Dimdik ayaktayız
Dün olduğu gibi bugün de tutuklama, baskı ve tehditler işe yaramayacak... Kurucumuz Yunus Nadi’nin tanımıyla “Cumhuriyetin, bilimsel ve yaygın tanımıyla demokrasinin savunucusu” olan Cumhuriyet, bugün okurlarıyla birlikte, 93 yıldır dimdik ayakta olmanın gururunu yaşıyor.
Cumhuriyet gazetesinin kurucusu Yunus Nadi, gazeteye adını veren de Gazi Mustafa Kemal Atatürk’tür. Bugün Cumhuriyet gazetesinin isim hakkı Cumhuriyet Vakfı’nın elindedir. 7 Mayıs 1924’te ilk sayısı yayımlanan Cumhuriyet gazetesinin bu ilk adımından, Cumhuriyet Vakfı’nın bugününe kadar geçen sürecin öyküsünü özet olarak sunuyoruz.
Cumhuriyet’in mali yaptırımlarla, hapislerle ve reklam boykotları ile kuşatılmaya çalışıldığı şu günlerde özetle de olsa “Cumhuriyet’in öyküsü”nü paylaşmak anlamlı olsa gerek.
Cumhuriyet’in öncülü
Yunus Nadi 1918 yılında İstanbul’da Yeni Gün gazetesini çıkarmaya başladı. İstanbul işgal edilmişti. 19 Mayıs 1919’da Mustafa Kemal Anadolu’ya geçerek, direniş hareketinin meşalesini tutuşturmuştu. Yunus Nadi’nin İstanbul’da yayımlanan gazetesi Yeni Gün, sansür, baskılar ve zor koşullar altında ulusal direniş hareketini destekliyordu.
Birinci Dünya Savaşı sona erince Osmanlı Devleti galiplerle Mondros Ateşkes Antlaşması’nı imzaladı. Bu Antlaşmanın imzalanmasından altı gün sonra başkent İstanbul işgal edildi. Bir gün işgal kuvvetlerinin askerleri Yunus Nadi’yi tutuklamak için Yeni Gün’ü bastılar, arama yaptılar. Yunus Nadi baskından çok kısa süre önce kaçarak işgal güçlerinden kurtulmuştu. İstanbul’dan ayrıldı, gizlice Ankara’ya geçti.
Yeni Gün Ankara’da
Yunus Nadi Ankara’daki durumunu şöyle dile getirir:
“Benim elimden gelen gazetecilikti. Milli Mücadele’ye bu yolla yararlı olabilirdim. İstanbul’da yayımladığım Yeni Gün gazetesini bu kez ‘Anadolu’da Yeni Gün’ adıyla 9 Ağustos 1920 günü Ankara’da çıkarmaya başladım.’’
Nadir Nadi yıllar sonra yazdığı anılarında Anadolu’daki Yeni Gün’ü şöyle anlatır:
“Yeni Gün’ün kadrosu bir başyazar (Yunus Nadi), bir yazıişleri müdürü, düzeltmen, aynı zamanda fıkra yazarı (Kemal Salih Sel). Bir idare müdürü, aynı zamanda baş bayii. Dört dizici ve bir makinist, aynı zamanda hamal. İşte Ankara’daki Yeni Gün’ün kadrosu... “
Cumhuriyet ilan ediliyor
Yunus Nadi aynı zamanda I. Meclis’te Anayasa Komisyonu Başkanı idi. 29 Ekim 1923 Pazartesi Günü sabahı Büyük Millet Meclisi kürsüsünde Cumhuriyet’in kuruluşunu o açıkladı.
“Arkadaşlar; Birinci Türkiye Büyük Millet Meclisi kabul ettiği anayasamızın 1. maddesine bir fıkra ilave ediyoruz. Birinci madde şöyledir:
Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. İrade usulü halkın yazgısını bizzat ve kendi kendine yönetmesine dayalıdır. Bu maddeye zaten bu maddenin altında saklı olan şu cümleyi de ilave etmiş bulunuyoruz:
Türkiye Devleti’nin hükümet şekli Cumhuriyettir.”
Atatürk’ün çağrısı
29 Ekim 1923 günü Cumhuriyet’in ilanı bütün yurtta coşkuyla karşılandı. Cumhuriyet’in ilanından sona halifenin yanında yer alan İstanbul basını ise sesini daha da yükseltti. İstanbul basınındaki kimi yazarlar hilafetin kaldırılacağını artık anlamışlardı. Bu nedenle adeta saldırıya geçmişlerdi.
Bunun üzerine Mustafa Kemal, Yunus Nadi’yi çağırdı ve şunları söyledi:
“Benim Hâkimiyet-i Milliye (Mustafa Kemal’in Ankara’da yayımladığı gazete) ve senin Yeni Gün görevlerini hakkıyla yerine getirdiler. Şimdi İstanbul’da Babıali’de cumhuriyet düşmanlarına ve hilafet yanlılarına karşı mücadele verecek bir gazete çıkaralım, adını da Cumhuriyet koyalım.”
Kısa süre sonra Cumhuriyet gazetesi İstanbul’da yayın hayatına başladı.
DEMOKRASİNİN SAVUNUCUSU
Cumhuriyet gazetesinin yayın hazırlıkları Nisan 1924 sonunda tamamlanabilmişti. İlk sayısı 7 Mayıs 1924 günü çıktı. Yunus Nadi ilk sayıda “Okuyuculara Sunuş” adlı baş yazısında Cumhuriyet gazetesinin ilkelerini de ortaya koymuştur. 80 yıldır uygulanan bu ilkeler, Yunus Nadi’nin ilk gün yazdığı sunuş yazısında aynen şöyledir:
“Cumhuriyet’in siyasi programı isminden belli olduğu gibi, onu yayımlayanların siyasi hayatları da bellidir. Cumhuriyet Türkiye’de büyük kavgalarla elde edilmiş tarihi bir sonuçtur. Biz (...) bu amaç uğrunda fiilen çalışmış insanlarız. Memlekette bu muzaffer ve galip fikrin çok kuvvetli taraftarları vardır. Cumhuriyet memlekete malolmuş bir fikirdir. Biz onun temsilcisi ve koruyucusuyuz. Bu temel düşünce göz önünde tutulduktan sonra kesin olarak söyleriz ki gazetemiz ne hükümet gazetesi ne de parti gazetesidir. Cumhuriyet sadece cumhuriyetin, bilimsel ve yaygın ifadesiyle demokrasinin savunucusudur.”
Cumhuriyet işte böyle kuruldu.
İlhan Selçuk, Cumhuriyet'in 73'üncü yıldönümünde yazmıştı: 7 Mayıs
Cumhuriyet Vakfı
Cumhuriyet gazetesini Yunus Nadi kurdu, oğlu Nadir Nadi kurumlaştırdı. Cumhuriyet gazetesi dünyada pek az örneği olan kendine özgü bir yönetim biçimiyle yaşamını sürdürüyor. Gazeteyi kurumlaştıran Nadir Nadi’nin eşi Berin Nadi tarafından kurulan Cumhuriyet Vakfı, gazetenin isim hakkının sahibidir. Bu vakfa Yunus Nadi’nin kızı Leyla Uşaklıgil de katılarak babasından kalan isim hakkını Cumhuriyet Vakfı’na bağışladı.
Vakıf Resmi Senedinin başlangıç ilkeleri aynen şöyledir:
Cumhuriyet Gazetesi Mayıs 1924’te yayımlanan ilk sayısında kurucusu Yunus Nadi’nin kalemiyle yayın ilkelerini belirlemiştir. Cumhuriyet ne hükümet , ne parti gazetesidir, Cumhuriyet yalnız cumhuriyetin bilimsel ve yaygın anlatımıyla demokrasinin savunucusudur. Cumhuriyet ve demokrasi fikir ve esaslarını yıkmaya çalışan her kuvvete karşı mücadele edecektir. Ülkemizde her anlamıyla gerçek bir demokrasi kurulması için bütün varlığıyla çalışacaktır. Cumhuriyet, Atatürk devrim ve ilkelerinin açtığı “aydınlanma” yolunda, aklın bağnazlıktan, bilimin dinden bağımsızlaşması, laiklik ilkesinin toplumca benimsenmesi için çaba gösterecektir. İnsan Hakları ve Temel Özgürlükler Bildirgesi’ni demokrasinin evrensel anayasası olarak benimseyen Cumhuriyet amaçlarına ancak Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlığı ve bütünlüğü kapsamında ulaşılacağını temel ilke sayar. Cumhuriyet gazetesini kuran Yunus Nadi, kurumlaştıran Nadir Nadi’dir. Cumhuriyet Türkiyesi’nin temelleri atılırken kurulan Cumhuriyet Gazetesi Yunus Nadi’nin ölümünden sonra her çeşit güçlüğe karşı yarım yüzyıllık savaşımla hiç ödün vermeden yöneten ve kurumlaştıran Nadir Nadi 20 Ağustos 1991 günü gözlerini yaşama kapatmıştır. Kimliği, ilkeleri ve amaçları bu uzun süre içinde belirlenip toplumda kök salan Cumhuriyet’i aynı yörüngede yaşatmak, Cumhuriyet Türkiye’sine topluma ve Cumhuriyet okurlarına karşı bir ödev niteliğine dönüşmüştür. Cumhuriyet Vakfı, bu amacı yerine getirmek için kurulmuştur.
Çalışanların Vakfı
Nadir Nadi’nin 1991 yılında ölümünden sonra gazete çalışanları ve gazetenin okurları büyük özveri göstererek gazeteyi yaşattılar. Vakfımızın kurucusu Sayın Berin Nadi’nin 5 Kasım 2001’de ölümünden sonra vakıf Yönetim Kurulu toplanarak, Vakıf Başkanlığına oybirliği ile İlhan Selçuk’u seçti. 2010 yılında İlhan Selçuk’u yitirdik ve Vakıf Başkanlığını yine oybirliği ile Orhan Erinç üstlendi.
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- Ayşenur Arslan’ın Colani ile ilişkisi
- Serdar Ortaç: 'Ölmek istiyorum'
- Hatay’da yaşayan Alevi yurttaşlar kaygılı
- Kalın Colani'nin yolcusu!
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama
- Türkiye'den Şam Büyükelçiliği'ne atama!
- İmamoğlu'ndan 'Suriyeliler' açıklaması