerbahçe ve Beşiktaş zirveden çok uzaktalar. İzmir'in başına daha neler gelir bilinmez. Sadece iyi futbol oynamak yetmeyecek bazı engelleri de aşmak gerekecek.
Bir alt lige dönersek Altınordu geçen yıl final oynayan takımı neredeyse tümüyle satışa gönderince, bu ligin o kadar hafif olmadığı gerçeği karşısına dikildi. Hüseyin Eroğlu'nun yapacak çok fazla bir şeyi yoktu. Ara transferde de alınan bir kaç futbolcu genç takımı yönlendirip, sırtlayacak düzeye ulaşamadı. Araya sakatlıklar ve cezalar da girince Şeytanlar ligin dibine çakıldı. Yük bir ya da iki futbolcunun üzerine bindi.
Menemenspor ise transferdeki keşiflerine karşın tıpkı Göztepe ve Altay gibi onların da hakem kararlarından canı çok yandı. Üstelik ilçeden bir avuç vefakar taraftar dışında destek göremedi.
Karşıyaka ise teknik heyet konusunda istikrar sağlayamayınca yapılan transferlerin hayrını göremedi, çoğu transferden de yararlanamadı. İyi oynadığı maçları da ya basit hatalardan, ya da yakaladığı fırsatları cömertçe harcamak suretiyle kazanamadı.
İzmirspor ise Çiğli ve Aliağa ile giriştiği yarışta dezavantajı avantaja çevirip, camianın bıktığı amatörlükten kurtulabilmenin uğraşı içinde.
Sadece Bucaspor 1928 tehlikeden uzakta ve 2.Lig'de play off savaşımı veriyor.
İzmir de futbolda önemli bir sınav veriyor. Harcanan onca emeğin, yapılan güzel işlerin, yaratılan futbolda İzmir ikliminin boşa gitmemesi için bu sınavın mutlak kazanılması gerek. İzmir'in yeni bir futbol karanlığına daha dayanacak gücü yok. Koşullar göz önüne alındığında zor, ancak sınavı başarıyla geçebilmek doğru işlerle olanaksız değil.
Dileriz başarırız.
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- Ayşenur Arslan’ın Colani ile ilişkisi
- Serdar Ortaç: 'Ölmek istiyorum'
- Hatay’da yaşayan Alevi yurttaşlar kaygılı
- Kalın Colani'nin yolcusu!
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama
- Türkiye'den Şam Büyükelçiliği'ne atama!
- İmamoğlu'ndan 'Suriyeliler' açıklaması