Wall Street bir kumarhanedir

‘Para Tuzağı diğer yönettiğim filmlerden farklı bir film. Starlarla dolu bir gerilim. Son derece narsist bir ünlünün, ruhunu yitirmiş bir gösteri adamının öyküsü. Polisler, bombalar, tabancalar, adrenalin var. Tam bir tür örneği. İki genç yapımcıyla senaryoyu geliştirdim” diyor Jodie Foster.

27 Mayıs’ta gösterime giren The Money Monster (Para Tuzağı) George Clooney ve Julia Roberts gibi iki starı Ocean’s Twelve’den (2004) 12 yıl sonra bir aya getirdi. Money Monster (Para Canavarı) adlı TV programının sunucusu, finans gurusu Lee Gates (George Clooney) şovunun tam ortasında stüdyoya gizlice sızan Kyle Budwell (Jack O‘Connell) tarafından rehin alınır. Kyle, Lee’nin önerisi üzerine annesinden miras kalan parayla Ibis Clear Capital’den hisse satın almış ama bir gecede 60 bin dolarını yitirmiştir. Kyle gibi Lee’ye inanan işçi sınıfından çok sayıda kişi 800 milyon dolar kaybetmiştir. ‘Altımızdan ülkeyi çalıyorlar. Üstelik Müslümanlar, Çinliler çalmıyor, hükümet, medya çalıyor’ diyen Kyle elindeki tabancasıyla sesini tüm Amerikan vatandaşlarına duyurmaya çalışmaktadır. Programın yönetmeni Pattyy Fenn (Julia Roberts) canlı yayını kesmek ister fakat Kyle’ın tehditiyle sürdürmek zorunda kalır.

Hem canını hem de ününü kurtarmak isteyen Lee Gates, Kyle’la konuştukça gerçeği, kendiyle ilgili gerçekleri de ayrımsamaya başlar. Tüm etik değerlerini kaybetmiş olan Lee, Kyle’la yardım etmek için Ibis Clear Capital’in hisselerini satın almaları için topluma çağrıda bulunur. Başarılı olamaz, bu da onun insanlara değil paraya inandığını kanıtlar. Ibis Clear Capital’in CEO’su Walt Camby’nin (Dominic West) silah zoruyla yapacağı açıklamalar ise şoke edicidir.

‘Büyük stüdyo filmleri yapmak istemiyorum. Starlarla film yapmak otomatik olarak işin boyutunu değiştiriyor. Clooney çok meraklı, her şeyle ilgilenen biri. Sabah komedide oynayıp akşam uçakla dünyanın öbür ucuna gidebilir. Julia Roberts filmde gerçekten muhteşemdi, beni çok etkiledi. George ve Julia gibi yıldızlarla çalışmak karmaşık olabiliyor, donanımlarıyla birlikte geliyorlar’ diyen oyuncu, yapımcı, yönetmen Jodie Foster’ın Para Tuzağı (2016), 1970’lerin Amerikan sinemasının yetkin örneklerini çağrıştırıyor. Özellikle Sidney Lumet’in Network’unu (Şebeke/ 1976) ve Foster’ı iki kez yöneten Martin Scorsese’nin The King of Comedy’sini (Komediler Kralı/ 1983).

Little Man Tate ( Küçük Adam Tate/ 1991), Home fort he Holidays (Yılbaşı Tatili/ 1995), The Beaver (Kukla/ 2011) üçlemesinde aile aile ilişkilerini, yalnızlığı betimleyen Jodie Foster, dördüncü uzun metrajı The Money Monster’da (Para Tuzağı/ 2016) finans sektörünü, medyayı, kapitalizmi, yozlaşmayı, duyarsızlığı eleştiriyor. Wall Street büyük bir kumarhanedir, sizin paranızla kumar oynuyor diyor.