Sürdürülebilirlik; beslenme, sağlık ve iyi yaşama yönelik ihtiyaçlarla artık daha da göz önünde. Dünyamızı ve çevremizi daha iyi bir yer hâline getirmeyi merkeze alan sürdürülebilirlik, aslından insanın iyi yaşama ulaşmasından yola çıkıyor. Sürdürülebilirlik; ortak değer yaratma ve bunu yaşatma noktasında artık insanlar için tek ve zorunlu bir seçenek hâline dönüşüyor. Bu içerikte temel olarak sürdürülebilir bir dönüşümü inşa etmenin yollarını inceleyeceğiz.

Görsel-1

Hammaddesi doğa: Gıda

Gıda, hammaddesi doğrudan doğaya dayandığı için sürdürülebilir bir geleceği inşa etmenin temel unsurlarından bir tanesi olarak karşımıza çıkıyor. Gıda ürünlerinin yaşam döngüsünü iyileştirmek ve gelecek nesillere ulaştırmak; ürünlerin ham maddelerinden atık dönüşümüne kadar uzanan doğru bir yolculuğu da zorunlu kılıyor. Gıda sistemlerinde sürdürülebilir tüketim modellerinin benimsenmesi bu noktada daha da önem kazanıyor.

Hedef 0: Karbon

Sürdürülebilirlik için gezegeni paylaştığımız herkese, varlığını sürdüren her şirkete büyük sorumluluk düşüyor. İnsana, topluma ve gezegene karşı sorumluluk duyan şirketler, performanslarını geliştirirken ve iş stratejilerini kurgularken doğayı iyileştirecek bir dönüşüm yaratmanın yollarını arıyor. “Net sıfır” hedefi şirketlere güç verirken gezegeni iyileştirme, kaynakların sürdürülebilir yöntemlerle tedariki, karbon nötr markalar yaratma, ambalaj ve paketlemede plastik kullanım oranının azaltılması gibi konulara giderek daha fazla önem atfediliyor.

Görsel-2
Görsel-3

Sürdürülebilirliğin geleceği: Yenilikçi teknoloji

Sürdürülebilirlik konsepti; hedeflediği iyi yaşam temelli geleceğe ulaşabilmek için her daim geliştiriliyor. Bunu yapabilmek için teknolojiden maksimum seviyede faydalanmak gerekiyor. Dijitalleşmeyle süreçleri daha yalınlaştırma; yapay zeka ve otomasyonla tüm sürdürülebilirlik süreçlerini gözlemlenebilir hâle getirmek ayrı önem arz ediyor. Bu noktada sürdürülebilirliğin yeni hedeflerle geliştirilebilir hâle getirilmesi de teknoloji potansiyelinin doğru kullanılabilmesine bağlı. Sürdürülebilirliği inşa eden karbon yakalama, biyoyakıt teknolojileri, daha farklı sulama sistemleri, atık ve kirlilik raporlama, lojistiği iyileştirme ve benzeri gibi unsurlar esasında yeni nesil teknolojilere bağlı kullanımları da içeriyor. Özetle; sürdürülebilirlik için yeni nesil teknolojileri ve dijitalleşmeyi doğa dostu uygulamalar olarak tasarlamak gerekiyor.

Yeni çözümler: Lojistik

Sürdürülebilir bir gelecek için ulaşım, tedarik zinciri ve lojistik gibi unsurlar en az sürdürülebilir bir yaşam döngüsünün öncelikli konularından. Biliyoruz ki bir ürünün karbon ayak izinin yüzde 45 ila yüzde 65’inin tedarik zincirinde ortaya çıkıyor. Lojistik ve ulaşımda araçların daha verimli kullanılması, düşük emisyonlu yakıtlara geçilmesi ve elektrik temelli ulaşım alternatiflerinin yaratılması sürdürülebilirliğin öncelikle yollarda başlamasına zemin sağlıyor.

Görsel-4
Görsel-5

Sürdürülebilir gelecekte NESTLÉ imzası: “Net Sıfıra Giden Yol”

Dünyanın lider beslenme, sağlık, iyi yaşam şirketi Nestlé’nin global eylem planı öncülüğünde, her departmanın kendi faaliyet alanı doğrultusunda sürdürülebilirliğe odaklanan vizyoner çalışmaları bulunuyor. Hammaddenin tedarikinden, ürünün tüketiciye ulaşmasına kadar geniş bir sorumluluk alanı olan Tedarik Zinciri departmanı da yenileyici, kapsayıcı ve döngüsel bir sürdürülebilir gıda sistemi için faaliyetlerini şekillendiriyor. Üretimden tüketime, ürünlerin yaşam döngüsündeki her adımında sürdürülebilirliğe odaklanan Nestlé Tedarik Zinciri çalışmalarını Nestlé Türkiye Tedarik Zinciri Direktörü Emel Gülşen aktardı.
Nestlé’nin küresel çapta rehber aldığı yeni yol haritasının, Türkiye’deki çalışmalarına da rehberlik ettiğini belirten Nestlé Türkiye Tedarik Zinciri Direktörü Emel Gülşen, Nestlé Türkiye’nin FMCG sektöründeki lider vizyonunu lojistik süreçlerindeki çalışmalarına da aktardıklarını dile getirdi. Emel Gülşen, “Nestlé Türkiye olarak, 2018 yılından bu yana somut ve kalıcı faydalar üretebilmek adına, tedarik zinciri süreçlerinde ‘Net Sıfıra Giden Yol’ projemizi yürütüyoruz. Bu proje ile emisyonlarımızda yaklaşık 24 bin tonluk azaltma sağladık. Bu miktar ortalama 10 yaşındaki 396 bin ağacın bir yıl içerisinde oksijene çevirebileceği miktara denk geliyor. Yenilikçi teknolojiler yardımıyla, ürün ve hizmetlerimizin yaşam döngüsü boyunca etkilerinin pozitif yönlü olmasına özen gösteriyoruz. Bu kapsamda, kaynakları riske etmeden, üretim ve tüketim dengesinin korunması adına çevre dostu uygulamalara geçişi hızlandırdık. Nestlé Global tedarik zinciri 2022 yılında, 2018 yılındaki bazına göre karbon emisyonlarını yüzde 28 azaltırken bu rakam Türkiye’de yüzde 25. Tedarik zinciri olarak, 2030 yılına kadar lojistik kaynaklı emisyonları yüzde 40 oranında azaltmayı hedefliyoruz. Aynı zamanda teknolojiden maksimum seviyede faydalanarak, dijitalleşmeyle süreçleri daha yalınlaştırmak, kağıt kullanımını ortadan kaldırmak, tüm süreçleri izlenebilir hale getirmek de şirketimizin diğer önemli önceliklerinden.” dedi.

Şimdi daha fazlasını keşfet